WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı; tanıkların kişisel durumlarının ya da toplumun etik kurallarına aykırı tutumlarının da yargılama için önemli olmadığı, dosyada dayanılmayan ya da ispat edilememiş bir hususun hükme esas alındığından söz edilemeyeceği, ceza mahkemesinin mahkumiyet ilamıyla da hukuk hakiminin bağlı olduğu, bu şekilde evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kocanın tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, davanın kabulü ile boşanma boşanma kararı verilmiş olmasında, kadının feri taleplerinin kabulü ile evlilik süresi ile erkeğin kusur derecesi dikkate alınarak hükmedilen tutarlarda bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmekle, erkeğin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2019 NUMARASI : 2017/751 ESAS 2019/134 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karar karşı davalı karşı davacı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. ve 356.maddeleri gereğince DURUŞMASIZ OLARAK ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesine göre istinaf sebepleri ile bağlı olarak dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ağır kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmasına, davacı lehine 700TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 15.000TL maddi, 20.000TL manevi tazminat ile ziynet alacağına karşılık olmak üzere 30.000TL 'nin hüküm altına alınmasını telep etmiştir....

Dava; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, yazı cevabında davacı erkeğin üniversitede öğretim görevlisi olduğunu, üzerine kayıtlı eşi ile birlikte ikamet ettiği dairesinin olduğu, davalı kadının halk eğitim merkezinde öğretmen olduğu, eşine ait evde oturduğu, üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....

Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir ki, olayımızda taraflar arasında fiziksel,sözel ve duygusal şiddet gerçekleşmiş, evlilik birliği temelinden sarsılmış ve TMK.nın 166/1. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında asıl ve birleşen davanın davacıları dava açmakta haklıdır....

DAVA ... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde evlilik birliğinin gereklerini ve eş olmanın sorumluluklarına uygun olmayan tutum ve davranışlarda bulunduğunu, davalının müvekkiline ve müşterek çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, davalının zamanın çoğunluğunu internette oyun oynayarak geçirdiğini, akşam işten geldiklerinde yemeklerini de davacının ailesinin evinde yediklerini, çoğu zaman davalının yorgunluğu bahane ederek müşterek haneye gelmek istemediğini, evin işlerini yapmadığını davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, hakaret ettiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir. II....

    Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır....

    Mahkemece; "Tarafların 11/09/2014 yılında evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek bir çocuklarının olduğu, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Tarafların birlikte yaşadıkları dönemde maddi konulardan dolayı aralarında sorunlar yaşandığı, bu sorunlardan dolayı kadının evden ayrılıp ailesinin yanına gittiği, sonrasında evine dönüp 1 hafta müşterek konutta eşiyle birlikte yaşadığı tanık beyanlarından anlaşılmakla öncesine dair yaşanan olaylardan dolayı tarafların birbirlerini affettikleri en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerekmiş ve önceki olaylara dair tanık beyanları mahkememizce hükme esas alınmamıştır. Eldeki davada çözümlenmesi gereken husus tarafların ayrılmalarına hangi olayların sebep olduğu ve tarafların hangi kusurlu davranışlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğidir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/718 KARAR NO : 2021/787 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/217 ESAS - 2021/376 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1996 yılında evlendiklerini, müşterek 3 reşit çocukları olduğunu, aralarında sevgi ve saygı kalmadığını, aile birliğinin sonlandığını, tekrardan bir araya gelemeyeceklerini belirterek, ekli olarak sundukları anlaşma protokolü doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek konutu terk ettiğinin sabit olduğu, evi terk etmesinden sonra eşi ve müşterek çocukla ilgilenmediği, davacının bu süreçte işe girerek çalışmaya başladığı, evlilik birliğine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı davacı erkek davacı kadının alkol sorunu olduğunu iddia etmiş ise de dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı itibari ile davacının alkol kullanımına yönelik durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine yönelik herhangi bir olayın bulunmadığı, buna yönelik tanıkların bilgi sahibi olduğu bir olayın olmadığının anlaşıldığı, davacının tek başına alkol kullanıyor olması davacı tarafa kusur izafe edilmesini gerektirmeyeceğinden erkeğin tam kusurlu olduğu, gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun...

      Açıklanan nedenlerle kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece verilen kesin süreden sonra sunulan deliller hükme esas alınarak yazılı şekilde boşanma kararı verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28/01/2021 tarihli 2019/6604 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu