Davalının gerçekleşen kusuru, evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerine yerine getirmemekten ibarettir. Bu ise, manevi tazminatı gerektiren bir sebep değildir. Manevi tazminata esas alınan olaylar sübut bulunmadığına göre, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2015 (Pzt.)...
Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler (TMK. Mad. 195/1) Toplanan delillerden davacı-davalı kadının bu yönde bir isteminin bulunmadığı gibi eşler arasında davalı-davacı kocadan ve onun ailesinden kaynaklanan bir geçimsizliğin varlığı ve davacı-davalı kadının daha önce birlikte oturulan müşterek konuta dönmemekte haklı olduğuda kanıtlanmış değildir. O halde davacı-davalı kadının davasının reddine, davalı-davacı kocanın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu sebeple davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı TMK. nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK. nun 195. maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
Ancak, 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, "Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. "yasal düzenlemesi karşısında takdir olunan nafakanın 'tedbir nafakası' olduğu gözardı edilerek 'yardım nafakası' olarak hüküm tesisi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1.bendinde yeralan; "...aylık 500TL yardım nafakası...", ifadesinin çıkarılarak, yerine; 1.bendine "...aylık 500TL tedbir nafakası..." ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; davalı-karşı davacı (erkek eş)'in, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, eşinin annesine “ ben kızını istemiyorum, gel götür, kız bebeği istemiyorum, piçini de al götür” demek suretiyle hakaret edip, evden kovduğu, buna karşılık davacı-karşı davalı (kadın eşin)'de; annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, eşine “mal, aptal, bundan bir şey olmaz” demek suretiyle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre koca da dava açmakta haklıdır. Bu durumda kocanın davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur....
Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacının birden çok kez ve kişiyle güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, eşini sürekli olarak aşağıladığı, tehdit ettiği, eşine soğuk davrandığı, hakaret ettiği; davacı- karşı davalının da evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, eşini tehdit ettiği ve ona hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacının daha ziyade kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Hal böyleyken davacı-karşı davalının eşiyle aynı oranda kusurlu görülmesi ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talebinin reddedilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1499 KARAR NO : 2021/2376 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NUSAYBİN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/264 ESAS - 2021/221 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi KARAR : Yukarıda mahkemesi, karar tarihi, esas-karar sayısı, konusu ve tarafları gösterilen karar aleyhine, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderilmiş olup, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosya incelendi, işin gereği görüşülüp düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı taşınmazların devrinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, davalının üzerinde bulunan taşınmazlar ve araçlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1499 KARAR NO : 2021/2376 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NUSAYBİN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/264 ESAS - 2021/221 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi KARAR : Yukarıda mahkemesi, karar tarihi, esas-karar sayısı, konusu ve tarafları gösterilen karar aleyhine, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderilmiş olup, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosya incelendi, işin gereği görüşülüp düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı taşınmazların devrinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, davalının üzerinde bulunan taşınmazlar ve araçlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep ve dava etmiştir....
Yasanın 195.maddesine göre de; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Bu durumda, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemi alır. Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sepeple olanaksız hale gelmesi durumunda da diğer eş parasal katkı talebinde bulunabilir....