anın sanığın yakınlarının haber vermesi neticesinde eve gelip mağdurenin evlenmeye gönlü olmadığını öğrendiği ve mağdureyi aracına alıp babasının evine götürdüğü, olayda sanığın savunmaları ile mağdurenin aşamalarda alınan ayrıntılı beyanlarına göre sanıkla mağdurenin iki gün birarada kaldıkları, sanığın mağdureyi kaçırırken evlenme konusunda düşüncelerini öğrenmek ve ikna etmek olduğu mağdurenin bunu kabul etmemesi üzerine de mağdureye bir zarar vermeksizin tekrar ailesine teslim edildiği bu süreçte, sanığın mağdureye yönelik dışa yansıyan suç teşkil edecek nitelikte cinsel içerikli bir davranışta bulunmadığı, TCK.nın 109/5. maddesindeki cinsel amaç ifadesinin çok geniş yorumlamaya müsait muğlak bir kavram olduğu ceza içeren düzenlemelerin TCK.nın 2. maddesinde düzenlenen kanunilik ilkesi gereği dar yorumlanması gerektiği, 06.10.2015 tarih ve 2013/788 Esas 2015/306 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu karanında da belirtildiği üzere cinsel amaç kavramının dışa yansıyan cinsel içerikli davranışlar...
ın, evlenecek kadın bulacağını söyleyerek müştekiyi dayısı olan temyiz dışı sanık ...’ın evine götürdüğü, her iki sanığın mağduru kandırmaya karar vererek sanık ’i ..., eşi olan sanık ...’u da ...’in kardeşi ... olarak tanıttıkları ve müştekiyi ... ile evlendireceklerini söyledikleri, sanıkların evlenmeye ikna ettikleri müştekiyi Bilecik’e götürerek müştekiye toplam 1.600 TL değerinde 3 adet burma bilezik, 1 çift küpe ve alyans ile sanık ...’a 185,00 TL değerinde kıyafet aldırdıktan sonra otogara gittikleri, burada müştekinin ...’e 150 TL,...’a 30 TL para verdiği, bilahare sanığın bir bahane ile ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekildeki hileli söz ve davranışlarla ikna ettiği müştekiden haksız menfaat temin ettiği anlaşılmakla, üzerine atılı suçun sübut bulduğuna dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir....
‘nin ..e “ben sizinle evlenmeye, yuva kurmaya geldim” demesi üzerine; bekar olan katılan ... ve katılan ...'in bu duruma inandıkları, temyiz dışı sanıklar ile sanık ...'nin o gün katılanların evinde kaldıkları, ertesi gün ...‘ta evlilik işlemleri için beraberce hazırlık yaptıkları, ka.. sanık ... ‘ye üç adet bilezik, bir çift küpe, bir adet altın saat ve üç adet yüzük almak üzere toplam 3.000 TL‘lik ziynet eşyası aldıkları, ardından tanık ... Korkmaz‘ın elbise dükkanından 300 TL‘lik elbise aldıkları, alış-veriş yapıldıktan sonra evliliğin resmi işlemlerini yapmak için katılan ...‘in oğlu İlhan ile sanık ...‘nin kimliklerini alarak arzuhalcı tanık ...i‘nin bürosuna gittiği, katılan ... ile sanıkların da . Devlet Hastanesine kan testi için beraberce gittikleri, Hastanede katılan ...‘ın lavaboya gittiği sırada sanıkların kaçarak uzaklaştıkları, katılan ...‘ın lavabodan geldikten sonra sanıkları bulamadığı, katılan ......
ın katılana ulaşarak ... isimli bir kadın bulduğunu, kendisine çok iyi bakacağını söyleyerek katılanı bu kadın ile görüşmeye ikna ettiği ve katılan ile ... olarak tanıttığı kadını buluşturduğu, katılan ile ... isimli kadının konuşarak evlenmeye karar verdikleri, katılanın, bu işe aracılık etmesi nedeniyle sanık ...'e 300 TL verdiği, sonrasında ... isimli kadının ziynet eşyası istemesi üzerine katılanın, sanık ...'in eşi olan sanık ... ve ... olarak tanıtılan şahsı alarak tanık ...'nun işlettiği kuyumcuya götürdüğü, katılanın 480 TL değerinde ziynet eşyası alarak evleneceği kadına verdiği, kuyumcudan dışarı çıktıklarında sanık ...'ün katılanı lafa tutup oyaladığı sırada, ... isimli kadının ziynet eşyaları ile birlikte yanlarından ayrıldığı, daha sonra sanık İsmgül'ün de olay yerinden kaçtığı anlaşılmakla; sanıkların eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
in de sanığa ilgi duyması üzerine birlikte çıkmaya başladıkları, aralarında duygusal ilişki olduğu ve evlenmeye karar verdikleri, ancak tanık ...'in sanığın daha önceden yapmış olduğu evliliklerinden haberinin olmadığı, bu arada sanığın tanık ...'in ailesi ve babası katılan ile de diyaloğa girdiği, yakın ilgi gösterdiği, evlerinin satışına ve yeni ev satın almalarına yardımcı olduğu, sanığın davranışlarından etkilenen ...'in daha sonra sanığın evli olduğunu öğrenmesine rağmen ilişkisini devam ettirdiği, sanığın telkini ile işini bıraktığı, akabinde sanığın kredi kartı borçlarını ödeyeceğini söyleyerek ...'den aldığı kredi kartlarını kendi menfaatine kullandığı, bilahare tanık ... adına aldığı telefon hatlarını kullanarak 6500 TL civarında borç yaptığı, yine tanık ...'...
ile evlenmeye karar verdikleri, bunun üzerine katılanın sanığa nikahta takması için 3.500.TL tutarındaki altını alarak kuyumcuya ayırttıkları, yine aynı gün sanığa 500.TL tutarında kıyafet aldıkları, sanık ...'ın "gelin takıları takın ve gelini alın gidin" demesi üzerine, katılanın annesi, kardeşi ve tanık ... ile birlikte kuyumcuya ayırtmış olduğu takıları da alarak Uşak iline gittikleri, burada sanık ...'ın kendilerini karşıladığı ve sanık ...'nin evine götürdüğü, katılanın beraberinde getirdiği ziynet eşyalarını sanık ... 'ya taktığı; ancak sanıkların takılan altınları yetersiz bulmaları üzerine beraber Ahmetli ilçesinde bulunan kuyumcuya giderek 2.600 TL değerinde 2 adet daha altın bilezik alarak sanık ... 'ya takıldığı, ayrıca arabuluculuk yaptığı için sanık ...'...
edilen suça dair ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu unsurların ve bu suçun, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün delillerle soruşturma ve kovuşturmalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz incelemesini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu, fiilin eleştiri dışında doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanıklar ...ile... haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında suç tarihinden önce arkadaşlık eden mağdure ile suça sürüklenen çocuk ...’ın evlenmeye...
Her ne kadar davalı bir araya gelmelerinin karşılıklı rızaya dayalı olduğunu beyan etmiş ise de onyedi yaşındaki kişinin serbest iradesi ile evlenmeye karar veremeyeceği, davacıya ait ortada hukuken geçerli bir irade beyanının olmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalı ...'in, onyedi yaşındaki davacı ile evlenmeksizin bir araya gelerek ve onun kızlığını bozarak üç ay bir arada yaşaması davacının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne saldırı niteliğinde olup uygun bir manevi tazminat ödetilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
nın mağdureye karşı herhangi bir cinsel söz veya cinsel eylemi olmaksızın, sadece mağdureyi eşinden boşanıp kendisiyle evlenmeye ikna etme saiki ile diğer sanık ... ile birlikte hürriyetini kısıtlayıp atılı suçu işledikleri anlaşılmakla; mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki 2. numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık ...'nın eksik araştırma ./.. S/2 ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik, sanık ...'...
Somut olayda, düğünün kararlaştırıldığı 22.05.2016 tarihi itibariyle, davalı Merve'nin 16 yaşını dahi ikmal etmediği, yaş küçüklüğü nedeni ile evlenmeye izin talebinin reddine karar verildiği bu halde davalı Merve'nin 17 yaşının doldurmaması nedeni ile yaş küçüklüğü nedeni ile TMK'nın 124. Maddesi uyarınca evlenme ehliyetinin olmadığı ve somut olayda evlenme engelinin olduğu anlaşılmaktadır. Evlenme, yalnız Türk Medeni Kanunun emrettiği şekli merasime (TMK. 141 ve 142, Evlendime Yönetmeliği .m12) uyulmak şartı ile yapılabilir....