Tarafların resmi nikah yapmadan yaşamaları, bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nendenle uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığından söz edilemez. Davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılması gerekir (Aynı Yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/19702 Esas ve 2017/5682 Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenle, davaya bakmakla görevli mahkemenin Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- ) 6100 sayılı HMK'nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 4....
Kaçırma bir nevi evlenmeye ikna için olmuştur. Nitekim dosyamızda mağdure ile sanığın ilerleyen aşamalarda tekrar gerçekten evlendikleri ve evliliğin devam ettiği anlaşılmaktadır. Yasanın cezayı artırmak istediği durum kaba cinsel arzuların tatmini için cinsel saldırı yapmak amacıyla ve bunu temin etmek için hürriyetten yoksun kılma suçunun işlenmesidir. Evlenmek amacıyla suçun işlendiği ve cinsel saldırının da gerçekleştirilmediği bir durumda cezanın artırılması, yasadaki suçta ve cezada kanunilik ilkesine uymadığı için maddi ceza hukukundaki yorum yasağını ihlal etmek olacaktır. Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, 4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması” şeklinde sayılmış ve bu hâllerden birinin varlığı durumunda evlenmenin kesin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Nisbi butlan ise; TMK’nın 148, 151 ve 153. maddelerinde öngörülen sebeplerden biri ile evlenmenin sakat olması hâlini ifade eder. Bu sebepler; evlenme sırasında ayırt etme gücünden geçici yoksunluk, irade sakatlığı ve yasal temsilcinin izninin bulunmamasıdır. TMK'nın 156. maddesinde “Batıl bir evlilik ancak hâkimin kararıyla sona erer” hükmüne yer verildiğinden, her iki hâlde de sakat olan evlenme, ancak hâkimin kararıyla sona erebilir. Burada hâkimin kararının ileriye etkili olacağı tartışmasızdır. 22....
Çiçek’e söylemesi nedeniyle ...’ın, katılanı temyiz dışı ... ile tanıştırdığı, sanığın katılana kendisini ...’in kardeşi olarak tanıttığı ve ...’in isminin ... olduğunu söylediği, bir müddet görüştükte sonra katılanın ... ile evlenmeye karar verdiği, bu nedenle...e 1.500 TL değerinde ziynet eşyası aldığı, ayrıca katılanın amcasının oğlu olan tanık Servet Şengün'ün evine de misafir oldukları, burada kendi aralarında katılan ile...in nişanını yaptıkları, katılanın, ...’e iki yüzük ve bir bileklik aldığı, sonradan sanık ile ...’in Biga'dan ayrılarak gittikleri, katılanın sanık ve ... ile görüşmeye çalışmasına rağmen her seferinde onu oyalayarak görüşmek istemedikleri gibi katılandan iki adet başkaca altın bilezik istedikleri, katılanın bu durumdan şüphelenmesi üzerine yaptığı araştırmada...in sanık ...'...
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık anlatımlarından, henüz onbeş yaşında iken davalı ile resmi nikah yapılmadan evlenerek sekiz ay karı-koca hayatı yaşayan küçüğün kızlığının bozulduğu; onbeş yaşındaki kişi özgür isteği ile evlenmeye karar veremeyeceğinden, ortada hukuken geçerli bir istek (irade) açıklaması bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacılardan onbeş yaşındaki ... ile resmi evlenme işlemi yapılacağına söz verip evliliğin resmi işlemlerini gerçekleştirmeksizin bir araya gelerek onun kızlığını bozarak sekiz ay bir arada yaşayan davalının eylemi, adı geçen davacının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne saldırı niteliğinde olup uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Davacının ve davalının yeniden evlenmiş olmaları ve varsa davacının kusurlu davranışları manevi tazminat isteminin tümden reddini gerektirmeyip takdir edilecek manevi tazminat tutarında etkili olabilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2013 NUMARASI : 2013/360-2013/429 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortağı olduğu gazinoda şarkıcılık yapmakta iken tanıştığı davalı ile evlenmeye karar verdiklerini ve ilişkilerinin nişanlılık halini aldığını, evlilik birliğinin kötüye gitmesi ve boşanmayla sonuçlanması ihtimaline binaen 13 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümü davalıya bedelsiz olarak satış suretiyle temlik ettiğini, evlenme vaadiyle kandırıldığını, iradesinin fesada uğratıldığını, ayrıca davalı için pek çok masraflar yaptığını ileri sürerek, tapu iptal- tescil, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı; iddiaların doğru olmadığını, davacı ile işçi -işveren ilişkisi dışında ilişkisi bulunmadığını, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
in olay gecesi birlikte kaldıkları süre içerisinde eski nişanlısı olan mağdureye karşı herhangi bir söz veya cinsel eylemi olmadığı olay günü, sadece evlenmeye ikna etme saiki ile diğer sanık ... ile birlikte atılı suçu işledikleri anlaşılmakla, sanıklar hakkında ceza tayin olunurken 5237 sayılı TCK'nın 109/5. maddesi uygulanması gerektiğine yönelik Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, Cumhuriyet Savcısının suçun cinsel saikle işlendiğinin sabit olduğuna, sanıklar ... müdafii ve ...'...
in ve apartman sakinlerinin müdahalesi ile eylemin tamamlanamayarak teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılan olayda; sanığın arkadaşlık ilişkisini devam ettirmek, mümkünse nişanlanmak istediği, konuşmak için gittiği katılanın evinde çıkan tartışma ve arbede sırasında katılana yönelik dışa yansıyan cinsel içerikli söz ve davranışlarının tespit edilemediği, salt arkadaşlığını devam ettirmek, mümkünse nişanlanma ve evlenmeye ikna etmek olduğu, TCK.nın 109/5. maddesindeki cinsel amaç ifadesinin çok geniş yorumlamaya müsait muğlak bir kavram olduğu ceza içeren düzenlemelerin TCK.nın 2. maddesinde düzenlenen kanunilik ilkesi gereği dar yorumlanması gerektiği, 06.10.2015 tarih ve 2013/788 Esas, 2015/306 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere cinsel amaç kavramının dışa yansıyan cinsel içerikli davranışlar olarak yorumlanması gerektiği, bunun hukuk devletinin ve kanunilik ilkesinin gereği olduğu, dar yorumun kanunilik ilkesi güvencesine ve ceza adaletine uygun olacağı, sanığın...
Karşı Oy Sanık, arkadaşlarıyla birlikte evlenmek amacıyla mağdureyi kaçırmışlar bilahere de evlenmeye ikna ettiklerine kanaat getirincede karakola gidip teslim olmuşlardır. Olay sırasında mağdureye yönelik herhangi bir cinsel hareket gerçekleştirilmiş değildir. Hürriyetten yoksun kılma suçlarında cinsel amaç TCK 109/5 maddesine göre cezada artırım nedenidir. Ancak yasadaki amaç mutlak bir amaçtır, bu da sadece kaba cinsel duyguların tatmin etmek için cinsel saldırı yapmak amacıdır. Bu amaçla hürriyetten yoksun kılma suçunun işlenmesidir. Artırım maddesinin uygulanabilmesi için bu amacın tartışmasız ve yalın olması gerekir. Evlilikte önemli oranda cinsellik bulunmasına rağmen cinsellik dışında bir çok amacında içinde barındırıldığı, çok boyutlu farklı bir kurumdur ve bu nedenle evlilik eşittir cinsellik değildir....
nin biraraya gelip konuştuktan sonra evlenmeye karar verdikleri, sanık ...'nin bu evlilik karşılığında ziynet eşyası talebinde bulunduğu ve katılanın da sanığa kuyumcudan 4.000 TL tutarında ziynet eşyası alarak verdiği, sanık ...'nin daha sonra rahatsızlığını bahane etmek suretiyle katılanla birlikte Samsun'a gittiği, sanığın doktora gidiyorum diyerek katılanın yanından ayrıldığı ve bir daha geri dönmediği, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1) Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün ve sanık ...'...