Davacının aynı işyerinde çalışan ... ile aralarında duygusal ilişki olduğu, evlenmeye karar verdikleri ancak ... vazgeçmesi üzerine davacının baskı yapmaya başladığı, tehdit mesajları gönderdiği ve en sonunda işyeri mutfağında cinsel tacizde bulunduğu dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Ayrıca davacı bu eylemi nedeniyle ... . Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış, suçu sabit görülmüş ancak hükmün açıklanmanın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı Müdürlük, 22.10.2012 tarihli alt işveren ... Temizlik Ltd. Şti'ne gönderdiği yazıda yapılan inceleme sonucu davacının eyleminin sabit olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesini istemiştir. Ancak alt işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin 31.11.2012 tarihinde feshedildiği hem asıl işverene hem de SGK'ya bildirilmiştir....
Davacı, davalılardan ... ve ... oğlu ... ile evlenmeye karar verdiklerini, yöresel adet gereği erkek tarafın kız tarafına çeyiz senedi verildiğini, bu duruma davalıların büyük tepki gösterdiğini, 27/06/2010 düğün günü çeyiz senedinden dolayı davalıların sürekli gerginlik çıkardıklarını, erkek tarafının küfrederek kız tarafına saldırdıklarını, davalıların kusuru nedeniyle düğünün yarım kaldığını, bu nedenle psikolojik sıkıntılara girdiğini, tedavi gördüğünü, zarara uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, takıların evlenen çifte ait olması gerekirken, davacının ailesinin düğünde takılan takıları almak istemesi nedeniyle başlayan tartışmanın büyümesi ve davacının babasının senet istemesi üzerine düğünün yarım kaldığını, kendilerinin kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Tarafların 2008 yılında tanışıp her iki tarafın önceki eşlerinden boşanarak evlenmeye karar verdiğini, davacının bu yüzden boşandığı eşine banka kredisi ile ev alarak taksitlerini ödediğini, tarafların aynı evde sürekli olmasa da karı koca gibi yaşadıklarını, davalının sadece yatmak için anne baba evine gittiğini, davalı tarafın davacıya evlenme sözü verip bu yönde hazırlıklar yapılmasına rağmen davalının 2012 yılı Temmuz ayında K.....
"Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir (TMK.md.151). Davacının, evlenmeye korkutularak razı edildiğini kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 141. maddesi hükmü dikkate alındığında nikahın evlendirme memuru tarafından davet üzerine davalının kardeşinin evinde yapılmış olması, tek başına evlenmenin baskı altında yapıldığını göstermez. Dosyaya sunulan fotoğraflar ve tanık beyanları nikahın korkutma ve tehdit altında yapıldığını gösterir nitelikte değildir. Öyleyse davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile iptal kararı verilmesi doğru bulunmamıştır." (Yargıtay 2....
ın eylemlerinin bir kısmına iştirak etmeleri karşısında ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirir bir neden de bulunmadığı gözetilmeden, dosya içeriğiyle çelişecek şekilde temel cezaların teşdiden belirlenmesi suretiyle sonuç cezaların fazla tayini, Sanıklar Adem ile Orhan haklarında kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesine gelince; Tüm dosya içeriğine göre sanıklar Rızvan, Tahir'le Mustafa'nın, olay günü mağdureyi kaçırarak götürdükleri ormanlık alana diğer sanıklar Adem ile Orhan'ın da gelmesinin ardından sanıkların, mağdureyi Orhan'ın aracına geçirip, dava dışı Ramazan'a ait yayla evine getirdikleri ve burada Rızvan'la evlenmeye ikna etmeye çalıştıkları mağdurenin kabul etmemesi üzerine iki gün sonra Ramazan ile sanıklar Orhan ve Adem'in yayla evinden alıp ormanlık alana götürdükleri mağdureyi tekrar iknaya çalışıp bu sırada adli makamlara başvurması halinde kendi isimlerini vermemesi konusunda tehdit ettikleri anlaşıldığından, mevcut haliyle soruşturma evresinde teşhis...
Kaldı ki mağdure eylem tarihinde 14 yıl 8 ay 29 günlüktür, hem mağdurenin babası hem de sanığın, kendileri hukukçu olmadığından, mağdurenin yaşını tam olarak doğru hesaplaması da düşünülemez. 15 yaşını doldurmaya 3 ay gibi bir zaman aralığı kalan mağdurenin, görünümü mahkeme tarafından gözlemlenmeden, sadece evlenmeye yönelik yaş ile ilgili vurgu amacıyla söylenen babanın sözlerine atıf yapılarak hata hükümlerinin uygulanmaması yerinde olmadığı ve bu konudaki gerekçenin yasal ve yeterli olmadığını düşündüğümden BAM Ceza Dairesinin istinaf incelemesi sonrası duruşma açarak verdiği mahkumiyete ilişkin kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, Sayın Çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım....
uzlaşamadıkları belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın, katılan ... ile cep telefonu vasıtasıyla tanıştıktan sonra kendisine evleneceğini söyleyerek Eskişehir iline geldiği, daha sonra evlenme vaadi ile katılanın Finansbank Şubesinden 4.390,00 TL kredi çekip, borcunu kapatacağını söyleyerek kendisine verilmesini sağladığı, ayrıca katılanın Finansbanktan almış olduğu kredi kartından 1.500,00 TL para çektiği, sanığın daha sonra "ben otele gidiyorum" diyerek katılanın yanından ayrıldığı ve katılanın daha sonra sanığa ulaşamadığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı beyanları, sanığın bozma sonrası alınan ifadesine kadar katılanı tanımadığını söylediği, bozma sonrası alınan ifadesinde ise katılan ile tanıştığını ve aralarında duygusal bağ olduğunu kabul edecek şekilde ifadelerinde açık çelişki bulunması ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın katılan ile tanışmasının akabinde Eskişehir'e geldiği, katılanla evlenmeye...
Sanık ile mağdurenin arkadaş ortamında tanıştıktan sonra sevgili oldukları ve sonrasında evlenmeye karar verdikleri, daha sonra birlikte yaşamaya başladıkları, kaldıkları süre içerisinde on beş - on sekiz yaş grubunda olan mağdurenin rızası ile cinsel ilişkiye girdikleri, sanığın savunmasında bu hususu açıkça beyan ettiği, bu şekilde sanığın reşit olmayanla cinsel ilişkide bulunma suçunu işlediği mahkemece kabul edilmiştir. 2. Dosya kapsamında bulunan deliller; Sanık savunması, adli rapor, mağdurenin beyanları ve kolluk kuvvetleri tarafından tanzim edilen tutanaklar dosyada mevcuttur. IV. GEREKÇE 1....
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık ... hakkında verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanıkların mağdureyi cinsel amaçla ve evlenmeye zorlamak için kaçırdıkları anlaşılmasına karşın, haklarında 5237 sayılı TCK.nın 109/5. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; Sanıklar ..., .... ve ... hakkında mahkûmiyetin...
adına açıldığı hususlarının değerlendirilmediği ve yine boşanılan eş ile 26.10.2010 tarihinde yeniden evlenmeye ilişkin olgunun eldeki davaya etkisi üzerinde de durulmadığı anlaşılmakla, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde davalı/birleşen dosya davacısı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....