Davalı ..., davalının bu iddiasına karşı verdiği cevap dilekçesinde bononun mihir senedi olarak verildiğine dayanmamış, evlenmeye razı etmek için vermeyi vaat ettikleri eve karşılık verildiğini söylemiştir. Mahkemece somut olayda iddia ve savunma gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın kambiyo senedine dayalı olduğu da göz ardı edilerek tanık dinlenmesi ve tarafların iddia ve savunmalarında ileri sürmedikleri senedin “mihir senedi” olarak verildiği gerekçesi kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş, iddia ve savunma birlikte değerlendirilip ispat külfetinin tayini ile toplanacak delillerle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinden ibaretken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Müşteki ile sanığın arkadaş oldukları, müştekinin sanığa evlenme teklifi yaptığı, sanığın, müştekinin kendisine 2.500 Dolar vermesi halinde bu teklifi kabul edeceğini bildirdiği, müştekinin de sanığın hesabına bu parayı yatırdığı, sanığın parayı çektiği, ancak; daha sonra evlenme teklifini reddettiği sanığın bu şekilde müştekiyi dolandırdığı iddia edilen olayda; Sanığın, aksi ispatlanamayan savunmasında; hakkındaki suçlamayı reddederek müştekiye evlenmeye razı olduğunu söylemediğini, ancak; paraya ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine müştekinin kendisine 2.500 Dolar para gönderdiğini, bir süre sonra da ihtiyacını giderdikten sonra parasını iade ettiğini, fakat; iadenin elden yapıldığını, bu yönde herhangi bir kanıtının bulunmadığını açıkladığı; her ne kadar müştekinin sanığın hesabına para yatırdığına ilişkin kanıt mevcut ise de bu hususun hukuk mahkemesince çözülmesi mümkün bir borç-alacak ilişkisi düzeyinde kaldığı, dolayısıyla; sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair her...
Sanıkla katılanın tanıştıktan yaklaşık 5 ay kadar sonra evlenmeye karar verdiklerinden aynı evde birlikte yaşamaya başladıkları, katılanın evlenmeden önce sanığa 5000 TL’lik ziynet eşyası aldığı, 45 gün kadar birlikte yaşadıktan sonra katılanın, sanığın başka biriyle evli olduğunu öğrenmesi üzerine aralarında çıkan tartışmanın ardından evden ayrıldığı, aynı gün eve döndüğünde sanığın 5000 TL’lik ziynet eşyası ve paraları alarak evi terk etmek suretiyle haksız menfaat temin ettiği, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın, katılanla evlenme niyetiyle görüştüğünü, bir başkasıyla evli olduğunu ve boşanma davalarının devam ettiğini katılanın bilmesine rağmen kendisine evlenme teklifi ettiğini, birlikte yaşadıkları süreçte kendisine şiddet uyguladığından evi terk ettiğini, evden ayrıldığında da bilezikleri bizzat katılana verdiği yönündeki savunmalarının aksine bir delilin bulunmaması, aynı mahallede yaşamaları nedeniyle katılanın, sanığın bir başkasıyla...
ın mağdureyi aynı suç işleme kararı ve kısa zaman aralıklarıyla evlenmek amacıyla hürriyetinden yoksun bırakması eylemlerine ilişkin 5237 sayılı TCK.nun 43/1. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Sanıkların mağdureyi cinsel amaçla ve evlenmeye zorlamak için kaçırdıkları anlaşılmasına karşın, 5237 sayılı TCK.nun 109/5. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle sanıkların kazanılmış hakları korunmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; daha önce boşanmış olan ve evlenmeye karar veren katılanların iddet müddetinin kaldırılması hususunda karar almak için adliyeye geldiklerinde, konuşmalarına tanık olan sanığın adliyede iş takibi yaptığını bu işlerin uzun zaman aldığını, kendilerine yardımcı olabileceğini söylediği katılanları ikna edip kendilerine bir dilekçe yazarak 100. TL dilekçe parası, 50 TL harç ve 350 TL de işi yapacak kişilere vereceğim diyerek toplam 500. TL para alması, sonrada ortadan kaybolması şeklinde gerçekleşen eylemin basit dolandırıcılık olarak kabulü ile sanığın mahkumiyetine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak....
Mahkemece yapılacak iş, davacı-davalı kadının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı ve yine evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor almak ve bundan sonra tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucu uyarınca bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu gereklilik yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanık ...’nin, olay günü haklarında atılı suçtan kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanıklar Murat, Özkan ve Ümit'le birlikte mağdurenin yanına araçla geldikleri, Murat ile Özkan’ın zorla araca bindirdikleri mağdureyi sanığın bağ evine götürdükleri ve burada mağdurenin, Murat’la evlenmeye ikna oluncaya kadar, rızası hilafına alıkonulduğu tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, mevcut haliyle sanık ...’nin diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde suçu işlemesinden dolayı TCK'nın 37/1. maddesi...
nın oturduğu eve giderek evlenme hususunu konuştukları, ... ile evlenmeye karar veren katılan adına babası olan tanık ...'ın sanıklardan...'ya 2000 TL nakit para verdiği, bu paranın ... ve ... tarafından 1.000'er TL olarak bölüşüldüğü, düğün alışverişi olarak katılan tarafından 650 TL giyim eşyası, kuyumcudan 2290 TL'lik bilezik alındığı, alınan bu eşyaların ...'ya teslim edildiği, ...'nın katılanla birlikte oturduğu Ovacuma Beldesindeki evine gittikleri, bir gece evde kaldığı, ertesi gün katılanın başka bir olay nedeni ile dövülerek yaralanması sonucu birlikte ilçe merkezine geldikleri, katılanın tedavi amacıyla Safranbolu Devlet Hastanesinde beklediği sırada temyiz dışı sanık ...'nın giyim ve ziynet eşyalarını alarak ortadan kaybolduğu somut olayda, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizilik görülmemiştir....
nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, davalı ile evlenmek amacı ile kayden maliki olduğu 8162 parseldeki 16 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle gerçekte bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, ayrıca 10.000,00TL'lik altın aldığını, ancak davalının evlenmeye yanaşmadığını, kendisini dolandırdığını davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek, iptal ve tescil ile altınların aynen veya bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddianın yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, tanık dinlenmesine rızasının olmadığını, davacından altın almadığını, temlikten 2 yıl sonra eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne altınlara yönelik isteği ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin neden dayanmayan süre tutuma dair temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanıklar ... ve ... hakkında atılı suçlar yönünden yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek hileli söz ve davranışlarla katılanı evlenmeye ikna edip haksız menfaat temini sağladıkları bu nedenle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluştuğu halde, sanıkların mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....