Diğer taraftan; Medeni Kanunun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Aynı kanunun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesi uyarınca evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırma özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Evlat edinenin alt soyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşüncelerinin de değerlendirilmesi gerektiği madde hükmünde belirtilmiştir....
ın evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını, Türk Medeni Kanununun 311'nci maddesinde yer alan sebeplerin mevcut olduğunu ileri sürerek, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; mahkeme; "çocuğun kuruma yerleştirildiğini, bundan sonra evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının, evlat edinme işlemleri sırasında verileceğini" gerekçe göstererek isteği reddetmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 312'nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, koruma amacıyla kurum çatısı altına alınmış olma değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirmedir....
TEK BAŞINA EVLAT EDİNMETEMYİZ EDİLEBİLEN KARARLAR 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 307 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun tek başına evlat edinmeyi düzenleyen 307. maddesinin 2. fıkrasına göre otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi yada mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlat edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi halinde, tek başına evlat edinebilir. Dosyadaki nüfus kaydından evli olduğu anlaşılan davacının, yukarıda anılan madde uyarınca tek başına evlat edinebilmesi için gereken yasal şartları oluşmadığı görülmüştür....
(....) .....’nun, Ermenek Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.1988 gün 1988/78 E.-67 K. sayılı ilamıyla Özkan Karpuzcu tarafından evlat edinildiği, davacının evlat edinenin hanesine onun soyadını alarak kaydedildiği görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 314. maddesinin dördüncü ve Nüfus Yönetmeliğinin 105. maddesinin dördüncü fıkra hükümlerine göre, eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır. 15.03.2009 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzüğün 20. maddesinin dördüncü bendinde “eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır....
Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre, ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, açılan davanın bu nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. Ancak davanın reddedilmesi sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, evlilik haricinde dünyaya gelen ve anasının talebi üzerine koruma altına alınarak hakkında "bakım tedbiri" uygulanan 28.07.2014 doğumlu küçük Ceylin'in, evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını ileri sürerek, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; mahkeme; "çocuğun kuruma yerleştirildiğini, bundan sonra evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının, evlat edinme işlemleri sırasında verileceğini" gerekçe göstererek isteği reddetmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 312'nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, koruma amacıyla kurum çatısı altına alınmış olma değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirmedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edindirmede Ana-Babanın Rızasının Aranmaması İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dava dilekçesinde, küçük ...'ın evlat edinilmesinde ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiş; mahkemece, küçüğün anne babasının evlat edinmeye rızaları olmadığı, rıza aranmamasının şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nın 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 21.08.2007 doğumlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edindirmede Ana-Babanın Rızasının Aranmaması İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, küçük ....'in evlat edinilmesinde ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece, davalı ...'in evlat edinmeye muvafakat vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nun 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir....
Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetini yürütmekle de görevli olan davacı kurum, küçüğün evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını belirterek Türk Medeni Kanununun 311 ve 312'nci maddelerine dayanarak, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmasına karar verilmesini istemektedir. Mahkeme; "dava açılmadan önce çocuğun koruma altına alındığını, bundan sonra evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının, evlat edinme işlemleri sırasında verileceğini" gerekçe göstererek isteği reddetmiştir. Türk Medeni Kanununun 312 nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, koruma tedbiri nedeniyle çocuğun yuvaya alınmış olması değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirmedir....
MAHKEME KARARI Mahkemece, evlat edinen ve edinilenin evlat edinenin ölüme kadar birlikte yaşadıkları, evlat edinenin bekar ve çocuksuz olduğu, davacının mirasta saklı payının bulunmadığı, davacının evlat edinenin ölümüne kadar bu ilişkiyi bilmemesinin evlat edinenle bağının olmadığına karine teşkil ettiği, evlatlık ilişkisinin kaldırılması halinde evlat edinenin menfaatlerinin ağır biçimde zedeleneceği, evlat edinenin rızası ve isteğine de aykırı bir durum oluşturacağı, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....