Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, evlat edinme istemine ilişkin olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 305. maddesinde; küçüğün evlat edinilmesinin, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğunu; 306. maddesinde; eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceğini, eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebileceğini; 309. maddesinde de evlat edinmek için küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiğini; 311. maddesinde ise ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağını hükme bağlamıştır....

    Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir....

      Aile Mahkemesinin 10/10/2012 tarih, 2012/182 Esas ve 2012/436 Karar sayılı kararı ile ergin davalıyı evlat edindiğini, evlat edinme kararının her iki tarafın temyiz etme hakkından feragat etmesi sonucunda 29/11/2012 tarihinde kesinleştiğini öğrendiklerini, kamu düzenini ilgilendiren bu evlat edinme işleminin hukuka aykırı olduğunu, evlat edinenin ayırtım gücünden yoksun ve müzayaka altında olması, evlat edinme rejimine uyulmaması ve şekil şartlarının yerine getirilmemesi sebepleriyle batıl olduğunu, evlat edinenin işlem tarihinde ayırtım gücünün olmadığını, sağlık sorunları giderek artan müteveffaya hitaben bizzat davalı ve davalının annesinin, davalıyı evlat edinmez ise çok zor durumda kalacağı yönünde yaptıkları baskılarla evlat edineni müzayaka altında bıraktıkları, gerçek niyetin müteveffanın esas mirasçılarından mal kaçırmak ve bu su suretle davalının sebepsiz yere zenginleşmesini temin etmek olduğununnı, müteveffanın bu evlat edinme işlemine bizzat davalı ve davalının annesi tarafından...

      Aile Mahkemesinin 10/10/2012 tarih, 2012/182 Esas ve 2012/436 Karar sayılı kararı ile ergin davalıyı evlat edindiğini, evlat edinme kararının her iki tarafın temyiz etme hakkından feragat etmesi sonucunda 29/11/2012 tarihinde kesinleştiğini öğrendiklerini, kamu düzenini ilgilendiren bu evlat edinme işleminin hukuka aykırı olduğunu, evlat edinenin ayırtım gücünden yoksun ve müzayaka altında olması, evlat edinme rejimine uyulmaması ve şekil şartlarının yerine getirilmemesi sebepleriyle batıl olduğunu, evlat edinenin işlem tarihinde ayırtım gücünün olmadığını, sağlık sorunları giderek artan müteveffaya hitaben bizzat davalı ve davalının annesinin, davalıyı evlat edinmez ise çok zor durumda kalacağı yönünde yaptıkları baskılarla evlat edineni müzayaka altında bıraktıkları, gerçek niyetin müteveffanın esas mirasçılarından mal kaçırmak ve bu su suretle davalının sebepsiz yere zenginleşmesini temin etmek olduğununnı, müteveffanın bu evlat edinme işlemine bizzat davalı ve davalının annesi tarafından...

      i davacı tarafından evlat edinilmesine karar verilmesinin talep edildiği mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinde, evlat edinmeye ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmadan, evlat edinen ve edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verileceği, araştırmanın özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yöneltilen sebepleri ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerektiği öngörülmüştür. İncelemenin dosyadan, davacı A… … E… …… 'nun dinlenmediği, vekaletnamede evlat edinme davası açılabilmesi için özel bir yetkinin dahi bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 316 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinde; "Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırma özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir." hükmü mevcuttur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinme Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde; davacılar ...'u evlat edinmelerine karar verilmesi istenmiş, mahkemece evlat edinmede ana-babanın rızasının aranmaması ile küçüğün davacılar tarafından evlat edinilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 305 ve devamı maddelerinde düzenlenen küçüğün evlat edinilmesi ile birlikte 311.madde gereği evlat edinmede anne-babanın rızasının aranmaması istemine ilişkindir. TMK'nın 308/2. maddesinde ayırt etme gücüne sahip olan küçüğün rızası olmadıkça evlat edinilemeyeceği amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, evlat edinilecek ...'...

            Ç… …..nin müvekkilleri tarafından evlat edinilmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 308. maddesinde yer alan hüküm uyarınca ayır etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez. Mahkemece, dava tarihinde onbeş yaşında olan evlat edinilmek istenilen küçüğün rızası alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Diğer taraftan; aynı Kanunun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır....

              Dava; evlatlık ilişkisinin kaldırılması isteğine ilişkin olup, evlat edinenler tarafından evlatlığa karşı açılmıştır. Davacılar, evlat edinme kararının Türk Medeni Kanunu'nun 313/3. maddesinde yer alan "evlat edinilenin en az beş yıldan beri evlat edinenlerle aile halinde birlikte yaşamış olması" şartı gerçekleşmeden ve aynı Yasa'nın 316. maddesinde ifade olunan araştırma yapılmadan verildiğini, bu sebeple evlat edinmenin esasa ilişkin noksanlıkla sakat olduğunu ve evlatlığın, evlat edinenlere karşı yasal ve ailevi yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istemişlerdir. Buna göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 318/1. maddesi yanında evlatlığın, evlat edinenlere karşı görevlerini yerine getirmemiş olmasına da dayanmaktadır....

                Bu halde, evlat edinmede babanın rızasının aranmamasına ilişkin karar, çocuk evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilmiş ise evlat edinmede aracılık yapan kurumun veya evlat edinenin başvurusu üzerine verilir (TMK m. 312/1). Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir (TMK m. 312/2). Küçüğün annesinin, babanın evlat edinmede rızasının aranmamasına ilişkin mahkemeden karar istemesi yasal olarak mümkün değildir. O nedenle babanın rızasının aranmamasıyla ilgili talebin mahkemece reddedilmesi, bu sebeple sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir. 2- Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü ve yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlat edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlat edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir (TMK m. 309)....

                  UYAP Entegrasyonu