Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlat edinme istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, “davacı ile evlat edinilmek istenenin ikamet adreslerinin farklı olduğu, TMK m. 313/3 gereğince evlat edinmek isteyen ile evlat edinilmek isteyenin en az 5 yıldan beri aile halinde birlikte yaşamakta olma şartının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
KARŞI OY YAZISI Küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, evlilik haricinde dünyaya gelen ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümlerine göre, koruma altına alınarak hakkında "bakım tedbiri" uygulanan 16.03.2014 doğumlu küçük Eylül Öznur Aydemir'in, evlat edinme hizmetlerinden yararlandırılacağını, ancak ana ve babanın rızasının eksik olduğunu ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 311'inci maddesinde yer alan sebeplerle evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş; mahkemece; "rızanın aranmaması kararının, küçüğün kuruma yerleştirilmesinden sonra, evlatedinme kararından bağımsız olarak istenmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 312’nci maddesinin (1.) fıkrasının son cümlesinde yer alan "küçüğün yerleştirilmesinden önce" ifadesiyle kast edilen, küçüğün Devletin koruması altına alınmış olması değil, gelecekte evlat edinilmek amacıyla yerleştirilmesidir....
Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Çocuklar hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirilme işlemi tamamlandığına göre; ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan davanın bu sebeplerle reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir....
a 2011 yılından itibaren baktıklarını ve evlat edinmek istediklerini bildirmişlersede; davalı babanın çocuğun evlat edinilmesine rıza göstermemesi, çocuğa vasi olarak atanan dede... tarafından bakılacağı ve dede...'nun da çocuğa bakmak istediğini bildirmiş olması karşısında TMK.nun 309.maddesi gereğince evlat edinmek için anne ve babanın rızasının kesin şekil şartı olduğu, rıza olmaması durumunda evlat edinmeye karar verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine ve davacı taraf yanında kalmakta olan çocuk ile davalı vasi arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00 ile Pazar günü saat 16:00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10:00 ile üçüncü günü saat 16:00 arasında ve her yıl 1-31 Ağustos tarihleri arasında bir ay süre ile görüşmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Dava evlat edinme kararı verilmesi istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; küçük ...'ın annesi ...'nin, eşi (...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen evlat edinme davasında davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar dava dilekçesinde; 2018 yılı Şubat ayında evlendiklerini, davalıların çocukları ...`ya bakmadıklarını, evlendikleri günden beri çocuğa kendilerinin baktığını, çocuğun kendilerini anne ve baba olarak bildiğini iddia ederek davalıların nüfus kaydında görünen ...`yı evlat edinmeleri için evlat edinme kararı verilmesini talep ve dava etmişlerdir. II. CEVAP Davalılar dosyaya cevap dilekçesi sunmamışlar, ön inceleme duruşmasında yaklaşık üç sene önce boşandıklarını, ......
Her ne kadar Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı kendisinin Salih Eren tarafından ergin olarak evlat edinildiğini, evlat edinme sırasında evlat edinenin soyadını almadığını, ancak kendisinin küçüklükten beri evlat edinen Salih Eren ile birlikte yaşaması nedeni ile herkesin kendisini "EREN" soyadı ile tanığını, şuanda evli olduğunu eşinin soyadı ile birlikte evlilik öncesi bekarlık soyadını da kullandığını, evlilik öncesi soyadının "EREN " olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Dava klasik anlamda soyadı tashihi istemine ilişkin nüfus kayıtlarının tashihi davasıdır. Davacının talep ettiği EREN soyadının kendisini evlat edinen Salih ile aynı ad olması davayı aile mahkemesinin görevine sokmaz. Evlat edinme hükümlerini içeren TMK.nun 314/3 maddesinde; "Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, evlat edinme istemine ilişkin olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 305. maddesinde; küçüğün evlat edinilmesinin, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğunu; 306. maddesinde; eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceğini, eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebileceğini; 309. maddesinde de evlat edinmek için küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiğini; 311. maddesinde ise ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağını hükme bağlamıştır....
Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan davanın bu nedenle reddi yerine davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Evlat edinilenin evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. ( TMK: md. 308/1) Evlat edinilmek istenen çocuklardan ... 6.10.1994 doğumludur. Evlat edinmek isteyen davacı ise 5.12.1977 doğumludur. Aralarında yasanın aradığı en az yaş farkı bulunmamaktadır. Bu durumda davacının ...’yi evlat edinmesi yasal olarak mümkün değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından evlat edinme işlemlerini yürütmek üzere açılan mezkur kayyımlık davasında amaç tek bir işlem için çocuğun menfaatleri korunarak temsilinin sağlanması olduğunu, davacı idarede kalıp evlat edinme aşamasına geçen çocuklara evlat edinmede anne baba rıza aranma davası ile kayyım davaları ayrı mahkemelerde eş zamanlı olarak açıldığını, çıkan kararlar neticesinde evlat edinme davası açılmakta ve bu şekilde süreç daha sağlıklı, güvenilir şekilde ilerlediğini, hal böyleyken velayet kaldırılmadan kayyım atanamayacağı şeklinde gerekçe kurularak reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, davacı idarede kalan çocukların hepsine aynı şekilde prosödür uygulandığını ve bütün dosyalarda çocuğa kayyım ataması yapıldığını, yerel mahkeme mezkur dosyada çocuğa vasi atanmasını talep edilmiş gibi öncelikle velayetin kaldırılması gerektiğini belirttiğini oysa ki kayyımlık tek bir işlem için atanmakta çocuğun...