Yine bu maddenin 4.bendi gereği amacı dışında kullanılması suretiyle vasfı bozulan meranın tekrar eski konumuna getirilmesi için yapılan masraflardan buna sebebiyet verenler sorumludur. Hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu yere elatmanın iki yıl önce terkedilmiş olması nedeniyle meranın doğal çaylı otlarıyla kaplanmaya ve doğal olarak eski hale gelmeye başladığı, bu nedenle eski hale getirme istemlerine gerek bulunmadığından, eski hale getirme bedeli alınmasına yer olmadığı belirtilmiş ise de; davalı mera vasıflı taşınmazda esasen ceza hukuku açısından suç teşkil eden haksız eylemini sürdürmüş ve amaç dışı kullanmak suretiyle mera vasfının bozulmasına neden olmuştur. Davacı Hazine yasadan kaynaklanan hakkını kullanarak eski hale getirme bedelini talep ettiğinden davalının bu bedel ile sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Hüküme uyulan bozma ilamında; kiralayan konumunda bulunan davalının B.K. 266. maddesi ile sözleşmenin 8.maddesi gereğince, mecurun eski hale getirilip kiralandığı gibi teslimine kadar iadesi gereken kira bedellerini elinde tutabileceği, eski hale getirme giderleri belirlendikten sonra bakiyesi hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece verilen ilk karardan sonra davalı kiralayan eski hale getirme giderlerine ilişkin olarak icra takibi başlatmış, vaki itiraz üzerine itirazın iptali davası taraflar arasında görülmüş, 30.280.18075 TL eski hale getirme bedeli ve 26.460 Dolar iki aylık eski hale getirme süresi kira bedeli yönünüden dava kısmen kabul edilmiş, verilen bu karar derecattan geçerek kesinleşmesi üzerine, icra dosyası borcu 26.1.2007 tarihinde ödenerek dosya infaz edilmiştir. Öyle olunca davalı eski hale getirme giderlerini ayrıca tahsil etmiş ve davacı kiracıda edimini yerine getirerek borcu söndürmüştür....
Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Dava konusu taşınmazın el konulan bölümlerin bedeli ile eski hale getirme masrafları ayrı ayrı hesaplanmış olup eski hale getirme masraflarının zemin bedelinden düşük olduğu anlaşıldığından eski hale getirme bedeline hükmedilmesinde ve bedelin hesaplanmasında yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak ; Hükme esas alınan raporda, dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesi için dolgu bedeli 96.968,21TL, hafriyatın nakliye bedeli 78.230,76TL ve serme, sulama ve sıkıştırma bedeli 404.558,16TL olmak üzere toplamda 579.757,13TL olarak hesaplanmıştır. Dava konusu taşınmazın eski hale getirme masrafının serme, sulama ve sıkıştırma bedeli hesabında, çakıl rayiç bedelinin düşülmemiş olması sebebi ile hükme esas alınan rapor ile fazla bedel tespiti doğru görülmemiştir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz üzerinden alınan hafriyat ve eski haline getirme bedelinin hesaplanması yapılırken kazı için 15.120.1002 pozundan faydalanılmıştır....
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi, kal, eski hale getirme ve meydana gelen zararın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Kal talebinin reddine, el atmanın önlenmesi ile eski hale getirme ve zarar bedeli isteminin kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi, kal, eski hale getirme ve meydana gelen zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece kal talebinin reddine, el atmanın önlenmesi ile eski hale getirme ve zarar bedeli isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde eski hale getirme bedeli istemiş ise de, davacının asıl talebinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, elatılmak sureti ile toprak yapısı bozulmuş olan taşınmazın eski hale getirilmesi olduğu gözönüne alındığında Mahkemece elatmanın önlenmesi ile birlikte eski hâle getirilmesi kararı ile yetinilmesi gerekirken dava konusu taşınmaz bedelini aşan ve infaz aşamasında belli olacak eski hâle getirme bedelinin hüküm altına alınması doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Ancak; Taşınmazın hafriyat dökülmek suretiyle el atılan bölümünün eski hale getirilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, eski hale getirme bedelinin kararın infazı sırasında belirleneceği gözetilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde eski hale getirme bedelinin tahsiline dair hüküm kurulması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendindeki (eski hale getirme bedeli olan 4.419,60 TL’nin dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (taşınmazın eski hale getirilmesine) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şöyle ki; Fen bilirkişisinin 11.03.2014 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 123,00m2 ile (B) harfi ile gösterilen 66,58m2'lik bölüme davalı idare tarafından bina yapılmış olduğundan, bina bedeli ve işgal edilen zemin bedeli ayrı ayrı hesaplanmıştır. Taşınmazların el atılan zemin bedeli belirlendikten sonra eski hale getirme bedeli de tespit ettirilerek, taşınmaz bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise; müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazların eski hale getirilmesine; eski hale getirme masrafının, zemin bedelinden fazla tespiti halinde ise el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken bu yönteme uyulmadan işgal konusu yapıların bedeli ile birlikte zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Bu durumda, usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yeniden mahallinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu da denetlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, usule uygun olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmazın eski hale getirme bedeli, zemin bedelinden fazla ise zemin bedeline; az ise eski hale getirme bedeline hükmedilmelidir....