Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki taşınmaz kira sözleşmesinden doğan maddi ve manevi tazminat isteği istemine ilişkin davada Karaburun Sulh Hukuk ve Karaburun Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, taşınmaz kira sözleşmesinin tek taraflı olarak tadil edildiği iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, açılan davanın salt kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olduğu, bu hali ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....

    karşın davacının fahiş tazminat talebiyle işbu davayı açmış olması açıkça kötüniyetli olduğunu, -Yargıtay içtihatlarına göre de davacı tarafından talep edilen bedel fahiş boyutta olduğunu, davacının manevi tazminata ilişkin haksız talepleri ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, -Davacının dava konusu olaya ilişkin maddi zararı doğmamış olduğu, maddi tazminata ilişkin talebi dayanaktan yoksun olduğunu, ispatsız kalan maddi tazminat talebinin yerel mahkemece reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, -Davacı taraf haksız ve mesnetsiz iddialarla ikame etmiş olduğu huzurdaki davada 200 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş olup davacının işbu talebi dayanaktan yoksun olduğunu, davacının yargılama sürecinde maddi zararının nasıl oluştuğuna dair herhangi bir gerekçe sunmadığını ve zararına ilişkin dayanak belge sunmadığını, davacının maddi zararının doğmadığı açık olup tazminat talebine...

    Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirlemiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin, Tüketici Kanununda 3/1. maddesinin (k) bendindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; ‘...’ adlı melodinin içerik itibariyle daha ziyade anonim eserlere özgü bir karakter sergilemesi nedeniyle FSEK'nun 1/B-a bendi ve 3. maddelerinde tanımlanan nitelikleri havi, sahibinin hususiyetini taşıyan orjinal bir eser sayılamayacağı gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davada mahkemenin 20/09/2013 tarihli kararının kesinleşmesi nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, asıl/birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Asıl ve birleşen dava, eser sahipliğinden doğan haklarının ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece verilen hüküm Dairemizin 2014/17237 esas 2014/19328 karar sayılı ilamı ile davacının bestecisi olduğunu iddia ettiği melodinin 5846 sayılı FSEK'nun 1/B-a. ve 3. maddesi anlamında hususiyet unsurunu haiz musiki eser sayılıp sayılamayacağı konusunda bilirkişi raporu alınması gerektiği ifade edilerek bozulmuştur....

        -TL maddi (ıslah ile 75.000.-TL maddi) ve FSEK 70. maddesine göre; 6.000.-TL manevi olmak üzere toplam 7000.-TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yapım aşamasında eser sözleşmesi hükümleri, işletme aşamasında da hasılat kirası hükümlerinin uygulanmasını gerektiren karma nitelikli yap işlet devret sözleşmesinin yapım aşamasında feshi sebebiyle, taşınmazın kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

            Yapılacak işlemler ve komplikasyonlarla ilgili davacının bilgilendirilmemesi ve onamının alınmaması nedeniyle davalı taraf kusurlu olup davacının dava konusu tıbbi müdahaleye bağlı maddi ve manevi zararının giderilmesi ile ilgili sorumlulukları doğmuştur.Bu sebeplerle, mahkemece davacının maddi tazminat olarak talep ettiği tüm alacak kalemleri yönünden uzman bilirkişi raporu alınması ,sonucuna göre maddi tazminat talebinin değerlendirilmesi , ameliyat ve dava tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükmü dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin de değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için, istinaf konusu kararın HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle alacak ve tazminat istemine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu işin eksik ve ayıplı yapıldığını bundan dolayı zararlar doğduğunu, sorunlar...

              Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Davacının davalı yüklenici ile inşaat yapım sözleşmesi konusunda anlaştıkları ve davalının sözleşme uyarınca davacıya düşen daireleri süresinde vermemesi ve projeye aykırı olarak inşaatı yaptığı iddiasıyla tespit ve tazminat istendiği somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan ve davacının arsa sahibi olup tüketici veya profesyonel satıcı konumunda bulunmadığı somut olayda uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 21, 22 ve 23. (HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Bakırköy Asliye 10....

                güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olup, albümün içinde yer alan parçaların eser niteliğini taşıdığını, albümün eser olmadığını, mahkemenin albümü eser olarak nitelendirerek kararda açıkça maddi hataya düştüğünü, izah edilen ve re'sen belirlenecek nedenlerle; kararın aleyhe olan kısımlarının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu