başvurulmadığı ve taraflar arasında davacının bu talepleri yönünden görüşme yapılmadığı, dolayısıyla dava konusu revizyon bedeli ve sözleşmenin haksız fesihi nedeniyle menfi ve müspet zarar talebi yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği" gerekçesi ile, davacının revizyon proje bedelleri ile sözleşmenin haksız feshinden doğan menfi ve müspet zarar taleplerine ilişkin davanın HMK. 114/2. maddesi yollaması ile TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının bakiye iş bedeli istemine ilişkin davanın kabulüne, 126.260,00 TL'nin 17/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Karar, asıl ve birleşen davacı yüklenici vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir. 1-Asıl dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle yoksun kalınan kârdan kaynaklı zararın tahsili, birleşen dava ise, aynı sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı taraf sözleşmeyi feshetmiş olup BK 106. maddesine göre ancak menfi zararını isteyebileceğinden müspet zarar niteliğindeki kar kaybına ilişkin talebin reddinin yerinde bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının sözleşme ifa edileceğine güvenerek araç ve ekipman taşınması için ödediği 4.500,00 TL'lik istem, menfi zarar niteliğinde olup sözleşmenin feshi halinde talep edilebileceğinden taşımanın sözleşmedeki limitin altında kalması nedeniyle kazanç kaybı istenmesi nedeniyle buna bağlı olarak araç ve ekipman taşıma masraflarının istenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesi doğru değildir....
DELİLLER: Dava dilekçesi, yazılı beyanlar, İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/24 D.iş sayılı dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ: Dava, eser sözleşmesinin feshi ile bedel iadesi, kazanç kaybı ve munzam zarar alacağı istemine ilişkindir. İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/24 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından dava konusu araca takılan motorun halihazırdaki durumunun ve arızalarının tespiti, ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli olup olmadığı, onarım için gerekli masrafı ve sürenin ne kadar olacağının tespitine karar verilmesine ilişkin açılan tespit davası olduğu anlaşıldı....
Davacı tarafça fesih sonucu menfi zarar kapsamında işin başka bir taşerona verilmesi nedeniyle kaçırılan fırsat diye nitelendirilebilen menfi zarar isteminde bulunmuş ise de bu menfi zarar hesabı yapmayan bilirkişi raporuna itiraz etmemek ve mahkeme kararını temyiz etmemek suretiyle kaçırılan fırsat olarak adlandırılan menfi zararını ve fazla ödeme iddiasını kanıtlayamamıştır. Menfi zarar, doktrin ve Dairemiz içtihatlarında, sözleşmeden dönen tarafın TBK'nın 125/II, son maddesi uyarınca karşı taraftan isteyebileceği bir zarar olarak ifade edilmekte olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine dair güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan fiili zarardır. Başka bir ifade ile sözleşme yapılmamış olsa idi uğranılmayacak olan zararlardır. Dava dışı iş sahibinin gecikme nedeniyle davacı iş sahibine tahakkuk ettirdiği gecikme cezalarının, menfi zarar olarak nitelendirilmesi mümkün değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iki adet eser sözleşmesinden kaynaklı olarak toplam 65.049,37 TL talepte bulunduklarını, 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından gerçekleştirilen fesih işleminin haksız olduğunun tespit edildiğini, 02/03/2021 tarihli raporda tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin devamını güçleştiren eylemlerde bulunduğunun değerlendirildiğini, mahkemece fesih işleminin haklı olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verildiğini, bu değerlendirmenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti raporları arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, objektif ve somut veri olmadan mahkemece raporda yer almayan bir sonuca ulaşıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir....
Olumsuz zarar; sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının malvarlığından çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve ----- uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan doğan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müsbet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/592 Esas KARAR NO : 2021/465 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/09/2021 KARAR TARİHİ : 14/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ---- Sözleşmesinden kaynaklı nedeni ile davalı tarafa verilmiş olan teminat çekinin müvekkil firmaya iadesi ve bu sözleşmeden kaynaklı dava safhasında bilirkişi marifeti ile hesaplanacak değer esas olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik --- en yüksek piyasa faizi ile birlkte iadesi, müvekkil firmanın hakkedişlerinin ödenmesinde yaşanan gecikmelerden kaynaklı olarak müvekkil firmanın uğramış olduğu zararların (özellikle kur farkı zararı) yine yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde çıkacak değer esas olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik --- zararın doğduğu andan itibaren...
Bozma ilâmında; özetle, yanlar arasındaki sözleşmenin davalı iş sahibi kooperatif tarafından feshinin haklı nedenlere dayanmaması halinde davacı yükleniciye sözleşmenin feshi nedeniyle yapılmasına imkân tanınmayan işler bakımından kâr kaybı talebinde bulunabileceği açıklanmıştır. Mahkemece, toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı kooperatifin sözleşmenin feshinde tamamen kusurlu olduğunun kabulü isabetli olmuştur. Ancak, kâr kaybının hesaplanmasında BK’nın 356. maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 325. maddesi hükmünde öngörülen yasal yönteme uyulmamıştır. BK’nın 356/I. maddesinin yollama yaptığı aynı Kanunun 325. maddesindeki yöntem, “kesinti yöntemi”dir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/244 Esas sayılı dava dosyası ile de sözleşmenin feshi ile menfi ve müspet zarar tazmininde bulunduğu, böylelikle tarafların iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda birleştiği anlaşıldığından mahkemece sözleşmenin feshi talebinin kabulü gerekirken reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA,1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....