Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlgili karar Dairemizin 12.05.2016 tarih 2015/2246 esas, 2016/13027 karar sayılı ilamı ile '1---Davacı, açmış olduğu davada, konutun teslimi mümkün olmadığını, yapmış olduğu ödemelerin iadesi ile kira kaybı ve manevi tazminat istemiştir. Davacı akdi feshedilen taraf olarak 6098 sayılı kanunun 125.maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda sözleşme yapılması için yapılan masraflar (harç, noter masrafı vs.) sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebilir. Sözleşmenin feshi halinde kira kaybı talebinde bulunulamaz....

    YETKİSİZLİK ve GÖREV İTİRAZI: Davalı taraf yetkisizlik itirazında bulunmuş ise de usulüne uygun, yetkili mahkemeyi gösteren yetki itirazı bulunmaması ve mahkememizin kambiyo senetlerine ilişkin menfi tespit davalarında görevli bulunması nedeniyle görev ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir....

      Davacı tarafın kazanç kaybı zararı dışındaki diğer tazminat kalemlerine yönelik davalının haksız ve erken feshi nedeniyle zarar arasında illiyet bağı oluşmaması, davacı tarafın kazanç kaybı dışındaki alacak kalemlerine yönelik zarara uğradığı iddiasını ispata elverişli delillerle ispatlayamaması nedeniyle davacının kazanç kaybı zararı dışında dava dilekçesinde talep ettiği maddi zarar kalemlerine yönelik iddiaların ispatlanamaması nedeniyle fazlaya ilişkin istem yönünden talebin reddine karar verilmiştir....

        Davacı tarafın kazanç kaybı zararı dışındaki diğer tazminat kalemlerine yönelik davalının haksız ve erken feshi nedeniyle zarar arasında illiyet bağı oluşmaması, davacı tarafın kazanç kaybı dışındaki alacak kalemlerine yönelik zarara uğradığı iddiasını ispata elverişli delillerle ispatlayamaması nedeniyle davacının kazanç kaybı zararı dışında dava dilekçesinde talep ettiği maddi zarar kalemlerine yönelik iddiaların ispatlanamaması nedeniyle fazlaya ilişkin istem yönünden talebin reddine karar verilmiştir....

        Asıl dava yönünden davacı istinaf kanun yoluna başvurmadığından ve asıl dava tamamen reddedildiğinden (yani davalı aleyhine kabul edilen bir miktar bulunmadığından) davalı yönünden de istinaf kanun yolu açık olmadığından asıl dava kesinleşmiş olup istinaf incelemesi yapılmamıştır. Karşı dava sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar kaybı zararının tazmini istemine ilişkin olup, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatına göre yapılan incelemede arsa sahibi asıl davada iradesini sözleşmenin feshi yönünde ortaya koymuş, davalı- karşı davacı yüklenici de karşı davasında kâr kaybı istemek suretiyle bu talep feshi de kapsadığından sözleşmenin geriye etkili olarak feshi konusunda taraf iradelerinin birleştiğinin kabulü gerekir....

          Yüklenici işi maliyet + %25 kâr esasına göre üstlendiğinden tespitte bulunan malzeme ve işçilik tutarına %25 müteahhit kârı ilave edildiğinde yüklenicinin yaptığı iş bedelinin 49.062,50 TL olarak kabulü ve ödeme tutarı 71.517,38 TL'den mahsubu suretiyle kalan 22.454,88 TL'nin fazla ödeme olarak hüküm altına alınması gerekirken sözleşme hükümleri nazara alınmadan yapılan hesap sonucu 39.892,00 TL'ye hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacı iş sahibi dava dilekçesinde akdin feshine karar verilmesini talep ettiğinden ve BK'nın 106. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi halinde ancak menfi zarar talep edilebileceğinden müspet zarar kapsamında olan 510,00 TL fiyat farkı ile 1.041,00 TL kira kaybına hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. 3-Davacı iş sahibinin temyizine gelince; Davacı dava dilekçesinde alacağın avans faiziyle birlikte tahsilini talep ettiğinden eser sözleşmesinden kaynaklanan ve ticari nitelikte olan iş nedeniyle hüküm altına...

            Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sözleşme ile davalı bir adet ısı ünitesi ve otomasyon sistemi imalatı ve kurulumunu üstlenmiştir. Sözleşme bedelinin 90.000,00 TL+KDV =106.200,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yapılan eserin ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ve iptali ile ödenen bedelin iadesini, ayıplı ürünün kullanılmaması nedeniyle 1.000,00 TL işletme zararı ve itibar kaybı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davaya konu eserde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davalı tarafın sözleşme ile "Sistem termoblok iç ısısını kontrol atında tuttuğundan dolayı termobloğun içindeki ısısının aşırı yükselmesine müsaade etmemektedir. Dolayısıyla aşırı sıcaklık görmeyen termoblok daha uzun olmaktadır. Bu ısı kontrolünü yaparken minimum 9620 gaz tasarrufu sağlamaktadır....

              Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları vb gibidir....

                Koruma Kurulu kararı gereğince yapılacak olan işin seyrinin değiştiği, bu durumda ortaya çıkan ve elde olmayan nedenlerle sözleşmenin ifasının taraflardan beklenemeyeceği, davacı yüklenicinin talebi ile tarafların karşılıklı mutabakatı ile tasfiyeye karar verildiği , davalı idarenin sözleşmeyi fesh etmediği bu haliyle davalı idarenin haksız feshinden söz edilemeyeceğinden davacının kâr kaybı isteminin dayanağının bulunmadığı ve davacının menfi ve müspet zarar tazmini talebinde bulunamayacağı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece; davanın, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi sebebiyle iadesi gereken çek nedeniyle borçlu olmadığından iadesi ve sözleşmenin feshine neden olduğundan bahisle zararın tazmini istemi olduğu, davacı tarafından davadan sonra çekin iade edildiği ve karşılığında 70.000,00 TL bedelli çek verildiği iddia edilerek söz konusu çek yönünden borçlu olmadığının tespitinin ve sözleşmenin feshi nedeniyle zararların tazmininin istendiği, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre taraflarca sözleşmenin feshi tarihinde 4. hakedişe konu işlerin tespit edilmediği, sonrasında da işin tamamlanmış olmasına göre davacının 4. hakedişe girmediğini iddia ettiği ve karşı tarafça kabul edilemeyen işlere ilişkin ispat yükünün davacıda olmasına göre; davada, davacı tarafından, sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle tazminat talep edilmiş ise de, sözleşme tarafların karşılıklı iradeleri ile sona erdirildiğinden protokolde sözleşmenin feshi nedeniyle zararlardan kaynaklanan...

                    UYAP Entegrasyonu