Olumsuz zarar genel bir ifade ile hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarar bir başka anlatımla alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, o sözleşmeyi yapmasa idi uğramayacağı sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamalardır. Kira kaybı zararı ise müspet (olumlu) zarar kapsamındadır. Çünkü, kira kaybı ancak o sözleşme ifa ile bitirilse idi mal varlığının geleceği durumda kazanılan bir bakıma kar mahrumiyetindedir. Sözleşmeyi fesh eden ve fesihte haklı olan taraf ancak menfi zararını isteyebileceğinden fesh edilen sözleşmeye dayanılarak o sözleşme ile kazanılacak haklar istenemeyeceğinden kira kaybı ve somut olayda olduğu gibi sözleşmenin ifa ile bitmesi sonucunu meydana getirecek şekilde inşaatın süresinde tamamlanmamasından uğranılan zararlar da istenemez....
Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (BK 158/II), seçimlik ceza (BK 158/I), eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı (BK 106/2) müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli ile yıkılan binanın enkaz bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan tarafın BK'nın 108/2. maddesi uyarınca menfi zararını talep etme hakkı vardır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan asıl dava yüklenicinin sözleşme ve özen borcuna aykırı davranışı sonucu sözleşmenin haklı feshi nedeniyle fazla ödenen bedelin iadesi, üçüncü kişilere verilen zarar, depo kira bedeli ve yapılmayan işlerin yaptırılmasının getireceği maliyet farkı ile manevi tazminat istemlerine, yüklenici tarafından açılan karşı dava ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın fazla ödeme ve depo kirası yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat isteminin reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davacı-karşı davalı iş sahibi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, sözleşmenin fesih edilmiş olması nedeniyle menfi zararlar ile kâr mahrumiyeti alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan kâr kaybı ve zararlarının tahsili ile teminat mektubunun iadesi istemi açılmış, davanın kısmen kabulüne ve 1.010.488,09 TL'nin davalıdan tahsiline, teminat mektubunun iadesi ile ilgili olarak harcı yatırılarak açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir...
E sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığını; müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığını, dilekçede ayrıntılı olarak açıkladığı alacak kalemlerinden dolayı ileride arttırılmak üzere şimdilik toplam 12.607.840,35 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde ayrıntılı olarak bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, şimdilik 12.607.840,35 TL'nin davalıdan tahsiline, taraflar arasındaki 17/03/2017 tarihli sözleşmenin feshine, işbu davanın ... ATM'nin ... E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesinden kaynaklı davacının davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile taraflar arasındaki 17/03/2017 tarihli sözleşmenin feshine ve davacının sözleşmeden kaynaklı alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. .... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne ait ......
Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :09.12.2014 Numarası :2013/325-2014/630 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin feshi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın fesih talebi yönünden kabulüne, tazminat talebi yönünden reddine dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında 08.03.2013 tarihli eser sözleşmesi olduğunu, eserin ayıplı yapıldığının anlaşılması üzerine anlaşma sağlanamazsa fesih yapılacağının ihtar edildiğini, belirterek sözleşmenin feshine, kira kaybı ve mülkiyet kaybı nedeniyle 50.000,00 TL maddi tazminata ve ayrıca 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş....
Kaldı ki, mahkemece hükme esas alınan teknik raporda kesinti yöntemine göre yapılan hesaplamada davacının başka işte elde ettiği karının düşülmesi gerekmekte olup bu durumda elde ettiği 280.450 TL karın hesaplanan 175.625 TL den düşüldüğünde davacının kar kaybı zararının bulunmadığı da açıktır. Açıklanan nedenlerle mahkemece müspet zarar kapsamında kar kaybı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü kararı doğru görülmemiştir. Menfi zarar uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden, sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, Türk Mesuliye Hukuku. sh. 427). Burada alacaklının, sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....
Davacı taraf dava dilekçesinde, sözleşme ile ilgili şantiye alanı inşası gideri, personel gideri, sigorta ve kasko gideri, nakliye gideri, iş makinası çalışma gideri, akaryakıt gideri, teminat mektupları masrafı ve diğer zararlar olarak 45.000,00 USD, iş kaybı ve boş tutulan ekipmanlardan kaynaklı kâr kaybı 10.000,00 USD ve sözleşmenin feshinden ekipmanların teslimine kadarki dönem için geç teslimden kaynaklı zarar olarak 50.000,00 USD'nin tahsili talebinde bulunmuş olup, davacının sözleşmenin feshinden ekipmanların teslimine kadarki dönem için geç teslimden kaynaklı 50.000,00 USD talebine ilişkin olarak mahkemece yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; gecikmenin, davacı tarafça makineler listesinin doğru ve eksiksiz bir şekilde davalıya iletilmemesinden kaynaklandığı, kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir talepte bulunmasının mümkün olmadığı, anlaşılmakla bu kalem alacak talebi yerinde görülmeyerek reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....