Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalılardan ... vekilleri ile ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle fazla ödenen iş bedelinin istirdatı, sözleşme gereği davalılara verilen senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbiti, cezai şart ve kira kaybı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir....

    İş feshedildiğinden ve işin sözleşme bedelinin %80'inden daha düşük bedelle tamamlanması durumu sözkonusu olmadığı gibi bu maddelerdeki kar kaybı koşullarının gerçekleşmediği de anlaşıldığından davacının bu talebinin reddine karar verilmesi gerekirken konusunda uzman olmayan bilirkişi heyetinden alınan rapor ile ve yanlış değerlendirme ile davacının bu talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Akdî ilişkinin sonlandırılmasında taraflara izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığından taraflar müspet zarar kapsamında kar kaybı ve alacak isteminde bulunamaz ise de; menfi zararlarını talep etmeleri mümkündür. Menfi zarar da; uygulama ve Yargıtay içtihatlarında sözleşmenin ifası için yapılan ve sözleşme ilişkisi kurulmamış olması halinde yapılmayacak olan masraflar olup menfi zararların fesih ya da tasfiyede kusursuz olsa dahi sözleşmenin diğer tarafından talep edilmesi mümkündür....

    Bu durumda fesihte haklı kabul edilen ... sahibi uğradığı menfi zararın ödetilmesini yükleniciden isteyebilir. (BK.108/II mad.) Menfi (olumsuz) zarar, kısaca sözleşme akdedilmiş olmasaydı uğranılmayacak olan zarar olarak tanımlanabilir. Menfi zarar, “a-Fiili zararlar (sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan giderler), b-Feshedilen sözleşmeye göre edimin yerine getirileceği düşüncesiyle daha elverişli koşullarla sözleşme yapma imkanından yoksun kalındığı için –kaçırılmış fırsat nedeniyle- doğan zararlardan ibarettir. Davacı da (b) şıkkında açıklanan zararını dava etmiştir. Hükme dayanak bilirkişi kurulu raporunda, menfi zarar 127.160.724.095 TL müsbet zarar 279.551.725.895 TL hesaplanmış, mahkemece menfi zarar tutarına hükmedilmiştir. Oysa bilirkişilerin müsbet zarar ismiyle hesapladıkları tutar yukarda açıklanan menfi zarar hesabına ilişkin yönteme uygundur....

      Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (BK 158/II), seçimlik ceza (BK 158/I), eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı (BK 106/2) müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli ile yıkılan binanın enkaz bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan tarafın BK'nın 108/2. maddesi uyarınca menfi zararını talep etme hakkı vardır....

        Taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olup eser sözleşmeleri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ile 486. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşme tarihi itibariyle akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır....

        Sözleşmenin yapılmasına ilişkin noter masrafları, belediye ve vergi dairesine yapılan ödemeler, imar başvurusuna esas harcamalar ile yeni taşeron avanslarını menfi zarar kapsamında talep etmiş, ayrıca sözleşmenin ifa edilmemesi haksız fesih nedeniyle kâr kaybını dava konusu etmiştir. Geçersiz sözleşmenin ifası talep edilemeyeceği gibi, sözleşmenin yapılması nedeniyle uğranılan menfi zarar ve ve müsbet zarar kapsamında kalan kâr kaybı da istenemez. Bu nedenlerle belirtilen alacak kalemlerine ilişkin davaların reddi gerekir. Menfi zarar kapsamında dava konusu yapılan 200.156,12 TL'nın davalı defterinde kayıtlı olduğu belirtilmekle birlikte bu alacağı oluşturan ödemelerin dava dışı ... tarafından yapıldığı dava dilekçesi ve açıklama dilekçesindeki beyanlarla sabittir. Alacağın davacı Şirkete temlik edildiği öne sürülmediği gibi bunu gösterir belgede sunulmamıştır. Bu alacak kalemlerine ilişkin talebin de reddi gerekir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2021 NUMARASI : 2021/465 ESAS DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat KARAR : Anamur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/12/2021 tarih ve 2021/465 Esas sayılı ara kararı nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı ile müvekkili arasında yapılan eser sözleşmesine göre, sözleşmenin feshi tarihine kadar müvekkili tarafından gerçekleştirilen imalat bedelleri ile sözleşmenin ve protokolün feshi nedeniyle mahrum kalınan kar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi, davaya konu inşaatta davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin ve arsanın üçüncü kişilere satış ve devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          olan imalât ve ihzarat miktarından halen ödenmemiş olan 159.531,98 TL olmak üzere toplam 167.876,74 TL alacaklarının olduğunu, işin devamı sırasında davalı idarece güvenli bir iş ortamının yaratılmadığını, bu nedenle edimlerini yerine getiremediklerini, hakedişlerin zamanında ödenmediğini, sonuçta sözleşmenin haksız olarak fesih edildiğini, haksız fesih nedeni ile icra takipleri, ipoteklerin paraya çevrilmesi ve kamu ihalelerine girmelerinin engellenmesi nedeniyle manevi zararlarının olduğunu belirterek işyerinin geç teslimi nedeniyle 2011 yılına sarkmadan doğan fiyat farkı olan 8.344,76 TL ve fesih tarihine kadar imalât ve ihzarat miktarından henüz ödenmemiş olan 159.531,98 TL'nin ayrıca sözleşmenin haksız feshi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 1.000,00 TL ve manevi zararları yönünden ise 100.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek menfi zarar talebini 216.547,18 TL'sine, müspet zarar talebini 468.100,75...

            Noterliğinin 31.10.2013 tarih ve 17128 yevmiye nolu sözleşmenin davalılar tarafından haksız olarak fesih edildiğinin tespitine, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesinden kaynaklı 13.971,00 TL menfi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sözleşmenin haksız feshedilmesinden kaynaklı ve mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesinden sonra ortaya çıkacak olan değere arttırılmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL müspet zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

            Hukuk Dairesinin 2020/7511 Esas ve 2021/339 Karar sayılı, 21/01/2021 tarihli ilamı ile harç yönünden düzeltilerek onandığı anlaşıldığı, davacının, işbu dosyada sözleşmenin feshi nedeniyle kar kaybını istediği, kar kaybı talebinin, müspet zarar olup sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda dile getirilebildiği ve sözleşmenin feshi halinde mahrum kalınan gelir kaybına ilişkin talepte bulunulmasının mümkün olmadığı, sözleşmesel ilişkide menfi ve müspet zararın birlikte talep edilemeyeceği, menfi zararın sözleşmeden dönmenin, kar kaybı ise ifanın devamını istemenin sonuçlarından biri olduğu, zira, menfi zararın tazmini istenebiliyorsa borcun hükümsüz sayıldığı kabul edildiği, hüküm ifade etmeyen borcun ifasına ilişkin çıkarın tazmini istenemeyeceği, davacının, aynı sözleşme nedeniyle menfi zararının tazmini için dava açtığı ve davanın kabulüne dair kararın kesinleştiği, mahkemece, davacının müspet zarar kapsamında bulunan kar kaybını talep edemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi...

              UYAP Entegrasyonu