Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada ayıplı ifa nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların tazmini talep edilmiş, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacı yan ayıplı ifa olgusunu ispatlayamamış ve de ayıp bildirimlerini süresinde yapmamış olduğundan dolayı ispatlanamayan davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmştir....

    Dava; estetik amaçlı meme büyütme operasyonu nedeniyle meydana geldiği iddia olunan zararın tazmini için açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Tarafların açıklamaları ile dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki akdi ilişkinin, TBK'nın 470 (BK. m. 355) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır. Davacı taraf iş-eser sahibi; davalı taraf ise yüklenicidir. Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir. Eser sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir....

      Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; açılan davada, davalının eser sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle fuarlara katılamadığı, girişimde bulunduğu işlere başlanamadığı belirtilerek manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzetmektedir. Davacı yararına manevi tazminat tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır....

        Dairenin teslimi koşullarının dahi oluşmadığının görüleceğini bu zeyilname ile işlerin tamamlanması için karşı tarafa 40 gün süre verildiğini belirterek; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 19.11.2019 tarihli Alt Yüklenicilik Sözleşmesi gereği işin zamanında ve ayıpsız teslim edilmemesinden kaynaklı fiili zararlar, işin yapımından kaynaklı nakit ödemeler, işin gecikmesinden kaynaklı olarak yapılması zorunlu olan yapı denetim, proje vb....

          Davalı taraf, davacının taahhüt ettiği tamir ve bakım hizmetini gereği gibi ifa etmediğini, özellikle araçlar üzerindeki stikerlerin sökülüp temizlenmesi işinin ayıplı ifası nedeniyle araçların tamirinin dava dışı serviste sağlandığını beyan etmiş, dosyaya araçlara ait fotoğrafları sunmuştur....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/703 Esas KARAR NO : 2022/791 DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/04/2018 KARAR TARİHİ : 26/09/2022 KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Aksaray ilinde ........ isimli markanın üreticisi olduğunu, Konya ilinde yer alan tarım fuarına katılımcı olarak yer alması sebebiyle fuar alanına bir stand yaptırmak istediğini, taraflar arasında 08/03/2018 tarihinde Fuar Yerine Stand Yapımı sözleşmesi imza edildiğini, davalı tarafından kurulan ...........

              Davacının tüm dosya kapsamında sunulan belgelerden ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarından ve bozma sonrası heyetten alınan rapordan da anlaşılacağı üzere; Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin haksız feshi sonucu uğranılan kâr kaybı, müspet ve menfi zararın tazmini ile imalat bedelinin tahsili, karşı dava ise ayıplı eser nedeniyle uğranılan zarar ve gecikme tazminatının tahsili istemidir.Davacı vekili, dava dilekçesinde eser sözleşmesine dayanarak sözleşmenin feshi nedeniyle imalat bedeli, menfi ve müspet zarar talebinde bulunmuştur....

                Ayıptan Doğan Sorumluluğun Koşulları Ayıplı ifa, ifa edememe hallerinden birini oluşturur. Satış, kira gibi sözleşmelerde olduğu gibi, eser sözleşmesinde de sözleşme konusunun ayıpsız biçimde teslimi gerekir. aa. Ayıplı Bir Eser Teslim Edilmiş Olmalıdır. Yüklenicinin ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, eser tamamlanarak işsahibine teslim edilmiş olmalıdır. Henüz bitmemiş bir eser teslim edilmiş sayılamayacağı için, mevcut haliyle beklenen nitelikleri taşımasa bile ayıp sebebiyle sorumluluk hükümleri de uygulanmaz. Nitekim TBK'nın 474. Maddesinde eserin teslim edilmiş olması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. (syf. 522-523) bb. Eser Ayıplı Olmalıdır. Sözleşme ile kararlaştırılan niteliklerin bulunmaması veya bulunması gereken niteliklerdeki eksiklik ayıp olarak nitelendirilir. cc. Ayıp İşsahibine Yüklenmemelidir. Yüklenici seri meydana getirirken, işsahibi de genellikle aktif bir role sahiptir. Yasakoyucu TBK'nın 476....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, sözlü eser sözleşmesine dayalı olarak, işin ayıplı ifa edildiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf (iş sahibi), davalı taraf (yüklenici) ile aralarında, Trabzon ili Of ilçesinde bulunan davacıya ait evinin balkonuna cam balkon ile kaplatmak üzere anlaştıklarını, davalının işi gereği gibi ifa etmediğini ve ayıplı olduğunu, bu sebeple de ayıplı balkonun kaldırılarak eski hale getirilmesini ve davalıya ödediği bedel ile zararının tazminini talep etmiştir....

                  Öte yandan, davalının eser sözleşmesi kapsamında tedavisinin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle davacının bedensel bütünlüğü zarar gördüğünden 6098 Sayılı TBK un 56 ıncı maddesi uyarınca, tarafların sosyal ekonomik durumları, manevi tazminatın haksız zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması, hak ve nesafet kaideleri uyarınca davacı yararına 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, manevi tazminattan ulaşılmak istenilen manevi tatmin doyum için yeterli olacağından, davacı tarafın manevi tazminat isteminin de bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu