Davacı iş sahibi mahkeme aracılığıyla yaptırdığı tesbitte teslim edilen kalıpların ayıplı olduğunun belirlenmesi üzerine, akdi feshederek bu sözleşmeye dayanmak suretiyle ödediği 10.000 USD asıl alacak,118,36 USD işlemiş faiz (23.747,79 TL) bedeli için icra takibi yapmıştır. Dava eser sözleşmesi uyarınca imâl edilen ürünün yüklenici tarafça kabule icbar edilemeyecek ölçüde ayıplı imâl edilmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için yapılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporunda; eserin kusur ve eksikliklerinin giderilmesi için, kalıp setinin %25'i oranında (6.000 USD) lik bir maliyet gerektiği bildirildikten sonra, itiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan ek raporda; mevcut kalıpların bu haliyle kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ve sözleşmeye uygun olmayacak şekilde imâl edildiği belirtilmiş, mahkemece çelişkiler giderilmeden, ek rapor benimsenerek ... davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k.davacı ... ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, Borçlar Yasası'nın 355 ve devamı maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağı, karşı dava eksik ve ayıplı iş bedeli ile manevi giderim istemine ilişkindir....
Davacı ile davalı arasındaki sözleşme, estetik-niteliği itibariyle güzelleşme amaçlı olarak kurulduğundan hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin vekâlet sözleşmesinden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi, bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin bu vasfı gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı, karın bölgesindeki yağlarını aldırmak suretiyle güzelleşme amaçlı davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır....
Dava, taraflar arasında düzenlenen 07.10.2019 tarihli eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle uğranılan zararların tahsili istemine; birleşen dava ise aynı sözleşmeden kaynaklanan hakediş alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK'nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir....
Mahkemece; davacı ... için takdiren 1.000,00 TL, davacı ... için takdiren 1,000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 29/06/2013 tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; düğün organizasyonu kapsamında çekilen kamera kayıtlarının hatalı olmasından dolayı uğranılan manevi zararın tazmini talebine ilişkindir. Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesine dayanmaktadır. Zira eser sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 470.maddesinde belirtildiği gibi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmelerinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra meydana getirilmesi söz konusudur. Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır....
GEREKÇE : Asıl davanın konusu, Eser sözleşmesi kapsamında ayıplı ifa sebebi ile sözleşmeden dönme ve fatura bedelinini iadesi ile eser sözleşmesi kapsamında teslim edilen hammaddenin kullanılamaz hale gelmesinden dolayı bedelinin iadesine talebine ilişkindir. Birleşen davanın konusu, Eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın ödemediği iddiasına yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Eser sözleşmesinde yüklenici borcunu yerine getirirken sözleşmenin diğer tarafı olan iş sahibinin yararına olacak şekilde davranmak ve ona zarar vermekten kaçınmakla yükümlüdür. 6098 sayılı TBK’nın 472. maddesi uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur....
Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davanın niteliği itibariyle nispi harca tabi olduğu anlaşıldığından Harçlar Kanunu Tarifesi uyarınca harcın nispi olarak yatırılması gerekmektedir. Nitekim 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesinde "Yargı işlemlerinde alınacak harçlar yatırılmadıkça müteakip işlemler yapılamaz" düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle harca esas değerin belirlenmesi ve ikmâli gerekmektedir. Davacı, dava açarken 11.600,00 TL ödemenin iadesi veya ayıbın giderilmesi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiş, sadece 5.000,00 TL manevi tazminat üzerinden harç ödemiştir. Mahkemenin eksik harcın ikmâli yaptırılmadan hüküm kurması az yukarıda açıklanan düzenlemeye aykırıdır....
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/09/2022 KARAR TARİHİ : 13/07/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı müvekkil şirketin işletmesine otomatik cam giyotin işi yapıldığını, işin tamamının 05/01/2022 tarihinde bitirilerek teslim edildiğini, iş için davalıya 45.000 TL ödeme yapıldığını, yapılan muayene sonrasında söz konusu otomatik camın çalışma sisteminde sıkıntı olduğu yani işin iş sahibine ayıplı teslim edildiği anlaşılmakla davalı tarafa birçok kez sözlü ihbarda bulunulduğunu, ancak herhangi bir onarım yapılmadığını, son olarak 05/05/2022 tarihinde davalıya mail yoluyla yazılı ihbarda bulunulduğunu, ayıbı gidermek için süre verilmiş ancak yine de istenilen sonuca ulaşılamadığını, ayıbın başka bir usta vasıtasıyla giderildiğini, camın onarım bedelinin yanında...