Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 24.06.2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 24.06.2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili özetle; müvekkilinin 28.06.2016 tarihli sözleşme ile belirtilen adreste mobilya işlerini üstlendiğini, müvekkilinin edimini ifa ederek teslim ettiğini, 30.11.2016 tarih ve 185.260 TL bedelli fatura ile sevk irsaliyesinin 2016 yılı Aralık ayı başında davalıya gönderildiğini, davalının itiraz süresini geçirerek iade ettiğini, faturanın 28.12.2016 tarihli ihtarname ekinde tekrar gönderildiğini, davalının tekrar iade ettiğini, müvekkilinin yaptığı sözleşme dışı işlere ilişkin 30.12.2016 tarih ve 4.367,65 TL bedelli faturayı sevk irsaliyesi ile birlikte 06.01.2017 tarihinde...

    İlk Derece Mahkemesince: Davanın sözleşmeden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşme suretinin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/119 D....

      Taraflar arasında, sterilizasyon ünitesi kurulmasına ilişkin eser sözleşmesi yapılmış, davacı iş sahibi iş bu dava ile eserin ayıplı olduğunu iddia ederek ayıplı ifa nedeniyle ayıpbın rezive yaplarak giderilmesini ve tazminat isteminde bulunmuş, davalı yüklenici ise ayıplı ifa olmadığını, kullanımda ve periyodik bakımda gerekli parçaların değiştirilmemesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığını ileri sürmüş olup uyuşmazlık ayıplı ifa bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise ayıplı ifadan kaynaklanan talepler olarak davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı hususundadır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişilerden ayrı ayrı raporlar alınmış ise de, uyuşmazlık hususu alınan raporlarla açıklığa kavuşturulmamıştır ve raporlar hüküm kurmaya elverişli olmadığından hükme esas alınamaz....

        Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Davacı, taraflar arasında davalının katılacağı fuarda kullanılmak üzere ahşap stand hazırlanması ve kurulumunun yapılması için yazılı sözleşme yapıldığını, sözleşmede bedelin kararlaştırıldığını, bedelin bir kısmının ödenmediğini, alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise sözleşme konusu standın ayıplı olduğunu, rüzgara ve yağmura dayanıklı yapılmadığını, fuardan bir gün önce monte edilen standın rüzgar ve yağmur nedeniyle kullanılamayacak duruma geldiğini, bu durumun tespit edildiğini, ayıbın derhal davacıya bildirildiğini, davacı elemanlarınca aynı gün standın fuar alanından sökülerek kaldırıldığını, davacının bedele hak kazanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme TBK'nın 470 vd....

          Aksi halde eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Yüklenici meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksikliklerden ayıba karşı tekeffül borcu gereğince sorumludur. Yüklenici hangi yöntemi kullanırsa kullansın işin ayıpsız olarak ortaya çıkması gerekir. Davalının eser sözleşmesinin gereği olarak bu işi davacının beklentilerine cevap verecek şekilde fen ve sanat kurallarına uygun yapmak zorundadır. Somut olayda;davacı, yapılan implant ve protezlerin usulüne uygun olarak yapılmadığını, bu nedenle ciddi boyuta ulaşan sağlık sorunları yaşadığını,yine davalı hastane bünyesinde görevli olup tedavisini üstlenen doktorun gerekli olmadığı halde kendisine bir takım tedaviler uyguladığını,bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını,bu şekilde davalı yüklenicinin ayıplı hizmet ifa ettiğini iddia etmektedir....

            Davacı iş sahibi sözleşmeden dönerek iş bedelini geri aldığından ayıbın giderilmesi bedelini isteyemez ise de, BK’nın 360.maddesinin I.fıkrası son cümlesine göre yüklenicinin kusuru halinde ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebilir. Davalı yüklenicinin ayıplı ifa da ve meydana gelen zararda kusurlu olduğu kesinleşen 8.Ticaret Mahkemesi kararı ile sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeralan hatalı boyanın kazınması alçı işleri yapılması ve yeniden boyanması karşılığı 1.350,00 YTL ayıbın giderilmesi bedeli olduğu ve sözleşmeden dönüldüğünden talep edilmesi mümkün değildir. Bu halde mahkemece; bilirkişi kurulunca hesaplanan 3.265,00 YTL.den, istenemeyecek 1.350,00 YTL düşüldükten sonra kalan 1.915,00 YTL ayıplı ifa nedeniyle oluşan zararın giderilmesi bedeline hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacı tarafından davalıya teslimi yapılan 87 adet beton direğinin ayıplı olduğu, davacı tarafından yapılan uyarılara rağmen ve sözleşme gereğince gidermesi gereken bu ayıbı gidermediği, icra takibine konu faturada talep edilen bedelin toplam 28 adet beton direğine ait olduğu, ancak 87 adet beton direğinin ayıplı çıktığı, iki tarafa borç yükleyen eser sözleşmesi uyarınca edimi düzgün ifa etmeyen davacının sözleşme bedelini davalıdan talep etmesinin TMK madde 2'ye aykırı olduğu anlaşıldığından davanın ve her ne kadar davacı taraf davalı aleyhine icra takibi yapmakta haksız ise de kötüniyetli olduğu kabul edilmeyeceğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin de koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir....

                ise 15.05.2015 Cuma günü olarak belirlendiğini ve mağazanın bulunduğu AVM kaynaklı sebeplerden dolayı açılışın 17.05.2015 olması konusunda mutabık kalındığını, ancak mağazanın 19.05.2015 salı günü ancak açılabildiğini, müvekkili şirketin bu sebeple ciro kaybı bulunduğunu, yapılan ifanın ayıplı ve eksik olması nedeniyle müvekkili tarafından davacıdan aralarındaki sözleşmenin hakkaniyete uygun bir şekilde revize edilmesinin ve indirim yapılmasının talep edildiğini ancak bunun kabul edilmediğini, davacının TBK'nın 471....

                  Tüm bu bilgiler ışığında; davacı tarafça, davaya konu edilen panellerin gizli ayıplı olmadığı, korozyona uğramasına neden olan hususun üretimden kaynaklanmadığı anlaşıldığından, davalı tarafın edimini ayıplı olarak ifa ettiği ispatlanmadığından davanın reddine'' dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDENLER: Davacılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur....

                    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın manevi tazminat talebi yönünden reddine, maddi tazminat talebi yönünden kabulüne karar dair kararı hükmedilen maddi tazminat nedeniyle davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme tarihine göre uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK'nın 355 vd. maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden doğmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir....

                      UYAP Entegrasyonu