Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davaya konu takibin dayanağının cari hesap olarak anılmasının tarafların kendi aralarında cari hesap sözleşmesi olmasa bile tuttukları cari hesaptan kaynaklandığını, buradaki cari hesabın, tarafların ticari defterlerine de yansıyan satış ve ödemelerinin karşılıklı hesap yapılmak suretiyle kalan borç miktarının belirlenmesi olduğunu, tarafların tacir olduğunu ve tutmakla yükümlü oldukları defterlerin leh ve aleyhlerinde delil teşkil edeceğini, icra takibi ve davanın da ticari defterlerde tutulan kayıtlara dayandığını, ticari kayıtlardaki bakiye alacağın tahsili için takip yapıldığını, bilirkişilerce sunulan raporlarda taraf ticari defterlerine göre müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalının kendi ticari kayıtlarına göre bile müvekkilline borçlu olduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak davası veya incelemeye konu binanın izolasyon vs den kaynaklanan bir alacak...
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/07/2014 KARAR TARİHİ : 24/05/2021 KARAR YZL. TRH. : 24/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili 11/07/2014 tarihli dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 08.09.2013 tarihinde, bir adet...150 model (150 Kğ/saat tıbbi atık sterilizasyon kapasitesine sahip) cihaz ve atık parçalama ekipmanı üretimi, montajı, sistemin entegrasyonu yapılması ve bu cihazları kullanacak personelin eğitiminin gerçekleştirilmesi konulu cihaz alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu cihazın davacı şirket ile ... ......
numaralı ihtaratın yapıldığını ancak bunun sonucunda da binanın ortak alanları ile ilgili bu sıkıntılar bakımından bir sonuç elde edilemediğini, ayıplı imalattan kaynaklanan zararların tespiti için --------- D....
Mahkemece, onarım yapılmasına rağmen arızanın süresi içerisnde giderilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki davada ayıplı olan aracın ayıpsız misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde bedel iadesini talep etmiştir....
dava, davacının satın aldığı hususi aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak davasıdır. Dava konusu olan aracın GİB sorgulaması sonucu kullanım şeklinin "hususi" olduğu, davacı vekilinin de beyanlarının bu doğrultuda olduğu, dava konusunun TTK 4.maddesi kapsamında kalmadığı ve davanın ticari dava sayılmadığı, mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmış, davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, mahkememiz ile İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan yargı yerinin belirlenmesi yolunda dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu 3, 5, 12, 13, 49 no.lu bağımsız bölümlerin davacı tarafından ferdileşme yoluyla 17/08/2017 tarihinde temlik alındığı, bağımsız bölümlerde 01/11/2010, 12/11/2010, 05/01/2011, 15/06/2011, 26/09/2011 tarihlerinde davacı ve mirasçılarının elektrik kullanımının başladığı, sözleşmede iskan ruhsatının yüklenici tarafından alınması gerektiği hükmünün bulunmadığı, 31/01/2017 dava tarihinden 5 yıl öncesine kadar gecikme tazminatı talep edilebileceği, buna göre teslim edilmesi gereken tarih 30.08.2005 ile 31.01.2012 tarih aralığı için gecikme tazminatı talep edilebileceği, bu tarih aralığı bakımından alacak zamanaşımının gerçekleşmesi sebebiyle gecikme tazminatı bakımından davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, eksik imalattan kaynaklanan alacak talebinin ve geç teslimden kaynaklanan kira mahrumiyeti talebinin...
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı yüklenici, davacı ise iş sahibidir. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK'nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir....
Son olarak belirtelim ki; taraflar arasındaki sözleşme, eser sözleşmesi ile kira sözleşmesinin unsurlarının bünyesinde barındıran bir. karma sözleşme (atipik sözleşme) niteliğinde olduğundan, dolayısıyla da tipik bir eser sözleşmesi niteliğinde olmadığından; kanaatimizce, eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıplı ifası halinde iş sahibine yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü yükleyen TBK.md.47A/FA ve md.477/f.3 hükümleri söz konusu sözleşmeye kıyasen uygulanmamalıdır. Zira eser sözleşmesi niteliğinde olmayan bu sözleşmeden kaynaklanan davacı borcunun ayıplı ifa edilmesi halinde davalının (davacıyı ayıplı ifadan sorumlu tutabilmek için) ayıp ihbarında bulunmakla yükümlü olduğunu ileri sürmek (ve kabul etmek) kanaatimizce hakkaniyete ve adalete uygun düşmez....
Alacak eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup alacak belirlenebilir olmadığı için davacı tarafın icra inkar tazminatı ile fazla miktar yönünden davacı takip yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine" karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle" davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 9. İcra Müdürlüğü'nün... sayılı icra takibine yönelik itirazının 500,00 TL asıl alacak iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 13.75 oranından başlayan ve değişen oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacak eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup alacak belirlenebilir olmadığı için davacı tarafın icra inkar tazminatı ile fazla miktar yönünden davacı takip yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine" karar vermiştir....
Dava davalıdan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıp nedeniyle araçta bulunan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık davacıya satılan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı olarak satılmış ise ayıbın niteliği, aracın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığı noktasındadır....