ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2021 NUMARASI : 2021/261 Esas - 2021/986 Karar DAVACI: DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak KARAR TARİHİ : 07/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde; İDDİA : Davacı vekili; müvekkili ile davalı taraf arasında eser sözleşmesi niteliğinde 01/02/2018 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, eser sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkilinin; İstanbul Yeni Havalimanı İGA 3....
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmayıp, dava dilekçesinde ve aşamalarda yapılan açıklamalarda, daire satın alarak apartmanda kat maliki oldukları ve kat maliki sıfatıyla dava açtıkları anlaşılmakta olup, mahkemenin hukuki nitelendirmesi de bu yöndedir. Dairemizce önceki davada eser sözleşme ilişkisinin kanıtlanması gereğine değinilmiş, kanıtlanamadığından dava redle sonuçlanmıştır. Açıklanan bu nedenlerle taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığından, davada satış sözleşmesine dayanılarak zarar ve ödemenin rücuen tahsili istenildiğinden, uyuşmazlığın satış sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla dosyanın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar kararlaştırmamış olsa da bedel ödeneceği biliniyorsa veya bilinmesi gerekiyorsa eser sözleşmesinin bulunduğu kabul edilir (HGK'nın 2021/506 Karar sayılı ilamı). Hizmet sözleşmesi TBK'nın 393.maddesinde; "Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak hizmet sözleşmesi ile eser sözleşmesi arasındaki farkları şöyle sıralamak mümkündür: 1- Hizmet sözleşmeleri; işçinin, işverene bağımlı olarak çalıştığı sözleşmelerdir. Oysa eser sözleşmesinde bağımsızlık söz konusudur. Eser sözleşmesinde iş sahibi yükleniciyi denetleyip gözetleyemez. Hizmet sözleşmesinde ise denetim ve gözetim esastır. 2- Eser sözleşmesinde yüklenici bağımsız olarak çalıştığından yüklenicinin üçüncü kişilere verdiği zararlardan iş sahibi sorumlu tutulamayacaktır....
Davacı Torbalı ilçesinde bulunan Nostalji Kafe'nin gerekli imalat, montaj, tadilat ve inşaat işlerinin yapılması hususunda davalı ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek davalının dükkanını açılış gününe yetiştirdiği, ancak davalının ödeme yapmadığı, davacı ve davalı arasında yazılı olarak eser sözleşmesi yapılmadığı için davacının hak ettiği bedelin piyasa rayicine göre bilirkişiler tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL alacak talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmadığı, sözlü eser sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın akdi ilişkiyi inkar ettiği, davacı vekilinin 15.04.2019 tarihli delil listesi ekinde sunduğu belgelerin HMK’nın 202/2.maddesi uyarınca delil başlangıcı niteliğinde sayılmasının, kendisine karşı ileri sürülen kişi veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge olmadığından yazılı delil başlangıcı niteliğinde...
Bu sözleşme mahiyeti itibariyle eser sözleşmesi olmayıp hizmet alım sözleşmesidir. Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin sözleşme ekleri arasında yer alması da sözleşmenin eser sözleşmesi olmayıp hizmet alım sözleşmesi olduğunu teyit etmektedir. Bu nitelendirmeye göre temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarını incelemekle görevli Dairenin belirlenmesi için 6444 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. Maddesi gereğince dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar Mahkemece, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve bunun için yazılı sözleşme şartı olmadığı düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda taraflar arasında bir sipariş usulü eser yapım sözleşmesi bulunmadığı gibi bir mali hak devrinin de bulunmadığı, davacının parça başı satışını yaptığı eser nüshaları yönünden davalı idareden ücretini aldığı, kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile, yukarıda anılan gerekçelerle yerel mahkeme hükmünün davalı taraf yararına BOZULMASINA, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve eser bedelinden kalan alacağın icra takip talepnamesinde gösterilen miktar kadar olduğu hususlarında çekişme yoktur. Çekişme, eser bedelinden kalan alacağın davacı yükleniciye ödenip ödenmediği hususundadır. Kural olarak, bu gibi uyuşmazlıklarda eserin meydana getirilerek iş sahibine teslim edildiğini ispat yükü bunu iddia eden yükleniciye, eser bedelinin ödendiğinin ispatı ise iş sahibine düşer. Davacı yüklenici, davalının yaptığını bildirdiği çeklerin ödenmeyen faturalara ait olduğunu belirttiğinden, ödeme savunması iş sahibi tarafından yöntemince kanıtlanmış kabul edilemez. Bu itibarla davalının diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davalı, mahkemeye sunduğu delil dilekçesinde açıkça “yemin” deliline de dayanmış olduğundan davalıya bu hakkı hatırlatılmalı, istem bunun sonucuna uygun olarak karara bağlanmalıdır. Değinilen yön gözardı edildiğinden, karar bozulmalıdır....
Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Davacının evine doğalgaz tesisatı döşenmesi ve kombi takılmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkta hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Kanunu'nun 355.maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı dışında kalan uyuşmazlığın...Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 21 ve 22.maddeleri gereğince ...Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 1.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve davacı ile davalı arasında bir bağımlılık ilişkisi bulunmadığı belirterek, dava değerine göre Sulh Hukuk Mahkemesine görevli olduğu yönünde hüküm kurmuştur. Borçlar Yasasının 355. maddesinde, istisna akdi bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır....
Davacı idarenin dayandığı cami onarımına ilişkin eser sözleşmesi yasa ile görevli kılındığı konuya ilişkin yapılmış olup, davaya tüketici mahkemesinde bakılmasını gerektiren tüketici işlemi bulunmamaktadır. Yasada belirtilen eser sözleşmesi tüketicinin kişisel ihtiyaçları için yapılan dar kapsamlı sözleşmeler olup özel hukuk tüzel kişilerinin faaliyet konularıyla ilgili, kamu tüzel kişilerinin ise yasa ile verilen görevlerin yerine getirilmesi için yaptıkları eser sözleşmeleri bakımından bu tüzel kişiler tüketici sayılmayacağı gibi yaptıkları sözleşmeler de tüketici işlemi değildir. Bu nedenle uyuşmazlıkta genel mahkeme görevli olup, tüketici mahkemesi görevli olmadığı için davaya asliye hukuk mahkemesince bakılması gerekir iken tüketici mahkemesinin görevli olduğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....