Feri müdahil ... arasındaki davadan dolayı Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.04.2014 gün ve 2013/68-2014/91 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davacı ile davalılar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Eser sözleşmesi ilişkisi davalı Botaş ile diğer davalı ... arasındadır. Davada davalı .... tarafından davacıya verilen zararın davacı ile davalı .... arasında imzalanan protokol hükümlerine dayanarak davalılardan müteselsilen tahsili istendiğinden temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 30.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan 2001 yılında davalı kurumda teftiş yapan Bölge Çalışma Müdürlüğü İş Müfettişliği özellikle İstisna Sözleşmesi Yönetmeliği kapsamında çalıştırılanlarla ilgili olarak; Davalı kurumun kendi kanununun 50/h maddesindeki ‘Kurum Borçlar Kanunu gereğince sözleşmeli personel çalıştırabilir ’yönündeki hükmü istisna akdi olarak değerlendirdiği ve buna göre iş yaptırdığı, Eser yapımından hareketle İstisna Sözleşmesi Yönetmeliği çıkartıldığı, eser sözleşmesi kapsamında çalıştırılanların çalışması sürekli olmasına rağmen çalıştığı sürelerin sözleşmelerle eksik gösterildiği, Çalıştırılanların fiilen yaptıkları iş ile sözleşmedeki işlerin uyuşmadığı, hep aynı kişilerle sürekli eser sözleşmesi yapıldığı, sabit ücret ödendiği, zincirleme istisna sözleşmesi yapıldığı, bu şekilde çalıştırılanların ifadelerine başvurulduğunda tümünün kurum işyerinde bulunduğu, eser sözleşmesinde bir eserin ortaya konulması gerektiği halde istisna sözleşmesi yapılarak çalıştırılanların iş isteyen...
Dava, eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı ile davalı taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise ne kadar iş bedeli öngörüldüğü, öngörülen iş bedelinden ödenmeyen miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte davalı savunmasının zımni ikrar niteliğinde olduğu esasen yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir....
Davacı tarafça da davalı ... ile ihale süreci sonucu imzalanan eser sözleşmesinin varlığı ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Diğer davalı ile ilgili olarak, davacının bu davalı ile eser sözleşmesi ilişkisi kurduğuna dair bir iddiası bulunmamaktadır....
Nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden ise sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme mümkündür. Hukuk Genel Kurulu'nun 08.11.2006 tarih 2006/15-702 Esas, 2006/691 Karar sayılı kararı ve Dairemizin 04.06.1998 tarih 1998/513 Esas, 1998/2377 Karar sayılı kararında da bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir. Eser sözleşmesinin bir türü olan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” ise bazı özellikler taşıyan bir “Karma Sözleşme” sayılmaktadır. Bu tür sözleşmelerde yüklenicinin borcu, inşaatı yapıp teslim etmek; arsa sahibinin borcu ise, bedel olarak arsa payının veya arsanın mülkiyetini kayden yükleniciye geçirmektir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, dava dışı yüklenici şirketin eser sözleşmesi ilişkisi bulunan davalı yararına yaptığını ileri sürdüğü işler nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı yapılan ilâmsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı ile havuz ve makina dairesi malzeme ve işçiliği nedeniyle dava dışı ... Isı Sist. Tes. Ltd. Şti. arasında eser sözleşmesi yapılmıştır. Borçlar Kanunu’nun 163/I. maddesi uyarınca temlikin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. ... Isı Sist. Tes. Ltd. Şti.’nin davacı yöneticilikten faturaya dayalı alacağını davalıya temlik ettiğine dair açık ve yazılı beyanı bulunmamaktadır....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı B.K'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Borçlar Kanunu’nun 355.maddesindeki tanımlamaya göre eser sözleşmesi ile yüklenici, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir eser meydana getirmeyi üstlenir. Eser (ıstisna) sözleşmesinin konusu bir sonuç ve herhangi bir biçim altında çalışma ile bütünleşmiş bir üründür. Bu kapsamda genellikle emek unsuru ağır basan bir çalışma ürünü olup bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık eser sayılmaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinin açıklanan tanımına göre BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır....
Dava konusu olayda ise, 5846 Sayılı Yasa da korunan haklardan hiç birisine dayanılmadan; taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle davalı yükleniciye ödenen iş bedelinin istirdadı istenmiştir. Borçlar Yasası'nın 355. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere; eser sözleşmesinde yüklenici iş sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır. Eser (istisna) sözleşmesinin konusu, bir sonuç ve herhangi bir biçim altında çalışma ile bütünleşmiş bir üründür. Bu kapsamda, genellikle emek unsuru ağır basan bir çalışma ürünü olup bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık, maddi nitelikte olsun veya olmasın bir eser sayılmaktadır. Eser sözleşmesinin açıklanan tanımı kapsamındaki unsurlarına göre, taraflar arasında düzenlenen 17.03.2006 günlü yazılı sözleşmenin konusu incelendiğinde hukuksal niteliği itibarıyla bir eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır....
Eser sözleşmesinin varlığı ve yüklenicinin geçirdiği kaza sonucu yaralanması durumunda iş sahibinin kusurlu olup olmadığının makine mühendisi olan iş güvenliği uzmanı tarafından 818 sayılı BK’nın 41. maddesinde düzenlenen haksız fiil ve 55. maddesinde düzenlenen istihdam edenin sorumluluğu ile ilgili hükümlere göre değil, eser sözleşmesi ve borçlar hukukunun sorumluluk ilkelerine göre saptanması gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi seçilerek eser sözleşmesi hükümlerine göre gerekçeli ve Yargıtay denetimine eşverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından eser sözleşmesine göre hazırlanmayan raporun hükme esas alınması hatalı olmuş kararın bozulması uygun bulunmuştur....