Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin fotoğrafları başka amaçla kullanma lisansına sahip olmamasına rağmen fotoğrafları eser sahibi olan müvekkilinin izni olmadan çeşitli internet sitelerinde yayınladığını, ayrıca davalı ....'nin günlük, aylık gazete ve dergilerde, yaklaşık 985 kampanya ilanında izinsiz olarak kullandığının tespit edildiğini, davalı ....'nin ise müvekkilinden lisans almadan söz konusu fotoğrafları poster olarak kullandığını, davalı taraf eylemlerinin müvekkilinin FSEK'dan doğan haklarının ihlali olduğunu, fotoğraf sanatçısı olan müvekkilinin adının broşürlerde ve diğer yerlerde yazılmadığını, bunun da müvekkilinin manevi haklarının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 USD maddi tazminatın davalı....'den, 20.000,00 TL manevi tazminat ile 24.000 USD maddi tazminatın davalılar .... ile ....'den faiziyle birlikte tahsiline ve davalıların tecavüzlerinin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Söz konusu sözleşme ile davacı, belirli bir bedel karşılığında davalıya ait binanın bir kısım inşaat, tamirat ve tadilat işlerini yapmayı üstlendiğinden, taraflar arasındaki ilişki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir.Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında eser sözleşmesinin ifası sırasında yüklenici yada iş sahibinin cismani zarara uğraması yada ölmesi halinde kusur incelemesinin, eser sözleşmesi hükümlerine göre yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Eser sözleşmesi ilişkisinde konunun uzmanı yükleniciler olduğundan gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de yüklenicilere aittir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez....

      Davacılar kendisiyle daha önce düğünlerinde fotoğraf çekmek üzere anlaştıkları halde, davalının kararlaştırdıkları şekilde fotoğraf çekmekle ve bir kısmının yanmasına neden olmak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek manevi tazminata hükmedilmesini istemişlerdir. Borçlar Kanununun haksız eylem faslında düzenlenen 49. madde, aynı Kanunun 98. maddesinin ikinci fıkrası hükmü delaletiyle sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır. Ne var ki anılan hükme göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için diğer koşulların yanında kişilik haklarına bir saldırının varlığı şarttır. Davalının "fotoğrafları dikkatle çekmemek ve yanmasına neden olmak, biçiminde gerçekleşen eyleminin ne şekilde davacıların kişisel haklarını haleldar ettiği açıklanmağı gibi, anılan eylemlerin kişisel haklara saldırı niteliğinde bulunduğunun da kabulüne olanak yoktur. Öyleyse bu davada manevi tazminatın koşullarının varlığından söz edilemez....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/226 Esas KARAR NO : 2023/324 DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/04/2023 KARAR TARİHİ : 12/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ...'...

          Somut olayda belirtilen güzellik ve estetik merkezlerinde yapılan her işin veya verilen her hizmetin, hizmet satımı veya eser sözleşmesi kapsamında kalan bir iş olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağı düşünülmektedir. Zira bu yerlerde yapılan işin niteliğine göre bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Eğer anılan yerlerde yapılacak işin sonucu yüklenici tarafından garanti edilmiş ve kalıcı nitelikte ise (saç ekimi, estetik ameliyat, iplant diş yapım işlerinde olduğu gibi) bu işin eser (istısna) sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Eğer anılan yerlerde yapılacak işin sonucu yüklenici tarafından garanti edilmemiş ve kalıcı nitelikte değil ise (saç kesimi, kaş düzeltimi, menükür ve pedükür, eplasyon yapım işlerinde olduğu gibi) bir eser meydana getirilmesinden daha ziyade işin hizmet fiil yönü ağır basan bir hizmet satışı olduğu açıktır. Somut olayda taraflar arasında “eplasyon hizmeti sözleşmesi” düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir....

            Mahkemece alınan 06.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kusur oranları mahkemece kabul edilmiş ise de; yukarıda açıklanan hukuksal ilkeler gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkelerine göre olaya etkili kusur durum ve oranlarını belirleyen bilirkişi kurulu raporunun yeterli olduğundan söz edilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş, ölen ... ile iş sahibi ... arasındaki hukuksal ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olmadığı, eser sözleşmesinden kaynaklanan yüklenici ve iş sahibi ilişkisi olduğu gözetilerek zararlı sonuçla illiyetli kusur oranlarının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle inceleme yaptırılması, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca ceza dosyasındaki bilirkişi raporları da birlikte değerlendirilerek tarafların kusur durumlarının belirlenmesi ve varılacak sonuca göre davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesinden ibarettir....

              Noterliği'nin 05/09/2008/ tarih ve 35058 sayılı ihtarnamesi gönderildiğini, ancak herhangi bir yanıt alınamadığını, ileri sürerek, satılan kitabın toplam gelirlerinin belirlenmesini, geri kalan kitapların toplatılmasını ve 10.000 TL maddi-manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 21.07.2010 tarihli dilekçesi ile 6.000 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminat istediğini belirtmiş, 12.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de FSEK m. 68 uyarınca tazminat miktarını 3 katına çıkardığını ve 18.000 TL maddi 12.000 TL manevi tazminat istediğini belirtmiştir. Davalı vekili, yazar Elif Çakır'ın "......

                Maddeleri çerçevesinde mahkemeye ait olmak üzere maddi tazminatın 1.000,00-TL olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. TESPİT DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Eser'in tanımı 5849 sayılı FSEK'in 1/B maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Biri ürünün eser sayılabilmesi içi iki unsurun bir arada olması gerekmektedir. Bunlar sahibinin hususiyetini taşıması ve kanunda sayılan eser kategorisinde sayılmasıdır....

                  Böylece ihlal eyleminin gerçekleşme biçimine göre, davacının eser sahipliğinden kaynaklanan mali veya manevi haklarına tecavüz edildiği belirlenmiş olur (----). 5846 sayılı Kanun’da eseri ve eser sahibini tanımlayan kanun koyucu, eser sahibinin haklarını da mali ve manevi haklar olarak ikiye ayırmıştır. Eser sahibine tanınan mali ve manevi haklar mutlak ve inhisari nitelikte olup, sahibine tek başına kullanma ve herkese karşı ileri sürebilme yetkisi sağlar. Eser sahibinin hakları mali ve manevi haklar olarak ayrılmış ise de gerçekte eser üzerindeki bu haklar birbirinden kolayca ayrılamayan, eser sahipliğinden kaynaklanan bir tek mutlak hakkın (telif hakkının) sağladığı çeşitli yetkilerdir (----)....

                    eser sahibinin izni olmadan ve bir telif sözleşmesi düzenlenip bedeli ödenmeden kullanılmayacağını bilecek durumda olduğunu, müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 45.000,00 TL tutarındaki tazminat talebinin, FSEK 68....

                      UYAP Entegrasyonu