Mahkemece ;"Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; iddia, savunma, tanık beyanları, bilirkişi raporları doğrultusunda tarafların sözlü olarak Rize ili, Ardeşen ilçesi, Kurtuluş köyü 108 ada 62 parsel sayılı taşınmazda bulunan zemin+4 normal kat olan binanın dış cephesinde ısı yalıtımı amacıyla cephe mantolama imalatı için davalı T5 nun Saint-Gobain Veber firması malzemelerini teminle malzemelerin kullanımına aracı olmak, davalı T6 nun mantolama işini üstlenmek suretiyle taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi aktedildiği, TBK madde 470 " Eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." düzenlemesi, eser sözleşmesinin geçerliliği için yasanın özel şekil şartı aranmadığı, TBK madde 472: " Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye...
Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı, göz altı ve orta yüz germe için estetik gayeyle davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır....
Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir. Ayrıca, eser sözleşmesinde iş sahibi eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak talimat verebilir....
Taraflar kararlaştırmamış olsa da bedel ödeneceğini taraflar biliyor veya bilmesi gerekiyor ise eser sözleşmesinin bulunduğu yine kabul edilecektir. Eser sözleşmesinin konusu, meydana getirilmesi istenen sonuçtur. İstenen sonuç, bir şeyin yapılmasına ilişkin olabileceği gibi, ortadan kaldırılmasına, iyileştirilmesine veya montajına ilişkin de olabilecektir. Diğer bir ifadeyle baştan yeni bir eser meydana getirilmesine ilişkin olabileceği gibi mevcut bir eserde yapılacak değişiklik veya ilavelerle farklı bir hale getirilmesine de ilişkin olabilir. Eser sözleşmesi tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulur ve sözleşmenin geçerliliği kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı değildir....
Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir....
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesine göre her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaların bu yasa kapsamında olduğu, 6502 sayılı yasanın 3/l maddesine göre eser sözleşmeleri tüketici işlemi olarak sayıldığından aynı yasanın 73. maddesine göre davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki eser sipariş sözleşmesi uyarınca meydana getirilen köşe yazılarının davalıya ait gazetede yayınlanması nedeniyle, kararlaştırılan bedelin tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....
Dosya kapsamına ve tarafların beyanlarına göre taraflar arasında mahkemenin de kabulünde olduğu gibi eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilâfsızdır. Davacı 2012 yılında düzenlenen faturalara dayanarak icra takibine geçmiştir. Davalı kooperatif yetkili temsilcileri yargılama sırasındaki yeminli beyanlarında davacının kooperatife ait bir kısım mutfak dolaplarını yaptığını ancak faturaya konu edilen imalâtları teslim etmediğini belirtmişlerdir. Bu durumda taraflar arasında 2012 yılı içerisinde sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözlü olarak kurulan bu sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre Okundu. çözümlenmesi gerektiği açıktır. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir....
Sözleşmenin geçersiz hükümlerine rağmen diğer hükümleri itibarıyla taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılabiliyor ise tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşmeye göre belirlenmelidir. Çünkü sözleşmenin yorumunda taraf iradelerine önem verilmesi ve sözleşmenin mümkün olduğunca ayakta tutulmaya çalışılması gerekir. Bu nedenledir ki şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan bir sözleşme tümüyle geçersiz sayılmayıp, şekil koşulu gerektirmeyen hükümleri, kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesi için uygulanması gereken geçerli hükümlerdir. Özellikle bedelin devredilecek taşınmaz olarak kararlaştırıldığı eser sözleşmesi, taşınmaz devri yönünden geçerli değil ise de yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir....
İnşaat’tan alacaklı hale geldiğini, Müvekkili Şirket Eser Sözleşmesi tahtındaki ediminin belirlenmesi konulu müzakerelerin yürütümü sırasında, ... İnşaat’a devri planlanan taşınmazlara ilişkin gayrimenkul değerlemesi çalışmaları yaptırdığını ve ... İnşaat yetkililerinin Eser Sözleşmesi konusu edimin müzakereleri kapsamındaki ...’na ait taşınmazlarda misafir ettiğini, ... İnşaatın ise kendi aktif katılımı ve bilgisi dahilinde yapılan bu giderlerden doğan borcunu ifa etmediğini, Müvekkili Şirket’e keşide etmiş olduğu ihtarnameler ve başlatılan icra takibi kapsamında bu borçlarını mevzu bahis dahi etmediğini, Müvekkili Şirket Eser Sözleşmesi tahtındaki ediminin belirlenmesi konulu müzakerelerin yürütümü sırasında ... İnşaat’tan ... İnşaat’a devri planlanan taşınmazlara ilişkin yapılan değerleme masrafları sebebi ile 2.950 Avro ve 37.760 Türk Lirası, ......
İlk derece mahkemesince; taraflar arasında ''asansör bakım ve onarım'' niteliğinde eser sözleşmesi bulunduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş karar süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, taraflar arasında asansörlerin bakım ve servis hizmetlerinin yapılması hususunda 01/06/2016 tarihli bakım sözleşmesi bulunduğunu, hukuki niteliği itibari ile eser sözleşmesi olduğunu davanın eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi olduğunu ancak davalının kooperatif olup, tacir olmadığı gibi ticari işletmesi de bulunmadığını davalının amacına göre tüketici kabul edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, asansör bakım sözleşmesi nedeni ile alacak talebine ilişkindir....