Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tüketici Mahkemesi S.) ise, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 3/d maddesinde hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet olarak, 3/e maddesinde de, tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Borçlar Yasasının 355. maddesinde ise, istisna akdi bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır....
-2- 2009/9706 2009/7891 Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Davacının murisinin davalı ile inşaat yapım sözleşmesi imzalayarak iki adet dubleks yazlık yapılması konusunda anlaştıkları ve davalının inşaatı süresinde bitirmemesi ve yapılan işlerin eksik olduğu iddiasıyla tazminat istendiği somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Davacıların miras bırakanı ...... ile davalılardan iş sahibi kooperatif arasında, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesinde tanımı yapılan “eser sözleşmesi” yapılmamıştır. Belirtilen eser sözleşmesi, dava dışı yüklenici ......... ile davalılardan kooperatif arasında kurulmuştur. Kazaya maruz kalarak ölen .........., yüklenici .........'nın çalıştırdığı kimsedir. İş sahibinin kaza nedeni ile sorumluluğu Borçlar Kanunu’nun 41 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince “kusura” dayalı olabileceği gibi; Türk Medeni Kanunu’nun 730. maddesi hükmü uyarınca, “taşınmaz malikinin kusursuz” sorumluluğundan da kaynaklanmış olabilir. Bu sebeplerle, yanlar arasında 818 Sayılı Yasa’nın 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan “eser” sözleşmesi bulunmadığından ve dolayısı ile uyuşmazlık da bu sözleşmeden kaynaklanmadığından yerel mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp; ... .... Hukuk Dairesi’ne aittir. ... .......
Bu durumda eserin meydana getirilmesi ve bundan doğan talep hakları eser sözleşmesi hükümlerine tabidir. Eser oluşturulduktan sonra oluşturulan eserin ve bulunduğu taşınmazın kullanılması aşaması ve bundan doğan talep hakları kira sözleşmesi hükümlerine tabidir. Eldeki uyuşmazlık "yapım" döneminde ortaya çıkan uyuşmazlık olup davaya bakmakla görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmesinden doğan davalar için, tarafların sıfatından veya işlemin mahiyetinden doğan bir nedenle tüketici mahkemesi veya ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir bir neden yok ise, özel bir görev kuralı bulunmadığından genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Yap-işlet-devret niteliğindeki sözleşmelerle ilgili özel bir görev kuralı bulunmadığından, uyuşmazlığın, sözleşmedeki eser bölümü yönünden çıkmış olması halinde genel mahkeme, kira bölümü yönünden çıkmış olması halinde ise sulh hukuk mahkemesi davaya bakmaya görevli olacaktır....
Borçlar Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca, eser sözleşmesi öyle bir sözleşmedir ki; onunla yüklenici, iş-eser sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır. Gerek hukuk öğretisinde ve gerekse uygulamada eserin kapsamı genişletilerek; insan emeğinin ürünü olmak ve maddi bir varlıkta kendini göstermek kaydıyla, maddi olmayan şeylerin bile eser kavramı içine gireceği kabul edilmektedir. Burada önemli olan, yüklenici sanatçının, eser sözleşmesi konusu olan şeyin "sonuç sorumluluğunu" yani sonucun ortaya çıkmasını üstlenmiş ve sanat gücünü kullanarak, bağımlı olmadan yaptığı işlerin bağımlı işlere oranla üstün olmasıdır. Yüklenicinin sonuç sorumluluğunu üstlenebileceği her şey, ister maddi varlığı bulunsun, ister bulunmasın "eser" olarak kabul edilmelidir....
Uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 355. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmıştır. Bu gibi davalarda akti ilişkinin varlığının inkarı halinde bunun yüklenici tarafından kanıtlanması gerekir. HUMK’nun 288. maddesi gereğince de takip konusu miktara göre olayda tanık dinlenmesine olanak yoktur. Somut olayda davalı akti ilişkiyi inkar etmiş, davacıdan mal ve hizmet almadığını savunma olarak bildirmiştir. Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığı çekişme konusu değildir. Akti ilişkinin varlığı iş sahibi tarafından inkar edildiğinden, bunu yöntemince ispat etme yükü iddia eden yükleniciye düşer. Çünkü, eser sözleşmesi bir iş görme sözleşmesi olup yüklenici, bir iş yaptığını ve sözleşmesine, fen ve amacına uygun yapılan bu işin teslim edildiğinin ispatla yükümlüdür. Yazılı bir sözleşme bulunmadığına, iş sahibi de akti ilişkiyi inkar ettiğine göre iddia yöntemince ispat edilememiştir....
- K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacak talebine ilişkindir. Davacı, davalı taraflar için sponsorluk koordinatörlüğü yaptığını ancak ücretinin bir kısmının kendisine ödenmediğini belirterek bakiye alacağını talep ve dava etmiştir. Davalı .... Şti. davaya cevap vermemiştir. Davalı ... Holding A.Ş. ise işin kendisi için yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dava ilk olarak İş Mahkemesinde açılmış olup, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2014/27031 Esas 2015/15662 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında iş sözleşmesi hükümlerinin değil eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği bu yüzden davaya bakmakla görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olması gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak; bilirkişiden rapor aldırılmış; rapor sonucunda belirlenen bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı ......
Somut dosyada; taraflar arasınd eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu olmakla, davacı tarafça eldeki dava ile bakiye iş bedelinin tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili ise, müvekkilinin yüklenici olduğunu, davacının ise SGK'lı işçi olduğunu, aralarında eser sözleşmesi ilişkisi değil, işçi-işveren ilişkisi bulunduğunu, bu sebeplerle de hiçbir alacağının bulunmadığını, kaldı ki alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosyaya gelen SGK kayıtlarından davalı ile davacı arasında eser sözleşmesi ilişkisi kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de; davalı tarafça imzası inkar edilmeyen 27.8.2009, 05.12.2006, 01.01.2006 tarihli 4 adet bono verildiği ve yapılan takiplere de işçi ücreti ödenmidiğinden bahisle itiraz edilmişse de davalının bu hususu kanıtlayamadığı, dinlenen tanık anlatımlarına göre de taraflar arasındaki ilişkinin "eser" sözleşmesi ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Davaya ve takibe konu bonoda ihdas nedeni olarak "nakden" kaydı bulunmaktadır....
Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi ise, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 3/d maddesinde hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet olarak, 3/e maddesinde de, tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Borçlar Yasasının 355. maddesinde ise, istisna akdi bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır....