Borçlar Kanunu’nun 355.maddesindeki tanımlamaya göre eser sözleşmesi ile yüklenici, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir eser meydana getirmeyi üstlenir. Eser (ıstisna) sözleşmesinin konusu bir sonuç ve herhangi bir biçim altında çalışma ile bütünleşmiş bir üründür. Bu kapsamda genellikle emek unsuru ağır basan bir çalışma ürünü olup bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık eser sayılmaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinin açıklanan tanımına göre BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır....
Bu anlatımlardan anlaşılacağı üzere 09/05/2012 tarihli sözleşmede belirlenen işler eser niteliğindedir. Bu durum gerekçeli kararın dokuzuncu sayfasından da anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklı tüm uyuşmazlıklara 15. Hukuk Dairesince bakılmaktadır. Asıl uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklıdır. Eser sözleşmesi, Türk Borçlar Kanununda düzenlendiğinden iş bölümünün ortak hükümler 5. maddesine göre iş bu dosyanın istinaf incelemesi 15. Hukuk Dairesince yapılmalıdır. 6098 sayılı TBK nun 470 vd maddelerinde eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Yasada, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmesi bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan husus çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabul olan sonuçtur....
Dava, eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı ile davalı taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise ne kadar iş bedeli öngörüldüğü, öngörülen iş bedelinden ödenmeyen miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte davalı savunmasının zımni ikrar niteliğinde olduğu esasen yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir....
Dava, eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı ile davalı taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise ne kadar iş bedeli öngörüldüğü, öngörülen iş bedelinden ödenmeyen miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte davalı savunmasının zımni ikrar niteliğinde olduğu esasen yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tahkim yargılamasının ve bu davanın dayanağı hukuki sebeplerden birbirinden farlı olduğunu, tahkim yargılamasının bu dava için kesin hüküm teşkil etmediğini, davalı TAB'ın, Türkiye'de Burger King markasının ve bu marka altıda işletilen restoranlar zincirlerinin üst lisans veren şirketi olduğunu, yani davalı EKUR'un, davalı TAB'ın Burger Kıng restoranlarının proje ve inşaat işlerini yapan temel yardımcısı konumunda olduğunu, ortaklık yapısının da TAB ile aynı olduğunu, tahkim kararının, franchise sözleşmesi ile sınırlı olduğunu, eser sözleşmesini kapsamadığını, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisini kapsayan yazılı bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle her ne şekilde olursa olsun, eser akdi ilişkisinin tahkim yolu ile yargılanabilmesinin zaten mümkün olmadığını, TAB ile SANGÜL arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinde, hiç bir tahkim anlaşması bulunmadığını...
ın ... restoranlarının proje ve inşaat işlerini yapan temel yardımcısı konumunda olduğunu, ortaklık yapısının da ... ile aynı olduğunu, tahkim kararının, franchise sözleşmesi ile sınırlı olduğunu, eser sözleşmesini kapsamadığını, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisini kapsayan yazılı bir tahkim sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle her ne şekilde olursa olsun, eser akdi ilişkisinin tahkim yolu ile yargılanabilmesinin zaten mümkün olmadığını, ... ile ... arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinde, hiç bir tahkim anlaşması bulunmadığını, yazılı bir tahkim sözleşmesinin zaten olmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı ihtilafın tahkim ile çözülmesinin mümkün olmadığını, verilen tahkim kararının sadece işletme lisans anlaşması ile sınırlı olduğunu, eser sözleşmesine dair ihtilafların çözümü için taraflar arasında hiç bir tahkim anlaşması olmadığını, bu davanın eser sözleşmesine dayalı olarak açıldığını, İşletme Lisans Anlaşmasında yer alan tahkim hükmünün, eser sözleşmesine...
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının borca itiraz dilekçesinde zaman aşımı itirazı olmadığından davada ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, itirazın iptali davasında davalının, Türk Ticaret Kanunu md.101'deki "cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrarlar" hukuki sebebini dayanak göstererek zaman aşımından bahsettiğini, davalının TTK md. 89-101 arasında düzenlenen cari hesap sözleşmesine dayanarak TTK md.101 zaman aşımını itirazında bulunduğunu, cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiğini, ancak dosyaya sunulmuş cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davalının eser sözleşmesi sebepli bir zamanaşımı beyanı bulunmadığını, davalı tarafın TTK md. 101 gereği beyan ettiği zamanaşımının, bu davaya dahil olmadığını, bu sebeple, TTK md. 101 dışında Borçlar Kanunu/TBK'na göre eser sözleşmesi sebepli zamanaşımı kararı verilemeyeceğini, mahkemenin kendiliğinden ( davalının ileri sürmediği) "eser sözleşmesi" zamanaşımı sebebiyle davanın...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 25/11/2020 NUMARASI : 2015/1263Esas - 2020/666 Karar DAVANIN KONUSU: Yap - İşlet - Devret Modeli Sözleşmesi Uyarınca Bedelin Ödenmesi KARAR TARİHİ : 08/04/2021 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Dava, davalı intifa hakları sahibi ile davacı arasında yapılan yap - işlet - devret modeli sözleşmesi uyarınca bedelin ödenmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık yap-işlet-devret sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yap-işlet-devret sözleşmeleri, kira ve eser sözleşmesinin unsurlarını içeren karma sözleşmelerden olup, bir taraf kendisine ait olmayan taşınmaz üzerinde eser sözleşmesi hükümlerine göre bina, tesis veya başkaca bir eser meydana getirmekte, diğer taraf da taşınmazına yapılan bu eserin ayrıca bedelini ödemediği için diğer tarafın belli süreyle kullanmasına müsade etmektedir....
Direnme kararına konu uyuşmazlığın mahiyeti gereği sözleşme hukukundaki uygulamanın, yalnızca eser sözleşmesi ve satış sözleşmeleri ile sınırlı olarak, açıklanmasında fayda vardır. Uyuşmazlığın doğduğu tarihte yürürlükte olan ve uygulanması gereken Borçlar Kanununun 355’inci maddesinde eser sözleşmesi; “İstisna bir akittir ki onunla bir taraf diğer tarafın vermeyi taahhüt ettiği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder” şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470’inci maddesinde de eser sözleşmesi aynı doğrultuda ve fakat daha açık bir ifade ile “yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme” olarak nitelendirilmiş, sözleşmenin tarafları yüklenici ve iş sahibi olarak isimlendirilmiştir....
Somut olayda belirtilen güzellik ve estetik merkezlerinde yapılan her işin veya verilen her hizmetin, hizmet satımı veya eser sözleşmesi kapsamında kalan bir iş olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağı düşünülmektedir. Zira bu yerlerde yapılan işin niteliğine göre bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Eğer anılan yerlerde yapılacak işin sonucu yüklenici tarafından garanti edilmiş ve kalıcı nitelikte ise (saç ekimi, estetik ameliyat, iplant diş yapım işlerinde olduğu gibi) bu işin eser (istısna) sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Eğer anılan yerlerde yapılacak işin sonucu yüklenici tarafından garanti edilmemiş ve kalıcı nitelikte değil ise (saç kesimi, kaş düzeltimi, menükür ve pedükür, eplasyon yapım işlerinde olduğu gibi) bir eser meydana getirilmesinden daha ziyade işin hizmet fiil yönü ağır basan bir hizmet satışı olduğu açıktır. Somut olayda taraflar arasında “eplasyon hizmeti sözleşmesi” düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir....