Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. ortak girişimine ihale edildiğini, işin 10.999.772,00-TL(%10 gayri melhuz işler dahil) bedelle yapımı hususunda taraflar arasında 27/03/2003 tarihli sözleşme akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, davacı idare tarafından keşide edilen ... Noterliği’nin 14/03/2006 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi feshedildiğinin taraflarına bildirdiğini, o tarihte yürürlükte bulunan TBK m.126/4 hükmü uyarınca eser sözleşmelerinden kaynaklı alacak taleplerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olup, Yargıtay içtihatları ile benimsendiği üzere bu sürenin en geç sözleşmenin feshi tarihinden itibaren başladığını, dava konusu sözleşmenin, davacı yanca 02/03/2006 tarih 2006/... sayılı yönetim kurulu kararı ile feshedildiğini ve fesih iradesinin müvekkillerine ... Noterliği'nin 14/03/2006 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirilmiş olduğu gözetildiğinde işbu davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin her halükarda dava açılmasından çok önce geçmiş olduğunu, ......

    iş miktarı ile toplam fiyatın ve müvekkilinin uğradığı menfi ve müspet zararın bilirkişi incelemesiyle tespiti ile şimdilik 20.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini dava etmiş; talebini menfi zarar için 5.000 TL, müspet zarar için 15.000 TL olarak açıklamıştır....

      Davadaki istem, bu fesih ihbarına dayalı menfi ve müspet zararların tahsiline ilişkindir. Bu bakımdan, burada öncelikle Borçlar Hukukunda düzenlenen menfi ve müspet zararların ne olduğu hususu üzerinde durulması gerekecektir. Menfi zarar, akdi fesh eden alacaklının Borçlar Kanununun 108/II. maddesine dayanarak “akdin hükümsüzlüğünden doğan zararlarıdır.” Burada istenilebilecek zararlar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı şayet sözleşme yapmamış olsaydı uğramayacağı zararlardır. Kısaca menfi zarar, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamıdır. Başka bir anlatımla, karşı tarafın mal varlığına girmese dahi o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Hiç kuşkusuz, akdin icrasına inanılarak yapılan giderlerin bunları yaptığını iddia eden tarafça somut biçimde kanıtlanması gerekir. Müspet zarar ise, sözleşmenin feshinde kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür....

        yükümlülükleri yerine getirmeyenin davacı taraf olduğunu belirterek, öncelikle, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ve haksız ve dayanaksız davanın reddine, aksi durumda ise karşı dava ile talep ettikleri ve dava konusu sözleşme kapsamında yapılan imalattaki eksik ve ayıplı iş bedeli ile sözleşmeye aykırılıktan doğan zarar ve değer kaybı hak ve alacaklarının mahsubuna ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur karşı dava yönünden ise; taraflar arasında imzalanan restorasyon yoluyla inşaat sözleşmesi kapsamında yapılan imalattaki eksik ve ayıplı iş bedeli ile sözleşmeye aykırılıktan doğan zarar ve değer kaybı alacakları ile kira kaybı alacaklarının tespiti ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirlemenin müvekkilinden beklenemeyecek olması sebebiyle, alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK 'nın 107.maddesi uyarınca arttırmak üzere ve delil tespit dosyasından...

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/... esas sayılı dosyası celp edilerek incelendi. 30/07/2020 Tarihinde Elektrik Mühendisi, Borçlar Hukuku Nitelikli Hesaplama Uzmanı ve SMMM bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alındığı anlaşıldı. Bir Mali Müşavir, Bir İnşaat Mühendisi, Bir Mimar, Bir Elektirik Mühendisi, Bir Borçlar Hesap Uzmanı, bir Ticaret Mevduatından kaynaklı nitelikli Hesap Uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden 19/04/2021 tarihinde , 10/08/2021 tarihinde ve 14/06/2022 tarihinde kök ve ek bilirkişi raporu alındığı anlaşıldı. GEREKÇE: Davacı taraf, davalı ile aralarındaki sözleşmenin feshi ile menfi zararının tazminini talep etmiştir. Zira davacı taraf, davalının işi tamamlamadığını ve üçüncü bir firma ile anlaşarak işin tamamlanacağını öne sürerek, üçüncü firmaya yapılan ödemeler ve alınan malzeme bedellerinin tazminini talep etmiştir....

            , davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair usulüne uygun delil sunulmadığı, davalılar vekilinin 25/01/2021 tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler davacının edimlerini yerine getirmediği objektif imkansızlık nedeni ile edimlerin yerine getirilmediğinin delili olarak kabul etmenin mümkün olmadığı, sözleşmenin yüklenicisinin davalı şirket olup ödemelerin davalı şirkete yapılmış olduğunu, sözleşmenin sorumluluk başlıklı 10. maddesinde belirtilen sorumluluğun 6098 sayılı TBK'nın 163. maddesine göre müşterek ve müteselsil sorumluluk olması nedeniyle davalılar ... ve ... iade edilmeyen paradan ve kazanç kaybı olarak belirtilen cezai şarttan müştereken ve müteselsilen şirketle birlikte sorumlu oldukları, davalı şirketin belirlenen sürede edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin 8.1. maddesine göre yapılan ödemeden bakiye kısmın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep edebileceği, sözleşmenin 5.1. maddesinde işin süresinde bitirilmemesi...

              DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/01/2017 KARAR TARİHİ : 09/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 40.000 adet fişe ve paslanmaz anahtar üretimine ilişkin eser sözleşmesi düzenlendiğini, davalının üstlendiği edimi yerine getirmediğini, süresinde teslim etmediğini, dava dışı ...'ya karşı üstlendiği edimi yerine getirmemesinden doğan idare tarafından sözleşmenin feshi nedeni davacının uğradığı zarar nedeniyle 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve davalıya verilen 30.000,00 TL bedelli çek yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 1.000,00 TL tazminat talebi 5.500,00 TL olarak artırılmıştır....

                Menfi zarar (negative interesse); sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Yani, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın mal varlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının malvarlığından çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden, sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Davacı da zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 108. maddesi kapsamında menfi zarar olarak, ilk ihalede davalı ortaklığın teklifine en yakın teklifte bulunan dava dışı 3. kişinin teklifi ile ikinci ihalede üstlenilen miktar arasındaki farkı talep etmektedir....

                  Şti. arasında Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmış olduğu, davalı T5 bu sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeye ilişkin talepler kendisine karşı ileri sürülemeyeceğinden davalı Yusuf Ziya yönünden davanın husumet nedeni ile reddine, Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle uğranılan menfi zarar, kira kaybı, inşaatı tamamlamak için yapılan masraflar, gecikme tazminatı ve borç olarak verilen paranın iadesini talep ettiği ancak talep sonucunu talep edilen kalemlere göre somutlaştırmamış olduğu görülmekle, 23/12/2021 tarihli duruşmada talep sonucunu somutlaştırması için kesin süre verildiği, 28/12/2021 dilekçesi ile talep sonucunu somutlaştırdığı ve eksik bırakılan imalat bedeli 195.146,73 TL, cezai şart olarak 68.301,35 TL, borç olarak verilen 186.500,00 TL talep etmiş olduğu anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı vekilinin talep ettiği zarar...

                  Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar: sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, s.482). Kâr kaybı ise kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir....

                    UYAP Entegrasyonu