"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -KARAR- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; eser sözleşmesinden kaynaklı davacı kurumun pantolon tedariki için açılan ihalenin feshi nedeniyle iki ihale arasındaki zarar bedelinin tazmini istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 15. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2021 NUMARASI : 2020/186 E-2021/264 K DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 23/02/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafından 26.07.2011 tarihili taşeron sözleşmesine bağlı (kazanç kaybı, damga vergisi vs.) olarak 899.932,39 TL’nin müvekkilinden tahsili için Ank.6.İcra Müd.2020/3321 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalının takip dayanağı sözleşmenin tarafı olmayıp sözleşmenin müvekkili ile dava dışı ......
Bu durumda, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının BK m.108/2 maddesi hükmüne kıyasen sözleşme nedeniyle yaptığı masraflardan doğan menfi zararını kural olarak talep edebileceği görüşü heyetimizce benimsenmekle..." diyerek; davacının kural olarak BK m.108/2 uyarınca haksız fesih nedeniyle menfi zararını talepte haklı olduğunu; ancak zarar kapsamına dâhil edilen kalemlerinin kanıtlanamadığı gibi yer tesliminin fiilen ve hukuken yapılmamış iken basiretli bir tacirin yapacağı masraflar olarak görülmemesi nedeniyle kabulüne mümkün bulunmadığını; bu nedenle somut çekişmeye 4735 sayılı KİKm.24 uygulanması suretiye davacının yaptığı gider ve kârına karşılık 236.000,00 talep edebileceğini, mütalaa ettiği, izlenmiştir. Aynı bilirkişilerin, 26.11.2012 tarihli ek raporları ve 10.04.2013 tarihli (ilaveli bilirkişi) ikinci ek raporları alınmış olup, dosyadadır. Vaki itirazlar üzerine ikinci bilirkişi heyetinden görüş alınmıştır. Sn. Bilirkişiler ..., ... ve ...'...
DELİLLER : -Taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesi, -Tarafların karşılıklı olarak düzenledikleri ihtarnameler, -Asıl işveren TOKİ'den temin edilen sözleşmelere konu işlerle ilgili kayıtlar, -Bilirkişi raporları, -Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davadaki talep ; taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davalı tarafından ödenmediği ileri sürülen davacı alacaklarının davalıdan tahsiline istemine ilişkindir. Taraflar arasında 04/04/2017 ve 02/02/2015 tarihli iki adet eser sözleşmesi imzalandığı çekişmesizdir....
Yüklenici davalılar tarafından imal edilen 25 adet bank, 20.11.2004 tarihinde iş sahibi davacıya teslim edilmiş olmasına karşın; davacı, 25.11.2004 tarihli ve yüklenicilere tebliğ olan ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi bildiriminde bulunarak, iş bedeline mahsuben peşin olarak ödediğini iddaa ettiği 2000,00 YTL’nin iadesini istemiştir. Başka bir anlatımla, davacı iş sahibi, bankların kabul edilemeyecek derecede ayıplı olması sebebiyle yanlar arasında sözlü olarak yapılan eser sözleşmesinin feshini yüklenicilere bildirmiştir. Dosya kapsamındaki 13.07.2006 günlü bilirkişi raporu incelendiğinde; sözleşme konusu bankların imalatında kullanılan ahşabın teknik şartnameye uygun olmadığının, yer yer çatlaklar ve budaklar olduğunun ve imalatın kusurlu ve ayıplı malzemeden yapılmış olduğunun açıklandığı anlaşılmaktadır....
Sözleşmenin davalı tarafından tamamen kusurlu olarak feshi sebebiyle davacı yüklenici işe başlamadığı halde yaptığı masraflarla, kâr kaybı nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü maddî tazminatın tahsilini dava etmiştir. Sözleşmenin iş sahibi tarafından kusurlu olarak geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshi durumunda; Borçlar Kanunu'nun 356/I. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun'un 325. maddesi gereğince, fesih tarihindeki eser-işin bedeli saptandıktan sonra bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle yani yapmaması nedeniyle sağladığı tasarruf ve bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktar uzman bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilip, tüm eser-iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın olumlu zarar kapsamında yüklenicinin kârı olduğunun kabulü gerekir. Yüklenicinin kâr kaybının belirlenmesine ilişkin az yukarıda açıklanan yasal yönteme “kesinti yöntemi” denilmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/534 Esas KARAR NO : 2021/501 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Eksik İş Bedelinin Üretim Kaybı Bedeli ve Cezai Şart Alacağı ) DAVA TARİHİ : 03/11/2020 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Eksik İş Bedelinin Üretim Kaybı Bedeli ve Cezai Şart Alacağı ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE : Davacı vekili, davacı ile davalı arasında --- kapasiteli --- --" imzalandığını; bu sözleşme ile davalı yüklenicinin ---- üstlendiğini; davalının edimini süresinde yerine getirmediğini, gecikmiş tesliminin de ayıplı işleri içerdiğini; bu nedenle --- hiç bir zaman bu kapasiteyle çalışamadığını; bu nedenle üçüncü şahıslara tamir ettirmek zorunda kaldıklarını belirterek hem eksik ve ayıplı iş bedelini hem üretim kaybı nedeniyle uğradığı zararı hem de sözleşme gereği cezai şartı talep ederek iş bu davayı açmış; Davalı vekili, zaman...
Taraflar arasında görülen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, müdahelenin men'i, müspet zarar ve ayıplı işler bedeli nedeniyle tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 22.04.2015 gün ve ......
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile menfi zarar kapsamındaki tazminatın tahsiline, müspet zarar kapsamındaki kira tazminatı, ifraz ve tevhitten dolayı yer kaybı, emlak vergi borcu nedeniyle uğranılan zarar ve ayrıca manevi tazminata yönelik taleplerinin reddine dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, ... .......
CEVAP VE SAVUNMA : Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı ile çelik silo tesisi yapımı işi için 21/10/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, eser sözleşmesinden kaynaklanan İmalatlar esnasında ve proje revizyonu sonrasında ortaya çıkan, yaklaşık maliyet hazırlanırken öngörülmeyip yapılması zaruri olan bazı eksiklikler tespit edilmiş ve inşaat ve elektrik imalatlarında iş artışı zorunlu hale geldiğini, bunun üzerine, Yönetim Kurulu'nun 30.12.2013 tarih 430 sayılı kararıyla sözleşme bedelinin %19.97'sine tekabül eden 2.568.407,00-TL'lik ilave iş artışı kararı verildiğini, davacı şirketle imzalanan 21/10/2013 tarihli sözleşmenin 27.maddesinin atfıyla Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 21.maddesinin b bendinde iş artışı öngörülmüş ve davacı şirkete ilave işlere ek süre olarak 60 gün verildiğini, ancak davacının işini verilen sürede tamamlamadığını, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshettiklerini, davacı taahhüdünü sözleşme ve...