Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı iş sahibinin cari hesap alacağı, stok ve klişe bedellerini ödememesi iddiası ile davacı, 25.10.2013 gün 4556 yevmiye nolu ihtarnameyi ... 55. Noterliği'nden keşide etmiş, verilen sürede ödenmeyince sözleşmeyi feshederek eldeki davayı açmıştır. Dosyadaki delil ve belgeler, bilirkişi raporları, defter kayıtları, sözleşme hükümlerine göre davacının iş bedelinden dolayı alacaklı olup, alacağın muaccel olduğu ve ihtara rağmen ödenmediğinden temerrüde düştüğü ve sözleşmeden dönmede davacının haklı olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmeden dönme-fesih halinde yüklenici gerçekleştirdiği iş ve imalât bedeli ve haklı olduğundan menfi zararlarını isteyebilecektir. Talep edilen klişe bedeli davalı şirketin yaptırdığı özel ürünlerin paketlenmesi ve markalanması için yaptırılmış olduğu ve menfi zarar kapsamında kaldığından davacı yüklenici menfi zarar kapsamında klişe bedelini isteyebilir ise de; davalı tarafça bu talep kabul edilmemiş ve faturalara karşı çıkılmıştır....

    Uyuşmazlık; feshin, sonradan ortaya çıkan imkansızlığa bağlı olup olmadığı ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini nasıl etkilediği, davalıya atfı kabil kusur bulunup bulunmadığı ve buna göre davacının tazmin talebinin içeriğinin ne olacağı, müspet zarar talebinde bulunulup bulunulamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olan davaya konu sözleşmede davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Yüklenici, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını istemektedir. Anılan Yasa'nın 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür....

      Uyuşmazlık; feshin, sonradan ortaya çıkan imkansızlığa bağlı olup olmadığı ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini nasıl etkilediği, davalıya atfı kabil kusur bulunup bulunmadığı ve buna göre davacının tazmin talebinin içeriğinin ne olacağı, müspet zarar talebinde bulunulup bulunulamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olan davaya konu sözleşmede davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Yüklenici, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını istemektedir. Anılan Yasa'nın 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... .... Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup eser sözleşmesinin feshi sebebiyle imalât bedeli kar kaybı ve munzam zarar alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar kaybı alacağı ile sözleşmenin yapılmayan kısmına ilişkin ... alacağının tahsili istemine ilişkindir . Mahkememizin davanın kısmen kabulü ile 168.334,13TL kar mahrumiyetinin 100.000,00TL' lik kısmının dava tarihi olan 25.08.2015 tarihinden 68.334,13TL ' lik kısmının ıslah tarihi olan 05.08.2020 tarihinden itibaren ve 74.939,35 TL ... bedelinin ıslah tarihi olan 05.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine dair verdiği 02.03.2021 tarihli karar tarafların istinaf talebi üzerine .......

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2021 NUMARASI : 2020/186 E-2021/264 K DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 23/02/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafından 26.07.2011 tarihili taşeron sözleşmesine bağlı (kazanç kaybı, damga vergisi vs.) olarak 899.932,39 TL’nin müvekkilinden tahsili için Ank.6.İcra Müd.2020/3321 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalının takip dayanağı sözleşmenin tarafı olmayıp sözleşmenin müvekkili ile dava dışı ......

            DELİLLER : -Taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesi, -Tarafların karşılıklı olarak düzenledikleri ihtarnameler, -Asıl işveren TOKİ'den temin edilen sözleşmelere konu işlerle ilgili kayıtlar, -Bilirkişi raporları, -Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davadaki talep ; taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davalı tarafından ödenmediği ileri sürülen davacı alacaklarının davalıdan tahsiline istemine ilişkindir. Taraflar arasında 04/04/2017 ve 02/02/2015 tarihli iki adet eser sözleşmesi imzalandığı çekişmesizdir....

              Sözleşmenin davalı tarafından tamamen kusurlu olarak feshi sebebiyle davacı yüklenici işe başlamadığı halde yaptığı masraflarla, kâr kaybı nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü maddî tazminatın tahsilini dava etmiştir. Sözleşmenin iş sahibi tarafından kusurlu olarak geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshi durumunda; Borçlar Kanunu'nun 356/I. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun'un 325. maddesi gereğince, fesih tarihindeki eser-işin bedeli saptandıktan sonra bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle yani yapmaması nedeniyle sağladığı tasarruf ve bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktar uzman bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilip, tüm eser-iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın olumlu zarar kapsamında yüklenicinin kârı olduğunun kabulü gerekir. Yüklenicinin kâr kaybının belirlenmesine ilişkin az yukarıda açıklanan yasal yönteme “kesinti yöntemi” denilmektedir....

                Yüklenici davalılar tarafından imal edilen 25 adet bank, 20.11.2004 tarihinde iş sahibi davacıya teslim edilmiş olmasına karşın; davacı, 25.11.2004 tarihli ve yüklenicilere tebliğ olan ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi bildiriminde bulunarak, iş bedeline mahsuben peşin olarak ödediğini iddaa ettiği 2000,00 YTL’nin iadesini istemiştir. Başka bir anlatımla, davacı iş sahibi, bankların kabul edilemeyecek derecede ayıplı olması sebebiyle yanlar arasında sözlü olarak yapılan eser sözleşmesinin feshini yüklenicilere bildirmiştir. Dosya kapsamındaki 13.07.2006 günlü bilirkişi raporu incelendiğinde; sözleşme konusu bankların imalatında kullanılan ahşabın teknik şartnameye uygun olmadığının, yer yer çatlaklar ve budaklar olduğunun ve imalatın kusurlu ve ayıplı malzemeden yapılmış olduğunun açıklandığı anlaşılmaktadır....

                  Bu durumda, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının BK m.108/2 maddesi hükmüne kıyasen sözleşme nedeniyle yaptığı masraflardan doğan menfi zararını kural olarak talep edebileceği görüşü heyetimizce benimsenmekle..." diyerek; davacının kural olarak BK m.108/2 uyarınca haksız fesih nedeniyle menfi zararını talepte haklı olduğunu; ancak zarar kapsamına dâhil edilen kalemlerinin kanıtlanamadığı gibi yer tesliminin fiilen ve hukuken yapılmamış iken basiretli bir tacirin yapacağı masraflar olarak görülmemesi nedeniyle kabulüne mümkün bulunmadığını; bu nedenle somut çekişmeye 4735 sayılı KİKm.24 uygulanması suretiye davacının yaptığı gider ve kârına karşılık 236.000,00 talep edebileceğini, mütalaa ettiği, izlenmiştir. Aynı bilirkişilerin, 26.11.2012 tarihli ek raporları ve 10.04.2013 tarihli (ilaveli bilirkişi) ikinci ek raporları alınmış olup, dosyadadır. Vaki itirazlar üzerine ikinci bilirkişi heyetinden görüş alınmıştır. Sn. Bilirkişiler ..., ... ve ...'...

                    UYAP Entegrasyonu