Birleşen dava yönünden; sözleşmenin birleşen davacı tarafça haksız feshi nedeniyle birleşen davacı tarafça herhangi bir zarar ve tazminat talep edilemeyeceği anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile, a)Sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan 43.711,97 TL kazanç kaybı ve sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan 34.916,99 TL kar kaybı olmak üzere toplam 78.628,96 TL'nin dava tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, b)Dava konusu yapılan ... ... ......
Birleşen dava yönünden; sözleşmenin birleşen davacı tarafça haksız feshi nedeniyle birleşen davacı tarafça herhangi bir zarar ve tazminat talep edilemeyeceği anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile, a)Sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan 43.711,97 TL kazanç kaybı ve sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan 34.916,99 TL kar kaybı olmak üzere toplam 78.628,96 TL'nin dava tarihi olan 20/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, b)Dava konusu yapılan ... ... ......
Sözleşmenin 14. maddesinde ise “saha sahibi ... bu rödevans anlaşmasına istinaden sözleşmeye konu saha ile ilgili herhangi bir anlaşma yapamaz. Rödevans veremez, bu sözleşme süresince kendi adına da işletemez” hükümleri bulunmaktadır. Davalı ..., davacı şirkete gönderdiği 12.04.2010 tarihli fesih ihbarı yazısında sözleşmenin fesih iradesini karşı tarafa bildirmiştir. Davadaki istem, bu fesih ihbarına dayalı menfi ve müspet zararların tahsiline ilişkindir. Bu bakımdan, burada öncelikle Borçlar Hukukunda düzenlenen menfi ve müspet zararların ne olduğu hususu üzerinde durulması gerekecektir. Menfi zarar, akdi fesh eden alacaklının Borçlar Kanununun 108/II. maddesine dayanarak “akdin hükümsüzlüğünden doğan zararlarıdır.” Burada istenilebilecek zararlar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı şayet sözleşme yapmamış olsaydı uğramayacağı zararlardır. Kısaca menfi zarar, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamıdır....
her ne kadar davacının sözleşmenin feshi talebi kabul edilmiş ise de, sözleşmenin feshinde davalının bir kusurunun bulunmaması ve tarafların bu konuda anlaşması nedeniyle sözleşmenin feshine karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir....
Dolayısıyla karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden ve yasal olarak çıkan paradır. Menfi zarar borçlunun direnimi sonucu borç yerine getirilmemiş ise talep edilebilir. Müspet zarar da sözleşmenin hiç veya gereği gibi yahut vadesinde yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarardır. Olumlu zarar da sözleşmenin haksız olarak feshi halinde talep edilebilir. Müspet zarar isteyenin sözleşmeden dönmemiş olması ve kusurlu bulunmaması gerekir. Maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan, davacının sözleşme noter onayı ve tapuya şerh masrafları ile proje bedelleri menfi zarar, talep edilen 75.000,00 TL alacak müspet zarar kapsamında kâr kaybı alacağıdır. Yanlar arasında ... 1....
Davacı yüklenici, sözleşmeye konu arsa üzerine davalının kusuru ile inşaat yapılamadığını ileri sürerek sözleşmenin feshine karar verilmesini istemiş, mahkemece sözleşmenin feshiyle birlikte, yüklenicinin yapmış olduğu masraflar ve inşaatı yapamamaktan doğan kâr kaybı hüküm altına alınmıştır. BK'nın 106. maddesi uyarınca akdi fesheden taraf, ancak menfi zararlarının tahsilini isteyebilir. Menfi zarar, akit yapılmasa idi uğranılmayacak zarar olup, kâr kaybı müspet zarar kapsımında olduğundan, akdin feshiyle birlikte kâr kaybına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, davacı yüklenicinin sözleşmenin ifa edileceğine güverenek yaptığı masraflar bedeli olan 9.928,00 TL yönünden davayı kabul etmek, kâr kaybına ilişkin 20.072,00 TL'ye ilişkin davacı talebinin ise reddine karar vermek olmalıdır. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır....
Arsa sahibinin menfi zararını talep edebilmesi için, yüklenicinin kusurlu olması ve temerrüde düşmesi öte yandan sözleşmenin geriye etkili feshedilmesi gerekir. Menfi zarar, sözleşmenin geriye etkili feshinin hüküm ve sonuçlarını doğurduğu tarih esas alınarak hesaplanır.Gerek, karşılıklı olarak verilenlerin iadesi, gerekse menfi zararın giderilmesinin hukuki dayanağı TBK m 125/3 olup, bu taleplerle, sebepsiz zenginleşme hükümleri yarışmaz. Ancak, tasfiyede sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kıyas yoluyla yararlanılabilir.( Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop sh.967-968) Nitekim, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi bir çok kararında; arsa sahibinin daha iyi koşullarda sözleşme yapma fırsatını kaçırmasından kaynaklanan karının “menfi zarar” kavramı içinde ve sözleşmenin geriye etkili feshi halinde talep edilebileceğini belirtmiştir.(15.HD.6.6.2008.T.2007/1093;3760)(15.HD.27.2.2006.T.2005/8092;1027)(15.HD.22.1.2004....
İstinaf ilamında da belirtildiği üzere tazminat isteyen tarafın kusursuz olması gerekmekte olup, yüklenicinin sözleşmenin feshi nedeniyle kâr kaybı ve teminatın iadesi talebinde bulunabilmesi için fesihte tamamen kusursuz olması gerekir....
Davacı taraf vekilince dava dilekçesinde özetle; 04.04.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazanın oluşumunda kusurlu taraf olan araç sahibi davalı ... ve ... plakalı aracının ,davacı şirketin sahibi olduğu araçta meydana gelen değer kaybı ve aracın tamiri süresince geçen süre için kira kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği görülmüştür. Davacı tarafça her ne kadar mahkememizde eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemli iş bu dava açılmış ise de; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davalarına ilişkin görev konusunda özel bir düzenleme bulunmaması, davanın konusuna, tarafların hukuki durumuna ( tüketici, tacir, işçi vs ) ve özel kanunlardaki hükümlere göre görevli mahkemenini değişmesi, davalı gerçek kişinin gelen yazı cevaplarına göre tacir olmaması dolayısıyla davanın mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli ......
Uyuşmazlık; feshin, sonradan ortaya çıkan imkansızlığa bağlı olup olmadığı ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini nasıl etkilediği, davalıya atfı kabil kusur bulunup bulunmadığı ve buna göre davacının tazmin talebinin içeriğinin ne olacağı, müspet zarar talebinde bulunulup bulunulamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olan davaya konu sözleşmede davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Yüklenici, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını istemektedir. Anılan Yasa'nın 112. maddesine göre, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür....