Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava;Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında bakiye bedelin tahsili amacıyla davacı tarafça başlatılan ---------- ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin ----- tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır....

    Apt. güçlendirme yapım sözleşmesi düzenlendiği, ... 16 pafta 14575 parselde 1992 yılında kat mülkiyetine geçildiği, yönetim planı mevcut olduğu, karar defterinde yöneticiye dava açmak üzere yetki verildiği anlaşılmaktadır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının Ek 1. maddesine göre bu Yasanın uygulanmasından ... uyuşmazlıkların sulh hukuk mahkemesi görevi kapsamında olduğundan, somut olayda; davanın apartman yönetimi ile 3. kişi durumunda olan davalı şirket arasında genel hükümlere tabi alacak davası olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin Borçlar Yasasının 355. maddesine dayalı Eser Sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözetilerek uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/11/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Gerçekten, Borçlar Kanununun 355.maddesi hükmü uyarınca eser sözleşmesi öyle bir sözleşmedir ki; onunla yüklenici, iş-eser sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır. Uygulamada ve doktrinde maddi olmayan şeylerin bile eser kavramı içine gireceği kabul edilmektedir. Önemli olan sanatçının (yüklenicinin) eser sözleşmesi konusu olan şeyde “sonuç sorumluluğu” yani sonucun ortaya çıkmasını üstlenmesi ve sanat gücünü kullanarak iş sahibine bağımlı olmadan bir iş yapmasıdır. Yüklenicinin (sanatçının) sonuç sorumluluğunu üstlendiği her şey, ister maddi varlığı bulunsun ister bulunmasın “eser” olarak kabul edilmelidir. Bu açıklamalara göre davacı (yüklenici=sanatçının), davalıya karşı üstlendiği iş bir eser meydana getirme işidir....

        Mahkemece davanın reddine esas olarak gösterilen gerekçe; "Somut olayda; taraflar arasında bir eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, icra takibine konu alacak, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacak olduğu, eser sözleşmesinden kaynaklanan bu gibi uyuşmazlıklarda kural olarak eserin meydana getirilerek iş sahibine teslim edildiğini ispat yükünün yükleniciye, eser bedelinin ödendiğini ispat yükünün ise iş sahibine düştüğü, davacının eserin anlaşmaya uyğun olarak hepsinin tamamlayarak teslim edildiğini mahkememizde ispatlayamadığı, davalı tarafça davacının yapmış olduğu kabul olunan işlerin bedellerininde davalı tarafça davacıya ödendiği vicdani kanatine varılmakla" şeklindedir. Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiştir....

          Davanın, 4857 sayılı Kanun kapsamı dışında kalması halinde, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. 4857 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. İş sözleşmesini eser sözleşmesinden ayıran en önemli ölçüt bağımlılık ilişkisidir. Her iki sözleşmede, iş görme edimini yerine getirenin iş görülen kişiye (işveren-eser sahibi) karşı ekonomik bağımlılığı vardır. Somut olayda, davacı ve davalı arasında inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, inşaatı tamamlamadan teslim ettiğini, ancak davalı borçlunun 6, 7, 8 ve 9.taksit tutarlarını ödemediğini iddia etmiştir. Sözleşme kapsamı ve yapılan iş itibariyle, davalılar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır....

            Taraflar arasında imzalanan 21.12.2009 tarihli sözleşmenin ekleri arasında “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi” (HİGŞ) sayılmış olup, HMK'nın 193 (HUMK'nın 287) maddesi uyarına 'delil sözleşmesi' niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur. Ne var ki taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi yerine Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin uygulanması, bu şartnameye atıf yapıldığı gözetilerek, esasında 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale sonucu yapım işi olduğundan, bu düzenlemenin dikkate alınması zorunludur. Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 21. maddesi uyarınca da fazla işin götürü bedel sözleşmelerde %10'una kadar sözleşme fiyatlarıyla hesaplanması zorunludur. %110'u aşan kısım yönünden ise, BK'nın 413. maddesi uyarınca vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca belirlenmelidir. Mahkemece bu hususta bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan önceki karara mesnet yapılan bilirkişi raporu gözetilerek dava kabul edilmiştir....

              Dava konusu uyuşmazlığın kaynağı, davalının, davacının yetkili satış temsilcisi ile hazır mutfak yapımı sözleşmesi yapmasından kaynaklanmakta olup, mutfak, mutfağın döşeneceği mekanın ölçülerine göre sipariş üzerine üretilip, kurulumu montajı gerektirmektedir.. Burada hazır bir mal alımı söz konusu olmayıp, eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Kanununun 355. maddesinde düzenlendiği ve ayrıca taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir.Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davaya genel mahkemede bakılması gerektiği halde mahkemece davaya tüketici mahkemesinde bakılarak işin esasının incelenmiş olması yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2022 NUMARASI : 2021/178 E - 2022/341 K DAVA KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vakıf ile davalı şirket arasında 28.06.2019 tarihli teklif formu ile eser sözleşmesi yapıldığını, davalı yüklenicinin işi 30 gün içerisinde bitirmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı tarafından neredeyse hiçbir iş yapılmadığını, yapılan işlerde eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, davalı şirkete toplamda 102.000,00 TL ödeme yapıldığını, ayıplı işler nedeniyle davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini, ayıpların giderilmediğini, ayıplı işlerin tespitinin yapılması için Şile Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/25 D.iş dosyası ile keşif yapıldığını belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında eksik...

                  Dava konusu sözleşme, stand-up programı yapılmasına ilişkin olup, yerine getirildiği iddia edilen bir eserin mevcut olması, eserin ise mahiyeti itibariyle bir fikri sanat eseri olacağı, sözleşmenin de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında olduğu, uyuşmazlığın çözümlenmesinin uyuşmazlığa konu eser itibariyle, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin uzmanlığını gerektirdiği, İstanbul BAM. 16 HD.nin 2018/2837 E. 2018/1969 K. Sayılı ve mahkememiz konusu uyuşmazlığa benzer nitelikte ki bir dava dosyasında verilen "Dava, davalı için senaryo yazıldığı iddia edilerek alacak talebine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de, Radyo ve Televizyon Kuruluşlarının ürünler üzerindeki manevi ve mali hakları belirlenmesi, korunması 5846 Sayılı Kanun kapsamındadır. Davacı taraf senaryo yazarak davalı için eser ürettiğini iddia etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu