WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 10. maddesinde ifadesini bulan "amirin emri" kavramından, bir işin yapılması ya da yapılmaması şeklinde mutlak bir emri ihtiva eden ve ilgilisine yönelik olarak verildiğinde tereddüt oluşturmayan emir anlaşılmakta olup, bu emir sözlü veya yazılı olabileceği gibi, Tüzüğün anılan maddesinde sözü edilen "amirin emrini yapmamak" fiilinin oluşabilmesi için, verilen emrin "resmi bir göreve ilişkin" olması gerektiği de açıktır. Dava konusu işleme esas soruşturma raporu ile dosyadaki diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde, Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Ö.F.A.'...

    Astın, verilen emrin hukuka uygunluğunu sorgulama ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. 211 sayılı Kanunun 14/2. maddesi gereğince verilen emir hukuka aykırı ise sorumluluk emri verene aittir. Verilen emrin suç teşkil etmesi durumunda ise emri veren ve yerine getirenin sorumluluğu aynı Kanunun İştirak başlıklı 41/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre amirin emri suç teşkil ediyorsa ve ast, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadı ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu biliyorsa hem emri veren hem de emri yerine getiren, sonuçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Astın cezai sorumluluğu, ancak emrin hizmete müteallik olmaması, suç işlemek maksadıyla verilmesi ve bu maksadın ast tarafından bilinmesi halinde sözkonusu olabilecektir (Koca-Üzülmez, age, s. 332)....

      Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi rapor ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişiler tarafından düzenlenen tabloda ilk 350 adet alım satım işleminden 205, 349 ve 350’nci sıradaki işlemler hariç olmak üzere diğer tüm işlemlerde müşterinin limit fiyatlı emri ile yerine getirilen işlemin uyumlu olduğunun ve bunlarda bir usulsüzlük bulunmadığının görüldüğü, 205, 349 ve 350’nci sıradaki üç işlemin müşteriden alınan limit fiyatlı emrin hilafına limit fiyatına uyulmaması sonucu davacının toplam 24.500,-TL zarara uğramasına sebebiyet verildiği, bu üç işlemdeki zarar durumu nedeniyle kurtaj iadesini gerektirir bir durumun oluşmadığı, kredi ilişkisi ayrık olmak üzere 351-361 numaralardaki 11 adet toplam 100.000 lot ... hissesinin 27.07.2011-02.08.2011 tarihleri arasında toplam 553.453,82 TL bedelle satışının tamamında davacının emri ve talimatı olmadığı, hatta satılmaması yönünde istemi ve başvurusu bulunduğu, davacının talimatı ve satış emri olmaksızın yapılan ... hissesi satışıyla...

        Sayılı kararında birebir aynı matbu kaşenin bulunduğu tebligatı usulsüz sayarak aynı yönde şu değerlendirmeleri yapmıştır: "Takip dosya örneğindeki tebligat mazbatasının incelenmesinde, borçlu şirkete çıkarılan ödeme emrin de ''gösterilen adreste işyeri yetkililerinin o anda toplantıda olduğu ve işyerinde daimi çalıştığını beyan eden Serdar Uyanık'a tebliğ edildiği'' şeklindeki şerhle "daimi çalışan" Serdar Uyanık adına tebliğ edildiği görülmüş ise de, tebliği alan kişinin şirketi temsile ve evrak almaya yetkili olup olmadığı yukarıda ifade olunan şekilde araştırılmaksızın şirket çalışanına yapılan tebliğ işlemlerinin usule aykırı olduğu açıktır." Bu bağlamda tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince davacı tarafından bildirilen ve davalı tarafından aksi ispat edilemeyen 22.07.2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir....

        Ödeme emrin davacıya 02/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 05/07/2019 tarihinde İİK 168'e göre yasal 5 günlük süre içinde açılmıştır. İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 E., 2006/231 K. sayılı kararı). 07/11/2020 tarihli Adli Belge İnceleme ve Grafoloji Uzmanı tarafından hazırlanan raporda; Yılmaz Aydoğan'a ait mukayese imzaların göstermiş oldukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet gibi grafolojik ve grafometrik özellikler ile refleks yapılanma ve karakter olarak birbiri ile kıyasen benzer yapı ve görünümde imzalar olmaları nedeniyle takip konusu çekteki keşideci T1 Ticaret Ltd. Şti.)'ne atfen atılan imzanın Yılmaz Aydoğan'ın eli mahsulü olduğu olduğu belirtilmiştir....

        Gayrimenkul Anonim Şirketi prim borcuna ilişkin herhangi bir bağı kalmadığından yapılan takibin hukuka aykırı olduğunu beyanla kuruma 2018/13963 takip sayılı ödeme emrin nedeniyle iptaline karar verilmesini ve kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; somut olayda, davacıya şirketin borçlarından dolayı gönderilen ödeme emirlerine konu borcun 2017/ 05-11 aylarına ait bulunduğu, davacının uyuşmazlık konusu dönemde ilgili şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığı gibi şirkete dışarıdan atanmış müdür sıfatının ve/veya borca konu dönemde ilgili şirkette herhangi bir temsil yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, 2018/13963 sayılı ödeme emrinin iptaline, davacının kuruma borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

          DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; söz konusu Yönerge doğrultusunda 15 Mart 2016 tarihinde yayımlanan Jandarma Genel Komutanlığının ''2016 Yılında Hava Lisan Okul Komutanlığında Açılacak İngilizce Dil Kurslarına Başvuru Esasları'' konulu emrin 3. maddesinde sivil memurlarda; 3. hizmet yılını tamamlamış, 15. hizmet yılını tamamlamamış olmak şartı arandığının belirtildiği, 07/05/2011 tarihinde sivil memur olarak göreve başlayan davacının, Yönergede belirtilen hizmet yılı şartını taşımadığından başvurusunun kabul edilmediği, davaya konu düzenlemenin hukuka uygun olduğu belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ......

            Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacılara usulüne uygun tebliğ edildiğini, davanın süresi içinde açılmadığından davanın süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, takip talebinde 1.057.331,56 TL talep edilmediğini kaldı ki, ödeme emrin kontrol edildiğinde de bu alacağın toplam tutara dahil edilmediğini, toplam tutarın 4.874.572,29 TL olduğunu, masraf alacağı şeklinde yazan ibarenin maddi hata sonucunda yazıldığını belirterek davanın reddine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Şikayetin kısmen kabulü ile ; 1- Davacıların usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İstanbul 1....

            icra hareketinin belirlenmemiş olmasına, elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte, özellikle mahallerinde kabullendikleri (darbecilere destek) görevin, amaç suça sundukları katkının tek başına vahamet arz etmediği gibi fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurduklarından da bahsedilemeyeceğinin anlaşılmasına nazaran, zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemlerinin; bilgi düzeyleri, gördükleri eğitim, yaşları, rütbe ve görevleri, içinde bulundukları sosyal ve kültürel çevre koşulları gibi kriterler çerçevesinde yapılan ex ante değerlendirme itibariyle, mevcut irade ve bilgilerini, eylemin haksızlığını algılama, davranışlarını bu algılama doğrultusunda yönlendirme ve böylece haksızlığı tercih etmeme bakımından kendilerinden beklenebilen tercih ve tutum noktasında kullanmadıklarına, bu nedenle bir hukuka uygunluk sebebi olarak yetkili amir tarafından verilen ve yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan, hizmete ilişkin emrin...

              Yargılama sonunda verilebilecek karar ve hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin; “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilebilecek durumların belirtildiği 3. fıkrasında, “Sanık hakkında;   a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,   b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,  c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,  d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”, 4. fıkrasında; “İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen; a) Etkin pişmanlık, b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı, c) Karşılıklı hakaret, d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir...

                UYAP Entegrasyonu