Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan ...’nun emlakçılık yapan sanık ... ile 19/01/2010 tarihinde emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzaladığı, bu kapsamda sanığın bu sözleşmenin ilk 2 bendinde yer alan taşınmazları katılana gösterdiği , ancak katılanın bu evleri beğenmediği bu nedenle aralarındaki emlak komisyonculuğu sözleşmesinin sonlandığı, katılanın 13/04/2010 tarihinde .... adresinde bulunan taşınmazı doğrudan ev sahibinden satın aldığı, bu tarihten 11 ay sonra sanığın, katılanın satın aldığı evle ilgili komisyonculuk yapmadığı halde elinde bulunan 19/01/2010 tarihli sözleşmeye bu evi de tanıtmış gibi adresini eklediği ve katılan aleyhine icra takibi başlattığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı...

    Dava, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın taraflarından olan davalı tacir ise de, davacı ------------- tacir olmadığı gibi, dava ----------, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın taraflarından olan davalı tacir ise de, davacı ----------- tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklı satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak isteminden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesi Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup esas itibariyle bu sözleşmeden kaynaklı davalar mutlak ticari dava niteliğini haiz bulunmamaktadır. Davacının tacir olmaması nedeniyle davanın nisbi ticari dava olarak da nitelendirmesi mümkün değildir....

      İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, marka başvurusunda esas unsur olarak yer alan “EVDEKİ FIRSAT” ibaresinin "emlak piyasasındaki fırsatları" işaret ettiği, ortalama dikkat düzeyine sahip tüketicilerin aklına doğrudan, emlak satışı veya kiralamasının geleceği, bu nedenle kapsamında bulunan “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri." yönünden 556 sayılı MarKHK.’nin 7/1-c maddesi uyarınca tescil edilebilir nitelikte olmadığı, davacının davaya konu markayı “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri.” açısından uzun süredir kullanıldığını ispat edemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 18/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2020 NUMARASI : 2019/4 ESAS - 2020/14 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; emlak komisyonculuğu yapan davacının, davalı satıcı ile dava dışı alıcı Mehmet Çelikten'i bir araya getirdiğini, Körfez Mah. 1048 ada 6 pafta, 90 parsel numaralı taşınmazın 520.000,00 TL bedelle satışı konusunda tarafların tüm hususlarda anlaştığını ve satıcıya 30.000,00 TL kapora dahi verildiğini ancak uzun süren görüşmelere hazırlıklara rağmen en son aşamada davalı satıcının sözleşmeden caydığını, tapuda satış yapmaya yanaşmadığını, tüm bu nedenlerle...

        Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır....

          HUKUK DAİRESİ Dava; davalılara ait genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun, davacı tarafça ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm kurulmuştur. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 27/04/2020 tarinde oy birliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İcra Müdürlüğünün 2016/26040 Esas sayılı dosyasında 16.08.2016 tarihli olarak 50.000 TL, 7.500 TL asıl alacak ile birlikte ferileri toplamı 59.070,68 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip konusu alacağın 50.000 TL'lik kısmının komisyon sözleşmesinden doğan komisyon alacağı 7.500 TL'lik asıl alacak kısmının ise 10.07.2016 tarihinde satıcı adına alıcı tarafa ödenen komisyon sözleşmesinden doğan kapora alacağı şeklinde açıklandığı, davalı tarafça icra takibine karşı yasal süre içerisinde itiraz edildiği, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır....

              Somut olayda, davalılar arasında muvazaanın varlığı kabul edilmiş olmakla birlikte dava muvazaa iddiasına dayalı alacak (eda) davası niteliğinde olduğundan ve alacak talebi yönünden 997,72 TL hüküm altına alındığından, davacı lehine hükmedilecek olan vekalet ücreti bu tutarı geçemez. Kabul şekline göre davacı lehine 997,72 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.980,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alınması da isabetli olmamıştır. Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu