“Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü taşımaktadır....
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988- 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik: 9/11/1988- 3494/6 md.)...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının muhtarlıktan alınan fakirlik belgesinin bulunduğunu, davalı bankanın Konya Nalçacı Şubesinde maaş hesabı bulunduğunu, 2017 yılı içinde kredi kullandığını, davacının malulen emekli olduğunu, emekli maaşı dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, davalı bankanın tüketici kredisinden kaynaklı borçla ilgili maaş hesabına bloke koyduğunu, emekli maaşının tamamının borcuna istinaden kesildiğini, bu nedenlerle davalı bankanın davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılmasını, dava tarihine kadar kesilen paranın istirdadını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 02.10.2013 tarihli ilamıyla sürekli olarak kısıtlanmasına ve kendisinin de oğluna vasi tayinine karar verildiğini, .. emeklisi olan kısıtlının 2013 yılında kullandığı tüketici kredisinde temerrüde düşmesi üzerine davalı banka tarafından emekli maaşlarına bloke koyduğunu, icra takibi başlatılmadan ya da dava açılmadan, usulüne uygun muvafakat alınmadan emekli maaşının tamamına bloke konulmasının 5510 SY'nın 93. maddesine göre mümkün olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısıtlının emekli maaşından tahsil edilen 15.000,00 TL nın kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, emekli maaşına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
dan dolayı 1995 yılından beri almakta oldukları dul ve yetim aylıkları üzerine davalı banka tarafından 2008 yılının 8. ayında bloke konulduğunu, sonrasın da icra takibi nedeniyle müvekkillerine ait emekli maaşları üzerine haciz konularak 01.03.2010 tarihine kadar kesintinin sürdürüldüğünü, müvekkillerince yapılan haczedilemezlik şikayeti üzerine İcra Mahkemesince müvekkillerinin almakta oldukları dul ve yetim aylıkları üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak davalı tarafından icra dosyasında birikmiş tüm kesintilerin tahsil edildiğini, 24.05.2010 tarihinde davalı bankaya gönderilen ihtarnameye rağmen blokenin kaldırılmadığı ileri sürerek, bugüne kadar bloke ve haciz konularak ödenmeyen 24.000.00 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ve tahsili ile blokenin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
faizi ile müvekkiline ödenmesini, maaş hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasını istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/435 E. sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 11.12.2013 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile, İİK'nun 206. maddesinin 1. fıkrasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Yasaya ilişkin icra takipleri de dahil olmak üzere davacı şirket hakkında yapılmış ya da yapılacak olan takiplerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verildiği, tedbir kararında ihtiyati haciz kararlarının infazına dair hüküm bulunmadığı, ancak aynı mahkemece şikayet tarihinden sonra 05.06.2014 tarihinde verilen ara kararda "İİK'nun 206/1. maddesindeki alacaklar hariç olmak üzere, 11.12.2013 tarihinden sonra davacının menkul gayrimenkul hak ve alacakları üzerine konulan tüm hacizlerin (ihtiyati hacizler de dahil) tedbir kararına aykırı olduğuna" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği gerekçesi ile verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine..." şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yasa yoluna başvuran-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle: ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmediğini, tedbir kararının teminat alınmadan verildiğini, müvekkili banka tarafından uygulanan herhangi bir bloke olmadığını belirterek, yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE : Uyuşmazlık ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır....
Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3....
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece mahkemesince 16/07/2021 tarihli ara karar ile; menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir müessesesine ilişkin özel düzenleme bulunmakta olup İİK'nun 72/2. maddesi gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulması, İİK'nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçeleriyle " 1- Davacı vekili dava dilekçesi ile icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmiş ise de, İİK'nun 72/3 1. cümlesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden tedbir talebinin REDDİNE, Bakırköy 16....