haczinin kaldırılmasını talep etmiştir....
muvafakati bulunmadan emekli maaş hesabına bloke konularak kredi alacağını mahsup etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davalı bankanın haksız yere emekli maaş hesabına koyduğu blokenin kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklaı saklı kalmak kaydıyla bankanın haksız yer el koyarak almış olduğu 5.500,00....
Taraflar arasındaki blokenin kaldırılması ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacı vekili; davalı tarafından müvekkilinin, emekli maaş kartına bloke konulduğunu, 5510 Sayılı Kanun m. 93'e göre emekli maaşının haczedilemeyeceğini ve maaş üzerine konulan blokenin hukuka aykırı olduğunu belirterek emekli maaşına konulun blokenin kaldırılmasını talep etmiştir....
Borçlunun maaş ve ücretinin haczi İİK'nın 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. İİK'nın 355. maddesi hükümlerine riayet etmeyenlerin sorumluluğu, İİK'nın 356. maddesine göre, kesinti yapılmayan miktar ile sınırlıdır. İİK'nın 356. maddesi maaş ve ücretler hakkında olup emekli ikramiyesi ve tazminatlar bu madde kapsmında değerlendirilemez (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/11/2016 tarih, 2016/4997 esas ve 2016/23632 karar sayılı ilamı, 23/12/2014 tarih, 2014/25798 esas ve 2014/31238 karar sayılı ilamı). Kaldı ki dosyada bulunun SGK yazıları içeriğinden, borçlunun emekli ikramiyesinin SGK tarafından tahakkuk ettirilip ödendiği anlaşıldığından İİK'nın 356. maddesine göre İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir....
1.sırada olan dosyada borçlunun yasal sürelerden feragat ederek dosyayı kesinleştirmesi ve akabinde maaş haczi dışında başkaca hiçbir haciz yoluna girişilmeyip; maaş haczinin bir an evvel konulmaya çalışılmasının diğer alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik bir girişim olduğunu, ayrıca Niğde İcra Müdürlüğü 2019/386 sayılı dosyaya konu senet incelendiğinde vade tarihinin 20.03.2017 olduğu borç miktarı da göz önüne alındığında vade tarihinden bu yana hiçbir girişimde bulunulmayıp; her nasılsa borçlu T6'ın banka borçlarına ilişkin takiplere girişileceği tarihte takibe girişilmesi de muvazaalı bir takip olduğunun bir diğer kanıtı olduğunu, kambiyo senetlerinin danışıklı iki kişinin bir araya gelip kolaylıkla düzenleyebileceği; ödeme ve vade tarihlerinin eskiye dayalı dahi kararlaştırılabileceği dolayısıyla da "muvazaalı olması muhtemel" bir belge niteliğinde olması göz önüne alındığında; Niğde İcra Müdürlüğü 2019/386 sayılı takipte borçlunun 1.sırada olan maaş ve emekli ikramiye haczinin...
Mahkemece gelen yazı cevaplarından vadesiz mevduat hesabı olarak açıldığı anlaşılan şikayete konu hesabın maaş hesabı olarak işlem gördüğü, bu nedenle maaş hesabı olarak kabulü gerektiği, maaş hesabında zaten haciz bulunduğu, bu nedenle maaş hesabı haczinin sıraya girebileceği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile ilgili maaş hesabındaki paralar itibariyle haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm bu kez alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında katan sair temyiz itirazlarının reddine; 2- İİK’nun 83, madde hükümlerine göre, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olarak taktir edilen miktar tenzil olunduktan sonra, kalan bölümü haczedilebilir. Bu miktar 1/4’ünden az olamaz. İcra Mahkemesince şikayete konu ......
O halde Mahkemece, borçlunun S.S.K.dan aldığı emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bankadan emekli maaşını aldığını, kullandığı kredi taksidini ödeyememesi üzerine davalı Bankanın hukuka aykırı olarak müvekkilinin davalı Banka'dan aldığı emekli maaşına bloke koyarak, emekli maaş hesabından para çektiğini ileri sürerek, maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılmasını, 33.862,35 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının Bankadan kredi kullandığını, müşterinin imzaladığı kredi sözleşmesinde belirtildiği üzere müvekkilinin takas mahsup hakkını kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı asil, davalının yaptığı icra takibinde maaşından kesintiler yapıldığını, maaş haczinin kaldırılması için icra mahkemesinde açtığı davanın kabul edildiğini belirterek maaşından kesilen 6.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal süresinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı asil tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Dava, maaş haczinin kaldırılması ile maaşından yersiz olarak kesilen tutarların yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....