Muvazaa, mülga 818 sayılı BK’nun 18. maddesinde ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı yasanın 19. maddesinde düzenlenmiş olup, yasa metninde “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradelerinin esas alınacağı” belirtilmiştir. Buna göre; muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecektirler. Yukarıda yazılı yasal hüküm uyarınca; davalı, dava konusu abonelik üzerinden yararlandırılan elektrik hizmet bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle alacağının bulunduğunu ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapıldığını, kendisinin zararlandırılmak istendiğini savunabilecektir. Yargıtay 3....
Park İçi No : ...nolu iş yerini dava dışı şirketten kiraladığını, ardından bu iş yerine elektrik aboneliği tesis ettirmek için davalı şirkete ... tarihinde başvurduğunu; ancak davalı şirketin önceki abonenin elektrik borçlarına kefil olması halinde aboneliğin tesis edileceğini belirttiğini, bu nedenle eldeki davayı açtığını belirterek davalı ile abonelik sözleşmesinin kurulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiş olup, davacının yargılama esnasında başka bir firma ile abonelik sözleşmesi tesis ettiği anlaşılmakla dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davalı-borçluların takibe, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, İtirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkâr - tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini ..." talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar vekili 06/10/2016 tarihindeki cevap dilekçesinde özetle; "...Dava konusu elektrik aboneliği olan ... nolu tesisat aboneliği davalı ... adına iken davacı kurum tarafından kaçak kullanım iddiası ile usul ve yasaya aykırı işlem yapılmıştır. Buna ilişkin davalı ... tarafından ... 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ile 'tarafımızdan menfi tespit davası açılmıştır. Bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmekteyiz. Zira binada her hangi bir kaçak kullanım söz konusu değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/532 Esas KARAR NO: 2021/53 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 08/05/2018 KARAR TARİHİ : 19/01/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ---- adresinde bulunan işyerinde kurulu ----sayılı tesisattan parekende satış sözleşmesiz kaçak elektrik kullandığının müvekkili kuruluş elamanları tarafından tanzim ve imza edilen --- zabıt vasıtasıyla tespit edildiğini, düzenlenen bu tutanağa istinaden ------- kaçak kullanım bedelinin tahakkuk ettirildiğini, rızaen tahsil edilemeyen alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu takibe haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek; haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline...
Mahkemece taraf delillerinin tamamen toplanmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği, mahkemece öncelikli olarak dava konusu elektrik aboneliğine ilişkin olarak sayacın daha önceki dönemlere ilişkin enerji tüketimini gösterir belgelerin istenmediği, davacının iddiasına göre elektrik aboneliğinin 22/10/2019 tarihinde T7 isimli kullanıcının abonelik başvurusu üzerine aboneliğin iptal edildiği ve 10/07/2020 tarihinde aboneliğin tekrar davacıya verildiği, iddia ve davalının savunmasından anlaşıldığı üzere elektrik aboneliğinin iptali ile birlikte enerjinin de kesilip kesilmediği hususunun araştırılmadığı, davalı kurum tarafından davacının elektrik aboneliğinin iptali ile birlikte enerji hattının da kesilip kesilmediği belirlendikten sonra aboneliğinin iptaline ilişkin dönem dikkate alınarak davacının aynı dönemlere ilişkin olarak daha önceki yıllarda bu tarihler arasında elektrik enerjisi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise bu dönemlere ilişkin olarak önceki yıllarda kullanmış olduğu elektrik...
Bilirkişiden alınan kök ve ek raporda, davalının aboneliği sırasında kullandığı sayaç üzerinde davalının aboneliği sona erdikten sonra (...Ltd.Şti'nin aboneliği sırasında) bağımsız laboratuvarda davacı kurumca yaptırılan inceleme sonucunda, sayacın davalının aboneliği sırasında ve sonrasında arızalı olduğu, 12/11/2013 tarihinden itibaren arıza nedeniyle eksik tüketim kaydetmeye başladığı, bu tarihten itibaren 11/04/2015 tarihine kadar eksik kaydedilen tüketimlerin 40.545 kwh olduğu, ilgili mevzuatına göre bu eksik kayıt nedeniyle oluşan ek tüketim bedelinin 15.843,30 TL olduğu, 09/12/2016 son ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyen (6183 sayılı Kanunun 51.maddesinde yazılı gecikme zammı oranında) gecikmiş gün faizinin 436,67 TL, faize işleyen %18 KDV'nin ise 78.55 TL olduğu, davacı kurumun bu eksik kaydedilmiş tüketim alacağına ilişkin ek tahakkuku 2016/11 döneminde yaptığı ve ek tahakkuka ilişkin takip ve dava konusu faturayı düzenleyerek davalıya göndermiş olduğu, davacının bu...
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 16.04.2001 tarihli elektrik aboneliği sözleşmesi bulunduğu, aboneliğin devam ettiği, takibe konu borcun ilki 26/12/2005 son ödeme tarihli, en sonuncusu da 07/12/2012 son ödeme tarihli olan toplam 15 adet faturaya ilişkin olduğu anlaşılmıştır . Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Sanığın, katılana ait iş yeri ile ilgili katılanın bilgisi ve rızası dışında iki farklı sahte kira sözleşmesi düzenleyerek bu kira sözleşmelerinden birini Nilüfer Vergi Dairesine, diğerini de elektrik aboneliği için Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ibraz ettiğinin iddia olunması, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek bu iş yerini daha önce suça konu iş yerinde kiracı olarak bulunan Onur Altıkardeş isimli şahıstan katılanın bilgisi ve rızası dahilinde devraldığını savunması, suça konu kira sözleşmelerinin asıllarının veya onaylı örneklerinin de bulunmadığının Nilüfer Vergi Dairesinin 14.09.2011 tarih ve ...... sayılı cevap yazısı ile Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.'...
No:3' de bulunan 3 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkilinin konutu için yaptığı geçici su aboneliği başvurusunun binanın yapı kullanma izninin bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarece reddedildiğini ileri sürerek; geçici su aboneliği tesisini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait konutun bulunduğu binanın yapı kullanma izninin bulunmaması nedeniyle aboneliğin yapılamadığını, ancak inşaat kesme işlemlerinin yapılması halinde geçici abonelik işlemlerinin yapılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı idare ve dava dışı ........ Belediyesinden gelen yazılar ile 3194 sayılı İmar kanunu’nun Geçici 11. maddesinde belirtilen fenni gereklerinin dava konusu binada yerine getirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; "...davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, ancak itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, takibe ve davaya konu Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2011/7170 esas sayılı dosyası içerinde bulunan tarihsiz orta gerilim elektrik enerjisi satış sözleşmesi incelendiğinde işyeri aboneliği için sözleşme yapıldığı, her iki tarafın tacir olduğu, sözleşmenin 10. maddesinde de anlaşmazlıkların giderilmesinde Osmaniye Mahkemelerinin yetkili kılındığı, 6100 sayılı HMK.nun 19/1 maddesi kapsamında sözleşmeyle yetkili kıldıkları Osmaniye mahkemeleri yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam edeceğinin düzenlenmediği, böylelikle taraflarca yetkili kılınan Osmaniye mahkemelerinin kesin yetkili olduğu..." gerekçe gösterilerek, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ./.....