Şu halde gerek davacının, gerekse yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre miras bırakanın terekesi paylaşılmadığına göre, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. TMK.nun 701. maddesinde; "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir" şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ileri sürerek dava açması mümkün değildir....
Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." 702. maddesi şöyledir; "Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." 2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 94. maddesi şöyledir; "1) Kanunun belirlediği süreler kesindir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/6 md.) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir....
Mahkemece, satış vaadine konu parseller elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan ve elbirliği mülkiyetinde ortakları dışında bir başkasına satışın hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, vaat alacaklısının mirasçıları davacılar temyiz etmiştir. 22.08.1974 tarihli satış vaadi sözleşmesinin konusu 556 ada 2 ve 570 ada 3 sayılı parsellerdeki davalıların murisine ait 864/414720 paydır. Kadastro mahkemesi hükmünden taşınmazın mahkemenin kabul ettiğinin aksine elbirliği mülkiyetine değil, paylı mülkiyet rejimine tabi olarak tapuya tescil edildiği ancak, kayıtların imar uygulaması sonucu başkaca parsellere gittiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 688.maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir....
Bir kısım davalılar vekili taşınmazdaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştüğünü, borçlu ...'ın tapudaki payının 15/256 olarak belirlendiğini, davanın konusuz kaldığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliler ve dosya içeriğine göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İİK'nın 121. Maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminde yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir....
Dava konusu taşınmaz elbirliği veya paylı mülkiyet biçiminde bulunabilir. Elbirliği mülkiyetinde bu mülkiyete katılan kişiler arasında ortaklık mevcut olup mülkiyet tüm ortaklara aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye edilene dek mal ve haklar kişilere değil ortaklığa katılanların tamamına aittir. Elbirliği mülkiyetinin bu özelliğinden ötürü ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda, 9 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ...'in sunulan nüfus aile kayıt tablosundan 23.11.2003 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı ..., 9 parsel sayılı taşınmaza inşa edilen binanın taşkın kısmının kal’ini istemiş olduğundan anılan taşınmazın tüm malikleri veya mirasçılarının davada davalı olarak yer almaları gereklidir. Bu durumda tüm taşınmaz malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki davayla birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı ödenmiş dahili dava dilekçesi ile tüm taşınmaz malikleri davaya dahil edilmelidir....
Dava konusu taşınmaz tapuda davacılar dışında ...,...,... adlarına da elbirliği mülkiyeti rejimine bağlı olarak kayıtlıdır. Elbirliği halinde mülkiyette somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Türk Medeni Kanununun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir....
Davacı A… … Faik, dava konusu parsellerin mülkiyet sahibi Rıfat'ın mirasçılarından olup, elbirliği halindeki maliklerdendir. Davacı tek başına bu davayı açarak tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin "ortaklığın" tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir....
Kayıt maliki ...’nun davacı ... dışında başkaca mirasçıları da olup terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin “ortaklığın” tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir....
Bu açıklamalara göre dava konusu taşınmaz murisin terekesine dahil olup, davacının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetlik elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre, murisin diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılır. Bu nedenle, davacının tek başına dava açarak taşınmazın kendi adına tapuya tescilini istemesi mümkün değildir. TMK.nun 640/2 , 701 ve 702/2 maddelerine göre, mirasçılar arasında terekedeki hak ve borçları kapsayan ortaklık söz konusudur. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir....
Mahkemece istek hüküm altına alınmış, kararı davalı ... temyiz etmiştir. 254 parsel sayılı taşınmaz davacının miras bırakanı eşi ...adına tapuda kayıtlıdır. 2004 yılında öldüğü anlaşılan kayıt malikinin davacı ... dışında çocukları ... isimli mirasçılarının da bulunduğu başka bir deyişle terekesinin elbirliği halinde mülkiyet rejimine tabi olduğu görülmektedir. Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanunun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin “ortaklığın” tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır....