Davacı ... tarafından kadastro tespitinden sonra, ancak askı ilanından önce davalı ... ve arkadaşları aleyhine, bu parseller için yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ve elatmanın önlenmesi istemi ile Asliye Hukuk Mahkemesine ayrı ayrı dava açılmış, 2001 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında 169 ada 18 parsel sayılı 69.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan sözedilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası ile senet iptali davası birleştirilerek davaya devam edilirken davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parseller tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sırasında, ..., ..., ... ve ... taşınmazların bir kısmının kendilerine ait olduğu iddiasına dayanarak davaya katılmışlardır....
Mahkemece, elatmanın önlenilmesi ve miktarları belirtilen maddi tazminat isteğinin kabulüne, manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümleri davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tapu kaydına göre dava konusu 131 parsel davada taraf durumunu almayan Hazine adına kayıtlı olup, tapu kaydının beyanlar hanesinde 11 adet zeytin ağacının S.. oğlu Z.. G..'e ait olduğu yazılıdır. Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre, Z.. G.. mirasçılarından davacı zeytin ağaçlarından yararlandırılmadığını belirterek elatmanın önlenilmesini istemiştir. Korumaya ilişkin bu davanın davacı tarafından tek başına açılıp yürütülmesi mümkündür. Dava konusu zeytin ağaçları kadastro tespiti sırasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmü gözönünde tutularak beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Beyanlar hanesinde gösterilen muhdesata ilişkin bu hak kişisel hak niteliğinde olmakla birlikte lehine kurulan kişi yönünden yararlanma hakkı sağlar....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2013 NUMARASI : 2011/303-2013/136 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ıslahla yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ıslah suretiyle yıkım isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 1592 parsel sayılı taşınmazına davalının haksız yere tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi istekli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında harçlandırdığı ve karşı tarafa da tebliğ edilen ıslah dilekçesi ile; yıkıma da karar verilmesi talep etmiştir. Davalı, 1586 ve 1591 nolu parsellerin maliki olduğunu, hiçbir taşınmaza tecavüzünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2013 NUMARASI : 2011/336-2013/442 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden ise davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..................... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, el atmanın önlenmesi talebi yönünden; davalının yargılama aşamasında müdahalesini sona erdirdiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına; ecrimisil talebi yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davada 3500 YTL temizleme gideri dışında davalının ortaya çıkardığı muarazanın giderilmesi (elatmanın önlenmesi) da istendiğinden, mahkemece elatılan yerin dava günündeki değeri de belirlenerek istenen eski hale getirme gideriyle birlikte Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı tayin edilerek çekişmenin esasının bundan sonra incelenmesi gerekirken, kamu düzeninden olan ve re’sen göz önünde tutulması gereken görev yönü üzerinde durulmaması doğru olmamıştır. 2-Kabule göre de; Gerek delil tespiti suretiyle alınan jeoloji mühendisi bilirkişinin gerekse yargılama aşamasında dinlenen inşaat mühendisi bilirkişinin raporlarından 123 ada 9 numaralı parsel üzerindeki beton santrali işletmesinden ortaya çıkan atıkların bakım ve kontrolü davacıya ait aktif ... yatağına gönderildiği, bu suretle ... malzemelerin dereyi doldurarak akış debisini düşürdüğü bu şekilde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ... yatağına hukuka aykırı elatıldığı sabittir....
çözüme kavuşturulup, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi...” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, elatmanın önlenmesi davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, tapu iptal tescil isteminden tazminata dönüşen davanın reddine karar verilmiştir....
Bu durumda davalı iyiniyetli olduğuna göre yapı değerinin tespiti ile belirlenen bedelin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi halinde yıkım istemi yönünden değerlendirme yapılmalıdır. Hal böyle olunca, Mahkemece, üstün hak sahibi davacının elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi, akabinde tespit edilmiş ve/veya edilecek yapı değerinin depo edilmesi halinde yıkım talebi hakkında varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine kararı verilmesi doğru değildir....
Hâl böyle olunca öncelikle HMK'nun 31.maddesi gereğince, davacıdan dava dilekçesinde belirttiği 8.000,00 TL elatmanın önlenmesi ve ecrimisil toplam değerinden, her bir istem konusunun değerinin ayrı ayrı açıklattırılması ve bilirkişiden ek rapor alınarak davalının el attığı alanın değerinin tespiti ve sonucuna göre bu değer üzerinden kabul-red oranına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu bilgilerin ışığında somut olay incelendiğinde; 11.12.2013 tarihinde harcı yatırılarak davacı asıl tarafından bizzat açılan davanın elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olduğu, bu davanın niteliği itibariyle elatmanın varlığının tespiti için keşif yapılması zorunlu olup ayrıca elatanın kim olduğu ve ne kadarlık bir yere, hangi süre ile elatıldığının tespiti için tanık ve diğer delillerden yararlanılır. Davacının dava dilekçesinde; davalının bilgisi dışında kendisine ait 868 parsele müdahale ederek burada bulunan zeytin ağaçlarının mahsullerini topladığını iddia ettiği dilekçesinde iddiasını somutlaştıracak delillere yer vermemekle birlikte, davalının yaptığı haksız elatmanın Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı Personelince tespit edildiğinin belirtildiği, bu kişilerce tutulan ve altı imzalanan tutanağın da delil olarak mahkemeye sunulduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılığın tespiti ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 6.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....