WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü Tüzel Kişiliğinin idari sınırları içerisinde kalmaları nedeniyle davalı köylere ait yayla olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek, dava konusu yaylanın köylerine ait olduğunun tespiti ile elatmanın önlenmesi ve çekişmenin giderilmesini istemiştir. Birleştirilen davada, davalı-davacı ..., 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadim yaylaları olduğu halde köyleri ile birlikte ... Köyü Tüzel Kişiliği ile ... Köyü Tüzel Kişiliğinin müşterek yaylası olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın müstakil yaylaları olduğunun tespiti ile elatmanın önlenmesi ve çekişmenin giderilmesini istemiş, sonra davayı ıslah ederek 103 ada 1 parsele ilişkin davalarının kabulünü, davacı köylerin davasının reddini, ... köyü sınırları içindeki 128 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide belirlenecek kısmındaki merada yalnızca yayla zamanı ...-... ve ......

    Olağan koruma eylemleri; onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemlerin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi ve tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan taleplerdir. Bu hususlarla ilgili olmak üzere elbirliği ortaklarından her biri bağımsız olarak dava hakkını kullanabilir. Türk Medeni Kanununun 702/2 maddesinde aranan ortakların oybirliği şartı hiç şüphesiz terekeye ait bir hakkın tasarrufu işlemleridir. Bu durumda mülkiyet değişikliği söz konusu olacağından ortaklar oybirliği ile karar vermelidir. Somut olayda, davacı 567 parsel sayılı taşınmaza komşuluk hukukuna dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunmuştur....

      Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Somut olaya gelince; dosyaya yansıyan belge ve beyanlardan, çekişmeli 293 parsel sayılı taşınmazın 31.05.1990 tarihinde tapulama sebebi ile davacı adına tescil edildiği, komşu 907 parsel sayılı taşımazın ise 23.11.2006 tarihinde ifrazen taksim sebebi ile davalı adına tescil edildiği, dosya içerisinde bulunan Trabzon 3....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, vekil edenine ait 127 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tamamına davalının haksız olarak müdahalede bulunduğunu, bu sebeple davalının hakkı olmayan yere tecavüz suçundan dolayı yargılanarak ceza aldığını açıklayarak, haksız elatmanın önlenmesini ve dava tarihinden geriye 5 yıllık dönem için hesaplanacak ecrimisilin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ecrimisil talebinin kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir....

            Öte yandan; davacının dava dilekçesinde yıkım istediğini bildirmiş olması, elatmanın önlenmesini istemediği anlamına gelmeyeceği, çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca yıkım isteğinin aynı zamanda komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi isteğini de kapsayacağı gözetilmelidir. Mahkemece yöresel yapı tarzı da dikkate alınarak davacının zarara uğrayıp uğramadığının, zarar varsa nasıl giderileceğinin somut olarak tespiti ile bir değerlendirme yapılması ve karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hükmün kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, davalının malik olduğu 2972 parsel sayılı taşınmaza 1992-1993 yıllarında yaptırdığı villalardan 23 numaralı olanının 1318 parsel sayılı taşınmazına taşkın olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve binanın taşkın bölümünün kal’ini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunarak, 03.05.2012 tarihinde harcı yatırılan dilekçesiyle taşkınlığın tespiti halinde bedeli karşılığı taşınmazın adına tescilini istemiştir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve kal isteminin reddine; 1318 parsel sayılı taşınmazdan 109,06 metrekarelik kısmın ifrazıyla 2972 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine ve bu alanın davalıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

                Mahkemece, 26.05.2010 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde A harfi ile gösterilen 830 metrekarelik yere davalının yaptığı haksız elatmanın muhdesatların kal’i suretiyle giderilmesine ve bilirkişilerin 500,00 TL olarak hesapladığı eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yerinde delil tespiti suretiyle yapılan keşif sonucu düzenlenen 27.10.2009 tarihli raporda davalının 507 sayılı parseli kısmen sürerek sedde kısmını bozduğu saptanmış, eski hale getirme bedeli de 33.948,00 TL bulunmuştur. Mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya verilen 03.06.2010 tarihli raporda ise sadece ağaçların söküldüğü belirtilerek eski haline getirilmesi için 500,00 TL harcama gerektiği bildirilmiştir. Görülüyor ki, tespit sonucu alınan bilirkişi raporuyla keşiften sonra bilirkişinin mahkemeye sunduğu raporlar birbirine aykırıdır....

                  köyünde yapılan kadastro faaliyeti sırasında işlem gördüğünü, davacı köydeki kadastro faaliyet alanının dışında kaldığını, bu nedenle iki köy arasındaki sınırların mevcut hudutnameye göre tespiti ile davalı köyün müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce mera komisyon çalışmalarının devam ettiği, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek bozulmuştur. Bozma kararına uyulmuş ve bu kez mahkemece mera komisyon çalışmalarının ileri yıllarda ödenek gelir ise devam edeceği, bu nedenle uyuşmazlığın komisyonca giderilemediği, henüz mera sınırları belirlenmediğinden elatmanın söz konusu olmayacağı gerekçesi reddedilmiştir. Hükmü davacı köy tüzel kişiliği vekili temyiz etmiştir. Davacı köy, kadastro tesbitinde davalı köy sınırı içinde kalan ve davalı köy lehine sınırlandırılan meranın kadim meraları olduğu iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi istemi ile dava açmıştır....

                    Mahkemece 2859 sayılı yasa hükümleri gereğince düzenlenen pafta getirtilip bu paftaya göre oluşan taşınmaz çapları esas alınarak elatmanın var olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar vermek gerekirken davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.09.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu