Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, bayilik sözleşmesinin feshi ve bayii kullanımındaki benzin istasyonuna elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, bayilik sözleşmesinin geçerliliği tartışma konusu yapıldığından, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Somut uyuşmazlıkta davalı, bayilik sözleşmesinin 24.10.2008 tarihinde feshedilmesini haklı nedenlere dayandırmış, bunun sebebini ise bayilik sözleşmesi uyarınca davacı tarafından istenen yeterli miktarda akaryakıt verilmediği, ihtarlara rağmen bu durumun sürdürüldüğü şeklinde açıklanmıştır. O yüzden, bayilik sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilip feshedilmediğinin araştırılması, davanın çözümünde gereklidir. Zira, davacı şirket bayilik sözleşmesinde yüklendiği edimleri yerine getirmemiş, ihtarlara rağmen bu durumu devam ettirmekte ısrar etmiş, bu olgu sözleşmedeki yarar-zarar dengesini malik aleyhine bozmuş ise, intifa hakkının sürdürülmesine tahammül etmesi davalıdan beklenemez....

      Kısaca kiralayan dava dışı şirket, kira hakkına dayanan davacı şirkete taşınmazı teslim etmemiş, davacı bu taşınmazda zilyet olmamıştır. Kiralanan şey, ancak kiracıya teslim edilince kiracı fer’i zilyet durumuna girer ve ancak bu takdirde zilyetliği yasa tarafından korunabilir (TMK m.974, 981, 984) ve üçüncü kişilerin haksız elatmalarının zilyetliğin korunması hükümlerine göre kaldırılması isteyebilir. Dolayısıyla, kiralanan kiracıya taşınmazı teslim etmemiş, yani kiracı fer’i zilyet olmamışsa, kira sözleşmesine dayanarak kiralanana tecavüz eden üçüncü kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açamaz. Bu gibi durumlarda kiracının muhatabı sözleşmenin akit tarafı olarak olan kiralayandır. Yapılan bu saptamalara göre, kiralanana zilyet olmayan kiracının üçüncü kişiye karşı açtığı davanın reddi yerine, istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2010 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, 558 parsel sayılı taşınmazda 07.02.2008 tarihinden başlamak üzere 15 yıl süre ile intifa hakkı sahibi olduğunu, intifa hakkını davalı ile yapılan 14.02.2008 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca kullandıklarını, bayilik sözleşmesinin feshedilmesine rağmen akaryakıt istasyonunun kendilerine teslim edilmediğini ileri sürerek intifa hakkına elatmanın önlenmesini ve akaryakıt istasyonunun kendilerine teslimini istemiştir....

          Şti'nin 20.01.2015 tarihli 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ile akaryakıt istasyonunda müvekkili şirketin lisanslı bayisi olarak faaliyette bulunduğunu, bayiye kurumsal kimlik giydirme işleminin yapılarak ariyet sözleşmesi kapsamında kullanmak üzere teslim edildiğini, daha sonra işletmenin Kızıldağ Petrol Ltd. Şti. tarafından işletmeye alındığını ve kurumsal kimlik giydirme sözleşmesi ariyeten yeni bayiye teslim edildiğini, davalı yana teslim edilen kurumsal kimlik giydirmesinin 2008 yılından bu yana kurulu bulunduğunu, 06.04.2015 tarihinde revize edildiğini, revize bedelinin 23.170,54 TL'sini ödediğini, müvekkili şirketin revize ve ilk fatura bedeli üzerinden toplam 82.170,54 TL ödediğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 01.06.2016 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiğini, ariyeten teslim edilen kurumsal kimlik giydirmesinin iadesi talep edildiğini ancak tesim edilmediğini, bu aşamada istasyonun diğer davalıya devredildiğinin öğrenildiğini, Aksaray 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.05.2007 gününde verilen dilekçe ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacı şirketin 492 ada 36 parsel sayılı taşınmazlarda intifa hakkı sahibi olduğunu ve bu yerde davalı .... San. A.Ş. verdiği bayilik yoluyla intifa hakkını kullandığını, bu arada müvekkilinin ......

              Davacı, 129 ada 6 parsel sayılı taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu, bu hakkını davalıya verdiği bayilik nedeniyle davalı aracılığı ile kullandığını, ancak 09.10.2002 tarihinde bayilik sözleşmesini feshederek taşınmazdaki logo ve demirbaşlarını aldığını, taşınmazın intifa hakkı uyarınca kendisine teslim edilmesi gerekirken davalı tarafından bir başka şirket ile yapılan anlaşma uyarınca taşınmazın kullanılmaya devam ettiğini ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesi, taşınmazın kendisine teslimi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece elatmanın önlenmesi ve taşınmazın davacıya teslimine karar verilmiş, ecrimisil isteği ise kısmen kabul edilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı birden fazla talebi ileri sürerek objektif dava birleşmesi yoluyla elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir....

                Karşı davada davalı-davacı, bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, intifa hakkı sözleşmesi ile bayilik sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bayilik sözleşmesi feshedildiğinden intifa hakkının da kaldırılması gerektiğini, kaldı ki 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun ve Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı tebliği gereğince intifa hakkının 5 yılı aşkın süre ile tesis edilemeyeceğini ileri sürerek intifa hakkının terkinini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalı- davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya toplanan delilere ve dosya içeriğine göre davalı-davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Dava intifa hakkına elatmanın önlenmesi, karşı dava ise intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Davanın konusu intifa hakkı olduğuna göre dava değerini de bu hakkın değeri belirler....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve kal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... San. ve Tic.A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakka elatmanın önlenmesi ve muvazaanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, yargılamanın devamı sırasında bayilik sözleşmesinin sona erdiği buna ilişkin ihtarın davacı şirkete tebliğ edildiği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı -... San. ve Tic.A.Ş vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalılardan ... San. ve Tic....

                    GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmaz üzerinde davacının 11 yıllık kira hakkı olduğu, bu hakkın tapuya şerh edildiği, anılan taşınmaz üzerinde tasarruf hakkını 26/03/2019 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalıya bıraktığı, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, davacının, davalının faaliyetini durduğu ve sözleşmeye aykırı davrandığı gerekçesiyle 15/09/2020 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, daha sonra taraflar arasında 16/10/2020 tarihli ve 1 aylık süreli yeni bayilik sözleşmesi akdedildiği, davacının anılan sözleşmenin 16/11/2020 tarihinde süresinin dolduğu ve davalının sözleşmeye aykırı davranarak feshine sebebiyet verdiği gerekçesiyle işbu el atmanın önlenmesi davasını açtığı, davalının da davanın reddini savunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir....

                      UYAP Entegrasyonu