"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, birleştirilen dosyada ecrimisil talebi ile davalı karşı davacının bedel tazminine ilişkin davasının ispat edilemediğinden ayrı ayrı redlerine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava elatmanın önlenmesi, ve birleştirilen dava ecrimisil, karşı dava ise tazminat istemine ilişkindir....
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü 4721 sayılı TMK’nin "Komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir....
Olağan koruma eylemleri; onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemlerin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi ve tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan taleplerdir. Bu hususlarla ilgili olmak üzere elbirliği ortaklarından her biri bağımsız olarak dava hakkını kullanabilir. Türk Medeni Kanununun 702/2 maddesinde aranan ortakların oybirliği şartı hiç şüphesiz terekeye ait bir hakkın tasarrufu işlemleridir. Bu durumda mülkiyet değişikliği söz konusu olacağından ortaklar oybirliği ile karar vermelidir. Belirtilen nedenle, elbirliği mülkiyete konu taşınmaza elatılması halinde bu elatmanın önlenmesini ortakların tek başına istemesi mümkün ise de elatmanın yanısıra kal isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm ortakların davada birlikte yer almaları gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 689 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız yere tecavüz ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, taşınmazı ...'den kiraladığını, daha sonra dolandırıldığını anladığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının önceki malik ... ile kira sözleşmesi imazaladığından, davalının taşınmaza haksız elatmasından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/20209 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlı olup sadece satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve elatmanın önlenmesi davalarına bakmakla görevlidir. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2. Hukuk Dairesinin görev alanındadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü düzenleyen 01/09/2020 tarihli kararı ve davanın açıklanan niteliği gereğince istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2....
Nitekim, 22/2-a maddesi Yönetmeliğinin (Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik) 9/a maddesinde, genel mahkemelerden aktarılması gereken davalar, "sınır veya yüzölçümüne yönelik" davalar olarak açıklanmıştır. Genel mahkemede “Elatmanın önlenmesi” istemiyle açılan davalar, kadastro çaplarının uygulanması ile sonuca bağlanacak davalar olup, bu davalar sonucunda taşınmazların çaplarının ve yüzölçümlerinin değiştirilmesine karar verilmez. Başka bir anlatımla, elatmanın önlenmesi davası sonucu verilen hüküm, taşınmazların kadastral sınırlarını (çaplarını) değiştirmez. Bu nedenle elatmanın önlenmesi davaları, uygulama kadastrosu nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan değildir....
Yönetimi taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline ve elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı tarafın halen adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinden tasarrufta bulunduğu anlaşıldığından elatmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil, el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.Yörede 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik .../B maddesi uygulama çalışmaları 02/.../2000 - 31/.../2000 tarihleri arasında yapılarak .../04/2001 tarihinde ilan edilip kesinleşmiş, genel arazi kadastrosu 1975 yılında yapılmıştır. ...)...
Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Nitekim, 22/2-a maddesi Yönetmeliğinin (Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik) 9/a maddesinde, genel mahkemelerden aktarılması gereken davalar, "sınır veya yüzölçümüne yönelik" davalar olarak açıklanmıştır. Genel mahkemede “elatmanın önlenmesi” istemiyle açılan davalar, kadastro çaplarının uygulanması ile sonuca bağlanacak davalar olup, bu davalar sonucunda taşınmazların çaplarının ve yüzölçümlerinin değiştirilmesine karar verilmez. Başka bir anlatımla, elatmanın önlenmesi davası sonucu verilen hüküm, taşınmazların kadastral sınırlarını (çaplarını) değiştirmez. Bu nedenle elatmanın önlenmesi davaları, uygulama kadastrosu nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan değildir....
Diğer taraftan, T.M.K. 683/2. maddesinde "Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" denilerek mülkiyet hakkına değer verileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca anayasanın 35. maddesi de paralel bir düzenleme getirmiştir. O halde, mülkiyet hakkı ile kişisel hakkın karşı karşıya gelmesi durumunda, mülkiyet hakkına değer verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, davacının, T.M.K. 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtığı ve dava açarak taşınmazın kullanımına ilişkin rızasını geri aldığına göre, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile anılan isteğin reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir....