"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil-Tahliye İşlemleri Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 15.1.2008 gün 19320-414 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 17.3.2008 gün 835-3416 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 15.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.06.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 29.09.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 4132 sayılı parsel üzerindeki lojman binasının kendisi tarafından inşa edildiğini, bu yerin davalıya oturması için geçici olarak bırakıldığı talep edildiği halde taşınmazı tahliye etmediğini, haksız işgalin kaldırılmasını ve 4044 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazda paylı malik olduğunu, davanın reddini savunmuştur....
Hal böyle olunca, taşınmazdan yararlanamayan paydaşın her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini isteyebileceği gözetilerek asıl davada elatmanın önlenmesi isteğinin davacının payı oranında kabulüne, ecrimisil istemiyle ilgili olarak da ihtarname ile muvafakatın geri alındığı dikkate alınarak her iki dava yönünden yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ecrimisil belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi “gerekçesi ile bozulmuş; mahkemece bozma sonrası bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda “Asıl davada; dava devam ederken davalının ölümü ile varisleri dahili davalıların, dava konusu ............
Davacı, kayden maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, hakkı olmadığı halde davalı tarafından işgal edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tahliye istemi ile sulh hukuk mahkemesinde dava açmıştır. 6100 sayılı HMK'nin 2.maddesinde “davanın konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında istek olmaksızın kendiliğinden araştırmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava konusu 499 ada 76 parselin ½ hissesinin davacıya ait olduğunu davalının taşınmazda hiç bir hakları olmadığı halde taşınmazı işgal ettiklerini, bu nedenle müdahalenin men’i ile taşınmazın boş olarak teslimini talep etmiştir. Davalı vekili; davacının davalı aleyhine satın alma ve ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, taşınmaz üzerinde 2 adet ev olduğunu birinin tapu maliklerinden ...diğerinin ise üçüncü kişilerce kullanıldığını husumetten davanın reddi gerektiğini esastan ise davalı ile taşınmazın bir ilgisi olmadığından davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2013 tarih ve 2013/384 esas 2013/883 karar sayılı elatmanın önlenmesi davasında kiracılık ilişkisinin sabit olduğu ileri sürülmüş ise de, belirtilen Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmemiş olmakla taraflar arasındaki ilişkinin kiraya dayandığının belirsiz olduğu ayrıca takip dayanağı ...1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/1140 esas 2006/1071 karar sayılı ilamında tarafların dava dışı ... ile davalı ... Ltd. Şti. olup, davacının takip dayanağı ilamda ve kira akdinde taraf olmadığı, bu durumda davacının takip dayanağı ilama dayanarak kira alacağı için takip açamayacağı ve tahliye talebinde bulunamayacağından açılan davanın sübut bulmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı, takibin dayanağı 24/09/1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzasını inkar etmediğinden İİK.nın 269/2. maddesi gereğince takip dayanağı sözleşmeyi kabul etmiş sayılır....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalının elatmasının önlenmesi, haksız işgal tazminatı ve tahliye istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nın 5-4/1. maddesi gereğince uyuşmazlığa bakmakla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Dava, elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının talebi mülkiyet hakkına dayalı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil alacağına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir. O halde, talep TMK'nin 2. kitabından kaynaklanmadığından Aile Mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK'nin 2.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev, kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK mad. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözönünde bulundurulur (HMK mad. 115/1). Mahkemece esas hakkında karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil niteliğinde olduğu açıktır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanılabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....