Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, elatmanın önlenmesi davası; davalı ...'nun ... adına bina yaptığı, ... iptali ve tescil davası da ... tahsis belgesinin dava konusu yere ait olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Her iki davanın davacısının kararı temyiz etmesi üzerine davacı ...'ın temyiz itirazları reddedilmiş, hüküm davacı ... yararına bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece; ... aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve kal istemi kabul edilmiş, bu defa hüküm ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz tarafından ...'ın temyiz itirazları yerinde görülmemiş, ... lehine "... elatmanın önlenmesi ve kal istemine konu dava konusu taşınamaz yargılama aşamasında üçüncü kişilere temlik edildiğinden mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesi gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yönün gözardı edilmesi doğru görülmediğinden" bozulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı maliki maliki olduğu 273 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne bitişik 272 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olan davalılarca bina yapmak ve ağaç dikmek suretiyle müdahalede bulunulduğunu, tecavüzün tespiti amacıyla kadastro müdürlüğüne haricen ölçüm yaptırmak zorunda kaldığını buna ilişkin masrafında davalılardan tahsili gerektiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalılar, çekişme konusu yeri kullandıklarını, mirasbırakanları İbrahim'den kaldığını davacıya ait taşınmaza müdahalede bulunmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve kal istekleri yönünden davanın kabulüne tazminat isteği yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...'in raporu okundu. Düşüncesi alındı....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen dava ile de tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve kal taleplerinin reddine, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin elatmanın önlenmesi, kal talepleri ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 10.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-birleşen dosya davalıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının...

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı ile, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye karşı davanın değerinin elatmanın önlenmesi talep edilen yerin bedeli ve ecrimisil miktarı üzerinden belirleneceğinden elatılan yerin değeri 18,97 metrekare x 130 TL = 2.466,1 TL ile ecrimisil miktarı olan 383,44 TL' nin istinaf sınırı altında kaldığından davacı - karşı davalı vekilinin elatmanın önlenmesi ve ecrimisil (karşı dava) yönünden istinaf isteğinin reddine karar vermek gerektiği; asıl dava yönünden, davacı ve davalı taşınmazları arasındaki sınır sabit sınır niteliğinde olmadığından 3402 ......

          Yerel mahkemece; davanın kabulü ile; davalının dava konusu Mersin ili, Silifke ilçesi, Taşucu Mahallesi, 3321 parsel sayılı taşınmaza 1/7/2020 tarihli Fen bilirkişi raporunda ekli krokide yeşil renkli kısma el atmasının önlenmesi ile taşınmazda bulunan 2 adet palmiye ağacının kal'ine, karar verilmiştir. Taraflar arasındaki dava, çaplı taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin; davalıların taşınmaz üzerindeki müdahalesinin men'ini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı T3 tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Davacı taraf dava dilekçesi ile ve duruşmadaki beyanı ile elatmanın önlenmesi ve kal talep ettiği açıkça belirli olup mahkemece de bu konuda kabul kararı verilmiştir. Mahkemece öncelikle davacı tarafa el atılan yerin zemin değeri, ağaçların değeri toplamı üzerinden elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden eksik harcı tamamlattırılması gerekmektedir....

          Mahkemece, ecrimisil isteminin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal ile muhdesatı davalılar kendiliğinden kaldırmadığında yıkım masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, çapa bağlı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Hükme esas alınan 26.02.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda, davacıya ait 2178 parsel sayılı taşınmazın kırmızı ile boyalı (C) ile işaretli 62,53m², (D) ile işaretli 2,70m², (E) ile işaretli 1,49m² kısımlarına elatıldığı belirlenmiştir. Mahkeme, bilirkişi krokisinde gösterilen bu yerlere elatmanın önlenmesi, muhdesatın yıkılması ve muhdesat kendiliğinden kaldırmadığında, toplam 2.090,54YTL yıkım masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar vermiştir....

            Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....

              Hukuk Dairesinin 28.1 2.2006 gün ve 2006/15060 esas 2006/18109 karar sayılı kararıyla, (Davanın, elatmanın önlenmesi davası olarak açıldığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamaları yapılması nedeniyle davanın aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraza dönüştüğü, 3373 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince, altı aylık askı süresi içinde açılan 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli ise de, elatmanın önlenmesi davasında genel mahkemenin görevli olduğu, Çamlıdere Sulh Hukuk Mahkemesinin, 12.11.1996 gün ve 1996/164-210 sayılı kararı ile, elatmanın önlenmesi davası ayrılmadan dosyanın görevsizlikle kadastro mahkemesine gönderildiği, elatmanın önlenmesi davasında kadastro mahkemesi görevli olmadığına göre, e1atmanın önlenmesi davası ayrılarak görevsizliğe karar verilmesi gerektiği,diğer taraftan, hükme dayanak yapılan, iki orman yüksek mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil, elatmanın önlenmesi ve kal davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davada ... Köyü 106 ada 33 parsel sayılı 3795.51 m2 yüzölçümündeki davalı adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını belirtilerek tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili, davalının elatmanın önlenmesi ve üzerindeki yapıların kal-ine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Her ne kadar davacının yola elatmanın önelenmesi kal talebi yönünden aktif dava ehliyeti var ise de dere yatağına elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda davacının dere yatağına elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu