Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Orman Yönetimi, ilan süresi içinde çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı, 4342 Sayılı Mera Yasası uyarınca yapılan tahsis çalışmalarında kesinleşmiş orman sınırlarına tecavüz edildiği, mera tahsis kararının iptali istemiyle Hazineyi taraf göstererek kadastro mahkemesine dava açmıştır. Kadastro Mahkemesi davaya Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 825 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğinden söz edilerek mera tespitinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 Sayılı Mera Yasası uyarınca yapılan mera tahsis kararına itirazdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1994-1996 yılları arasında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece verilen karar hükme yeterli değildir....

    Davaya Orman İdaresinin bir müdahalesi bulunmadığı gibi, tespit maliki olması nedeniyle davalı sıfatına sahip Hazine'nin çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında "tarla" olarak tespit edilen niteliğinin değiştirilmesine yönelik herhangi bir davası da bulunmamaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi, her iki tarafın iddia ve savunmaları ile sınırlı olup, ondan fazlasına ya da başka bir şeye karar veremez. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında "tarla" olarak tespit edilen niteliğinin "orman" olarak değiştirilmesi talep edilmediğine ve davacının davası reddedildiğine göre, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vererek taşınmazın niteliğini "orman" olarak değiştirmesi anılan usul kurallarına aykırı ve isabetsizdir. Olayda, kadastro hakiminin re'sen araştırma yapmasını gerektiren ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde yazılı koşullar da bulunmamaktadır....

      Dava, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yörede 1949 yılında 3166 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır....

        Dava, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yörede 1949 yılında 3166 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır....

          Dava, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yörede 1949 yılında 3166 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır....

            Dava, tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yörede 1949 yılında 3166 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır....

              Dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Kadastro Yasasının uygulamalarına esas olmak üzere 1989 yılında yapılmış ve çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır. 1- Çekişmeli taşınmazın, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırılıp tutanak ve haritalar arazi kadastro ekiplerine teslim edildiği ve arazi kadastro ekiplerinin bu sınırları esas alarak ölçü ve harita işlemlerini yapması gerekirken, açık bu yasa hükmüne uymayarak belgesizden zilyetliğe dayalı olarak davalı gerçek kişi adına tarla niteliği ile tespiti yapılıp kesinleştirilmiştir. Orman kadastro komisyonunun yaptığı sınırlama işlemlerine genel arazi kadastro komisyonunun kural olarak uyması gerekir. Bu durumda, taşınmazın niteliğinin resmi belgelere göre belirlenmesi gerekir....

                Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1952 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1991 yılında yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Kanuna göre aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. 1) Davalıların tapu iptali tescil davası yönünden temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın 2/B alanı içinde kaldığı, ancak, halen eylemli biçimde orman niteliğini koruduğu, davanın devamı sırasında Milli Emlak Müdürlüğünce tapuda taşınmazın niteliğinin orman olarak değiştirildiği, bu nedenle, tapu iptali ve tescil yönününden davanın konusuz kaldığı belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından hükmün ONANMASINA, 2) Davalıların, elatmanın önlenmesi davası yönünden temyiz itirazları bakımından; dava konusu...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 278 ada 34 ve 35 parsel sayılı 22.191,79 ve 5.349,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazların kullanımı ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde dava bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır....

                    in fiili kullanımında bulunduğu yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, davacı ... tarafından kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine Bolu Kadastro Mahkemesi’nin 2012/26 Esas, 2013/28 Karar sayılı ilamı ile çekişmeli taşınmazın tarafların ortak murisi "... mirasçılarının kullanımında olduğu"na karar verilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın yalnızca kendi fiili kullanımında olduğu iddiasına dayanarak, davalı ...’in çekişmeli 1622 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu