Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 2012/306 Esas, 2013/444 Karar sayılı kararıyla, 1293 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve orman olarak Hazine adına tesciline ve el atmanın önlenmesine karar verildiği, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 09.12.2014 tarihli ve 2014/5810 Esas, 10304 Karar sayılı kararıyla, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin karar yönünden hükmün onanmasına, el atmanın önlenmesine ilişkin hükmün ise bozulmasına karar verildiği, tarafların karar düzeltme yoluna gitmemeleri sebebiyle tapu iptal ve tescil yönünden hükmün 21.01.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki Yalova İli, Termal İlçesi, Akköy Köyü, 430 ada 7 parsel (eski 1293 parsel) sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır. Bu dava sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edilmektedir. Ayni hakka dayandığından ayni bir davadır. Ayni bir dava olduğu için haksız el atma sürdükçe her zaman el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Bu dava zaman aşımına uğramaz. Hak düşürücü süreye tabi değildir. Ayni hak sahibi el atmayı öğrenmesine rağmen uzun süre ses çıkarmasa dahi haksız el atmanın önlenmesi davası açabilir. Bu durum TMK'nın 2. maddesi hükmüne göre hakkın kötüye kullanılması olarak da kabul edilemez....

    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ... hariç diğer davacıların, 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazda ise davacıların tamamının paydaş oldukları, 12.06.2012 tanzim tarihli bilirkişi raporundan 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazda A harfi ile gösterilen 58850 m2lik kısmı ile 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazda B harfi ile gösterilen 57830 m2lik bölümüne el atıldığının saptandığı, davalıların dava konusu taşınmazlarda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, el atma olgusu haksız bir eylem olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan el atmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılacağı, başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı HMK. nun 50. maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

      El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....

      Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kira sözleşmesine konu olan yer ile dava konusu olan yer arasındaki duvarın davalılar tarafından yıkıldığını, uzun süre ses çıkarılmaması nedeniyle rızanın varlığını kabul eden mahkeme kararının doğru olmadığını, el atmanın önlenmesi talebi yönünden vekâlet ücreti verilmemesi gerektiğini belirtmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 nci maddesi. 3. 04.03.1953 tarih ve 10/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı. 3. Değerlendirme 1....

        İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 683, 995 inci maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 41 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir . 2. Davalılardan ......

          Temyiz Sebepleri Davalı temyizinde, eşi ile davacının kardeş olduğunu, davacının dava konusu 381 parsel sayılı taşınmazı ev yapması için eşine verdiğini, yapıyı davacının rızası ile yaptığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 inci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

            Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

            Görüleceği üzere, malike mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin gereği gibi kullanılmasını önleyen ve 3. kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak haksız el atmanın önlenmesi davası hakkı tanınmıştır. Haksız el atma, doğrudan mülkiyet hakkına el atma şeklinde olabileceği gibi, bir vasıta veya başka bir kişi kullanmak suretiyle de gerçekleşebilir. Burada önemle vurgulanmalıdır ki, kanun hükmünde haksız el atmadan söz edilmiş olması karşısında, bütün bu müdahalelerin haksız olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla müdahale "yasadan" veya "sözleşmeden" kaynaklanan "ayni" ya da "şahsi" bir hakka dayanmamalıdır. El atmanın önlenmesi davalarının büyük çoğunluğu dayanağını 4721 s. TMK' nun 683. maddesinden almakta ise de bu madde kapsamı dışında kalan ve özel maddeler ile düzenlenen el atmanın önlenmesi davaları da mevcuttur....

            Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebilir. 4721 sayılı TMK' nun 683. maddesinde malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği ön görülmüştür. Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır....

            UYAP Entegrasyonu