WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ünal adına tespit ve tescil edilmiş, 04.09.2008 tarihinde satış suretiyle davalı ... adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil ve kendisine ait taşınmaza haksız el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Davacı, yargılama sırasında kendisine ait taşınmaz lehine geçit hakkı tanınması talebinde de bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 332 ada 58 parsel sayılı taşınmazın 21.07.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 262,15 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacıya ait 332 ada 57 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tesciline, aynı raporda "DURUM-1" ile gösterilen güzergahtan davacı parseli lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

    Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, öncesi itibarıyla ve halen orman sayılan yer olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, el atmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... ... ve arkadaşları kayyımı olan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman savına dayalı olarak açılan tapu kaydının iptali, tescil, el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

      Mahallesi 1583 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisi raporuna göre (A) harfi ile işaretli yeşil renkte boyalı 818,36 m² lik alan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında İlköğretim Tesis Alanı olarak planlanan kısımda, (B) harfi ile işaretli sarı renkte boyalı 3615,93 m² lik alan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında Ticaret + Konut Alanı olarak planlanan kısımda kalmakta olduğu ve taşınmazda fiili el atmanın bulunmadığı, dava tarihi itibarıyla hukuki el atmanın mevcut olduğu ancak; yargılama sırasında dava konusu 1583 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının imar uygulaması ile kapatıldığı, dava konusu edilen alanın 8998 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olarak Hazine adına tescil edildiği ve el atmanın sona ermesiyle dava konusuz kaldığından davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-3 maddesi gereğince yazılı gerekçelerle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu göz önüne alınarak yargılama giderleri...

        Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

        Davanın devamı sırasında taşınmaz ifraz edilerek 801, 802 ve 803 parsellerde tescil edilmiş ve nitelikleri idari yoldan orman olarak düzeltilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın 1950 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası içinde iken 1991 yılında 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, dava konusu taşınmazın eylemli orman olduğu ve yargılama sırasında taşınmazın niteliğinin orman olarak düzeltildiği gerekçesiyle nitelik değişikliğine yönelik hüküm kurulmasına yer olmadığına, beyanlar hanesindeki 2/B ve zilyetlik şerhinin kaldırılmasına, davalı gerçek kişinin el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapuda cins değişikliği, beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi ve el atmanın önlenmesi niteliğindedir....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iyi niyetli olarak haricen satın aldığı arsa payı üzerine bina inşa ettiğini, diğer tapu maliklerinin muvafakat ettiğini, karar tarihi itibariyle hissedar olduğunu, davalı hakkında el atmanın önlenmesine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hükmedilen ecrimisil miktarının yersiz, hukuksuz ve fazla olduğunu, davalı lehine hükmedilen, kal talebi yönünden 15.614,32 TL nispi vekalet ücretinin de eksik hesaplandığını, red edilen ecrimisil yönünden de ayrıca vekalet ücreti verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, el atmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabul kısmen reddine, kal talebinin ve davalının temliken tescil talebinin reddine karar verilmiştir. 2....

            Ancak; Davacı-karşı davalı idare tarafından 28.01.2000 tarihinden önce el konulan dava konusu taşınmazın 10.03.2005 tarihinde kamulaştırıldığı, 26.01.2009 tarihinde ... tarafından idare aleyhine el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası, 15.05.2009 tarihinde ise idare tarafından tespit ve tescil davası açıldığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında birleşen dava davacısı ...'nün kamulaştırmadan önceki dönem için ecrimisil isteyebileceği de dikkate alınarak, tarafların tüm delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ecrimisil davasının da reddine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kâl, birleştirilen davada ise temliken tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 684, 718, 722, 724, 729 uncu maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. 2....

                ve hafriyat çalışmaları yapıldığı, bu çalışmalar sırasında çıkarılan taş ve toprağın parselin en güney sınırında yığılarak küçük bir tümsek oluşturulduğu, yine aynı parselin içinde yapılmış kalıntıların ortaya çıkarılması çalışmaları sırasında bir kısım moloz ve toprağın da parselin orta bölümünde yayvan bir yığın olarak yerinde durduğu, el atmanın 1969-1970 yıllarında çok dar bir alanda gerçekleştiği, bu tarihten sonra parsel içinde herhangi bir müdahalenin olmadığı, üzerindeki zeytin ağaçlarından hali hazırda ürün elde edilmeye devam edildiği tespit edilmiş olup dava konusu taşınmazda el atmanın devam etmediği, dava konusu taşınmazda kısmen toprak ve hafriyat yığınları bulunduğu, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından sürekli ve kalıcı olarak fiilen el atılmadığı gibi, dava konusu taşınmazın 08.01.1974 tarihinde tesis kadastrosu ile dava dışı ilk malik Hüseyin Yiğitkaya adına tescil edildiği, davacının 07.12.2005 tarihinde taşınmazı satın aldığı, dosyada mevcut cevabi yazılar...

                  Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyularak asıl davada tapu iptali ve tescil hükmü kurulmasına rağmen, hüküm fıkrasında “davanın kabulüne” karar verildiği belirtilmemiştir. Öte yandan, tapu iptali ve tescil hükmünün kayıt maliki yönünden verilmesi gerekirken, kayıt maliki olmayan ilk el ... yönünden de tapu iptali ve tescil hükmü kurulması doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu