a yönelttiklerini belirterek davaya tapu iptali - miras payları oranında tescil ve el atmasının önlenmesi davası olarak devam etmişler, bilahare 19.02.2007 günlü dilekçe ile de, yeni malike yönelik tapu iptal tescil isteğinin yerinde görülmemesi halinde tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Davalı ... ile dahili davalı ...; muvazaanın bulunmadığını, satışları bedelli olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır....
Dosya kapsamından dava konusu 1293 sayılı parselin, 1957 yılında yapılan tapulama çalışmalarında davacıların murisi olan Hüseyin Gülmez adına tespit ve tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından kesinleşen tahdide dayalı açılan tapu iptali ve tescil ile müdahelenin men'i davası sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 2012/306 Esas, 2013/444 Karar sayılı kararıyla, 1293 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve orman olarak Hazine adına tesciline ve el atmanın önlenmesine karar verildiği, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 09.12.2014 tarihli ve 2014/5810 Esas, 10304 Karar sayılı kararıyla, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin karar yönünden hükmün onanmasına, el atmanın önlenmesine ilişkin hükmün ise bozulmasına karar verildiği, tarafların karar düzeltme yoluna gitmemeleri sebebiyle tapu iptal ve tescil yönünden hükmün 21.01.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
tan satın aldığını ve 7 nolu tapu kaydı ile adına tescil edildiğini, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda aynı taşınmazın 656 parsel olarak davalıların murisleri... ve .... adına tespit gördüğünü, çifte tapunun söz konusu olduğunu, murisleri adına kayıtlı olan tapunun zilyetliğe dayalı olup kadimden beri gerçeği yansıttığını ileri sürerek tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Birleştirilen davada davalılar, dava konusu taşınmazın 10.03.1953 tarihinde hükmen murisleri adına tescil edildiğini, davacıların dava açma haklarının olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın kısmen sabit olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile el atmanın önlenmesi ve 963,40 TL'nin davalı ...'den, 978,36 TL'nin ise davalı ...'ten tahsiline, birleşen davanın ise dava konusu taşınmazın tapu kaydının hükmen tescil edildiği ve çifte tapudan söz edilemeyeceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/02/2013 NUMARASI : 2012/452-2013/135 Dava, orman iddiasında bulunulması nedeniye tapu iptali, tescil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/12/2012 NUMARASI : 2012/448-2012/728 Dava, orman iddiasında bulunulması nedeniye tapu iptali, tescil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
yer olmadığına, el atmanın önlenmesine” karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
-KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu, çekişme konusu 33 ada 11 parseldeki 19 no'lu bağımsız bölüme, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakka dayanmaksızın müdahalede bulunduğundan bahisle el atmanın önlenmesine ve 31/12/1996-04/09/2009 tarihleri arasını kapsayan 26.365,77 TL ecrimisile hükmedildiği, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 25/04/2012 tarih 2012/5330 E 2012/4700 K sayılı ilamı ile; el atmanın sabit olduğundan bahisle davalının temyiz itirazlarının reddedildiği, ancak ecrimisil bedelinin 20/03/2009-04/09/2009 tarihleri arasını kapsaması gerektiğinden bahisle hükmün bu yönüyle bozulduğu, kısmi bozmaya yönelik davacının tashihi karar talebinin de Dairemizce reddedildiği, Mahkemece bozma ilamı ile uyumlu kabul kararı verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uygun kabul kararı verilmiş olması kural olarak doğrudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali, tescil ve el atmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1979 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 458 parsel sayılı 4.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı, tahdit içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalının el atmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır.Hazine; aynı yöndeki iddia ile davaya katılmıştır.Mahkemece, davanın kabulüne yönelik verilen kararın davacı ......
Asıl Dava Davalısı/Birleşen Dava Davacısı Vekili İstinaf Dilekçesinde Özetle; asıl dava bakımından davaya konu taşınmazla ilgili olarak taraflar arasında 18.01.2005 yılında protokol yapıldığını, bu protokol gereğince 1013 parselin babadan intikal eden yerlerden olduğunu bu yerler ile ilgili 1013 parsele olan garaj uzantısının müvekkiline ait olduğunu davacının kabul ettiğini o tarihte davacının tek malik olmadığını hukuki imkansızlık nedeniyle tapuda işlem yapılmayacağınından dolayı protokol yapıldığını ve taraflar öldükten sonra da el atmanın önlenmesi ve kal davası açmayacaklarını beyan ve taahühüdünde bulunduğunu bu yüzden davacının el atmanın önlenmesi davası açmasının tipik bir Hakkın Kötüye Kullanılması örneği olduğunu ve müvekkilinin iyi niyetle hareket ettiğini davacının ise kötü niyetli hareket ettiğini bu yüzden verilen el atmanın önlenmesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiş ve bu gerekçe ile asıl davayı istinaf etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, karşı dava ise el atmanın önlenmesi, mümkün olmadığı taktirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, karşı dava ise el atmanın önlenmesi, mümkün olmadığı taktirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....