Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece alınan asıl ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda ve davacının tamamlama harcı dikkate alınarak 12.455,55 TL bedeli, 112.010,25 TL kâr kaybı ve jeneratör kira bedeli 3.200,00 TL olmak üzere toplam 127.665,80 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasındaki akdî ilişki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Bu tür sözleşmelerde taraflardan birinin temerrüdü halinde diğer tarafın hakları aynı Yasa'nın 125. maddesinde tanımlanmıştır. Bunlar; a) Aynen ifayı istemekte direnmek ve gecikme yüzünden uğranılan zararın tazminin istemek veya, b) Sözleşmenin ifasından vazgeçerek olumlu (müsbet) zararını istemek veya, c) Sözleşmeyi feshederek menfi zararını istemek olarak sayılmıştır. Somut olayda, davacı 24.05.2012 tarihli ihtarında sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiştir....

    - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 11.02.2008 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, binada ve müvekkiline düşen dört adet bağımsız bölümde bir takım eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, dairelerin sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydıyla, 15.900,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsilini, eksik ve ayıplı işlerin davalı tarafından giderilmesini, aksi taktirde 10.000,00 TL eksik ve ayıplı bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla eksik ve ayıplı bedeli talebi 25.000,00 TL, gecikme tazminatı talebi 33.400,00 TL olmak üzere toplam talebini 58.400,00 TL’ye arttırmıştır....

      tespitini ve bunun davalıdan alınıp davacıya ödenmesini, şimdilik 100,00 TL eksik ve ayıplı bedelinin temerrüt tarihi olan 17/06/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeni ile taşınmazdaki değer kaybının ve mahrum kalınan kira kaybının tahsili talebine ilişkindir. Davacı ile davalı şirketler arasındaki kurulan adi ortaklık ile aralarından 08.02.2013 tarihinde imzalanan adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığı anlaşılmıştır. Mahkemesince taşınmaz başında keşif icra edilmiş bilirkişi heyeti raporlarında eksik ve ayıplı kısımların tespit edildiği, taşımazın rayiç değerinde ayıp nedeni ile azalma olduğu belirtilmiş ve bu ayıp ve eksikliklerin ''açık ayıp ya a gizli ayıp'' olup olmadığı hususunda herhangi bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmıştır....

      Finansal Kiralama Anonim Şirketine ödemesi gereken kalemler olduğu alınan bilirkişi raporunda tespit olunduğundan ve finansal kiralama sözleşmesinin feshi davalının ayıplı ürün satması nedeniyle gerçekleştiğinden ve davalı ayıplı ürün satmasaydı finansal kiralama sözleşmesinin kurulması ve feshi ile doğan noter masrafları ve operasyonel giderler boşuna yapılmış harcamalar olmayacağından, davalının ayıplı ürün satma eylemi nedeniyle doğan tüm masrafların da davalı tarafça karşılanması gerektiği mahkememizce kabul edilerek alacağın tamamı yönünden itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, takipte talep edilen noter masrafları ile operasyon ücreti davacı ile dava dışı ......

        Davacının Kiralanan taşınmazda hastane işletmeciliği yaptığı, mecurun duvarlarından yağmur sularının sızdığı ve oluşan rutubet, küf, koku nedeniyle tahsis amacına uyğun kullanımın sağlanamadığı bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 301 maddesine göre “....kiralananı kullanmaya uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmak ile mükelleftir...”. Taşınmazın kiralandıktan sonra ayıplı hale gelmesi hali, TBK. 305 ve 306. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK. 305/1 maddesinde "Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir." hükmünü getirmiştir....

          Bu durumda mahkemece hükme esas raporu düzenleyen inşaat bilirkişisinden alınacak ek raporla gerçekleştirilen elektrik ve su tesisat imalâtlarının sözleşmede kararlaştırılan işlerin tamamına göre fiziki oranı tespit ettirilip bu oranın 16.000,00 TL götürü bedele uygulanması suretiyle davalı yüklenicinin hakettiği bedeli hesaplattırılıp, ödenen 16.000,00 TL'den bu miktar mahsup edildikten sonra kalan fazla ödemenin istirdadına karar verilmesi, davacı sahibince bedelinin tamamı talep edilerek sözleşmeden dönüldüğü, dönme halinde dahi müspet zarar kapsamındaki kira tazminatının istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı ve TBK'nın 125/1-3 maddelerine göre fesih halinde müspet zarar istenemeyeceğinden davacının kira kaybı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı imalat bedeli ile mahrum kalınan kira bedeli ve tazminat isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 5.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıları vekilinin nama ifa taleplerinden feragat ettikleri, davacılardan...a’nın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve eksik-ayıplı ... ile kira kaybı alacaklarının da haklı olduğu gerekçesiyle, nama ifa talebi açısından feragat nedeniyle reddine, davacılardan ...nın açmış olduğu davanın aktif husumet nedeniyle reddine ve diğer davacıların eksik-ayıplı ... ile kira kaybı alacaklarının kısmen kabulü ile kabul edilen miktarların davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, ... Yüksek .......

                Zira teslim edilen eserin ayıplı olması halinde, ayıbın niteliğine göre sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü vardır. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (BK m.359); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir (BK m.362/III). Ayıp bildirimi süresine yapılmadığı takdirde sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler nedeni ile ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinde (BK m.126/son) eksik işler bedeli talep edilebilir. Bu durumda mahkemece öncelikle, tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı mi yoksa eksik mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu