Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenlerle; Davacılardan T5 eksik bedeli olarak talep ettiği maddi tazminatın 89.990,00 TL üzerinden kabulü ile, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (Davalı banka kredi miktarı ile sınırlı sorumlu tutularak) davalı bankadan alınarak davacı T5 verilmesine, kira alacağı talebinin reddine, Davacılardan T3 eksik bedeli olarak talep ettiği maddi tazminatın 81.489,05 TL üzerinden kabulü ile, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (Davalı banka kredi miktarı ile sınırlı sorumlu tutularak) davalı bankadan alınarak davacı T3 verilmesine, kira alacağı talebinin reddine, Davacılardan T1 eksik bedeli olarak talep ettiği maddi tazminatın 84.676,54 TL üzerinden kabulü ile, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (Davalı banka kredi miktarı ile sınırlı sorumlu tutularak) davalı bankadan alınarak davacı T1 verilmesine, kira alacağı talebinin reddine, Davacılardan T7 eksik bedeli olarak talep ettiği maddi tazminatın 85.656,10...

-K A R A R- Davacılar vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı arasında gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre inşaatının süresinde tamamlanmadığını, davacılara ait bağımsız bölümlerde sözleşme ve teknik şartnameye aykırı şekilde eksik ve ayıplı işler bulunduğunu ileri sürerek, ayıplı ve eksik işlerin aynen ifasına, olmadığı takdirde bedeli olan 41.000,00 TL tazminat ile sözleşme uyarınca 9.000,00 TL cezai şart ve tesbit masrafı olan 555,00 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ve eksik işler nedeniyle icra tehdidi altında ödenen bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, davacı tarafından ayıplı ve eksik işler nedeniyle icra tehdidi altında ödenen bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece 19.070,11 TL ayıplı , 3.433,52 TL eksik bedeli toplamı 22.503,63 TL ile 3.500,00 TL beyaz eşya...

      -KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirketin 01.07.2006 tarihinde davalıdan satın aldığı bilgisayarın, sisteme alınması sonrası, sistemdeki tüm bilgisayarların arızalandığını, yapılan incelemede satın alınan bilgisayarda virüs bulunduğu ve tüm sistemi çökerttiğinin belirlendiğini, arızalanan bilgisayarların düzeltilmesi için masraf yapıldığını ve bakım onarım sırasında şirketin işlerinin aksadığı için kar kaybettiklerini iddia ederek 7670 TL onarım bedeli, 1670 TL ayıplı mal bedeli, 500 TL kar kaybının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, satılan bilgisayarda ayıp bulunmadığını, talep edilen masraf ve tazminatın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/110 E. sayılı davasında, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Birleşen 2010/110 E. sayılı dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik ve ayıplı bedeli ile gecikme tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, gecikme tazminatı istemi yönünden 250.000,00 TL, eksik ve ayıplı bedeli istemi yönünden 50.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, Dairemizin 12.01.2013 tarihli bozma ilamından sonra sunduğu 10.09.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, gecikme tazminatı istemini 519.086,48 TL'ye, eksik ve ayıplı bedeli istemini ise 77.803,93 TL'ye artırarak toplamda 596.890,41 TL'nin tahsilini istemiş, mahkemece birleşen davada ıslah edilen bu tutarın davalıdan tahsiline hükmedilmiştir....

          YANIT : Davalı tarafından verilen 01.02.2018 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, davacı tarafın sözleşmenin haksız fesih ile gecikmeye sebebiyet verdiğini, inşaatta ayıplı bir imalatın olmadığını, açılan davanın haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar avukatı tarafından verilen 26.06.2020 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 20.10.2020 tarih ve 2018/295 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında özetle; "...Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı eksik işler bedeli ve mahrum kalınan kira bedeli sebebiyle ile uğranılan müspet zararın tespiti ile dava tarihi itibari ile eksik ve ayıplı işlerin bedeli ve kira bedelinin tesbitine ilişkindir....

          Birleşen davada davacı arsa sahibi vekili, yüklenicinin, müvekkiline isabet eden 3 adet daireyi zamanında eksiksiz olarak teslim etmediğini, bina ve bağımsız bölümlerde pek çok eksik ve ayıplı imalat bulunduğunu, bunların müvekkili tarafından yaptırılarak binanın oturulur hale getirildiğini, yapılan delil tespitinde bu eksik ve ayıplı imalatlar ile kira kaybının 70.052,00 TL olarak belirlendiğini, öte yandan edimler arasında aşırı dengesizlik bulunduğundan sözleşmenin gabin ile sakat olduğunu ileri sürerek, 70.052,00 TL’nin ve kötü imalat nedeniyle dairelerdeki değer kaybının davalıdan tahsilini, bunun yanında sözleşme gabin nedeniyle feshedilerek, hakkaniyete uygun yeni bir sözleşme oluşturulmasını ve bu sözleşme kapsamındaki haklarının müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı yüklenici vekili, davanın reddini istemiştir....

            Sözleşmede sözü edilen gayrimenkulün 21.04.2006 tarihinde satıldığı tespit edildiğinden bakiye bedelinin bu tarihteki kurdan karşılığı bilirkişi raporuna göre 90.622,58 TL olarak hesaplanmıştır. Davalılar davaya verdikleri cevap layihasında işin eksik ve ayıplı olduğunu iskan ruhsatının da alınmadığını, ileri sürdüklerinden bakiye bedelinden eksik ve ayıplı işler bedeli ile iskân alım masraflarının mahsubu suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekir....

              Birleşen dava yönünden ise; davalı-birleşen dosya davacısı sahibi imalâtın eksik ve ayıplı yapıldığını ileri sürerek dava açtığına göre, yapılan tespitteki bulgular da gözetilerek eksik ve ayıpların makul sürede ne miktar bedelle mahalli piyasa rayici ile giderilebileceği yönünde ek rapor alınmalı, ayırca sözleşmenin uzaması nedeniyle kira ve aidat ödendiği iddiası üzerinde durulmalı, sözleşme uyarınca yapılacak işlerin süresinin ne olacağı belirlenip, makul sürenin aşılması durumunda varsa davalı-birleşen dosya davacısı sahibinin zararı bulunmalıdır. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, davacı şirket ile davanın ihbar olunması istenen şirket arasında araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, kira sözleşmesi ile kiralanan araç, davalının sevk ve idaresindeyken davalının %100 kusuru ile tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazası yaptığı ve araçta 11.500,00.-TL hasar meydana geldiği, davacının maliki olduğu araçta meydana gelen hasar bedeli ile değer kaybının davalıdan haksız fiil hükümlerine göre tahsilini talep ettiği, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesi ve kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu