Aylık kira bedeline, borca ve ferilerine itiraz ediyoruz” ifadeleri ile kira bedeline açıkça itiraz etmiştir. Bu durumda sözleşmeye göre aylık kira miktarı açısından talep edilen asıl alacak miktarı denetlenerek, talep edilebilecek kira miktarı belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı-karşı davacı vekilince duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, iş bedelinden fazla ödenenin istirdatı, karşı dava menfi tespit, iş bedelinden alacak, nakit teminat ile kesin teminatın iadesi istemine ilişkindir....
Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması yada iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece bozma öncesi alınıp benimsenen bilirkişi raporunda ise yapılan imalâtların bedelleri Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre hesaplanmış olduğundan bu hesap tarzı bozmaya aykırıdır. Bu bilirkişilerden alınacak ek rapor ile yukarıda açıklanan hesap yöntemine göre davacının hakettiği bedelin hesaplattırılıp kanıtlanacak ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/426 E, 2012/557 K. sayılı kararında, davacı isteminin 7.000.00 TL olması ve nakliyeden doğan tazminat bedeli dışındaki zararın da 25.108,00 TL olduğu gözetilerek, davacının nakliye zararına ilişkin talebi değerlendirilip tartışılmaksızın 7.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline hükmedildiği, bu nedenle önceki kararda nakliyeden doğan tazminata dair alacağın kesinleşmediği görülmektedir. Bu durum karşısında mahkemece davacının nakliye bedeline ilişkin tazminat istemi konusunda taraf delilleri toplanıp inceleme yaptırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir....
Bu durumda gerek makbuz ve çek tarihlerinin sözleşmeden sonraki döneme ilişkin olması, gerekse de davalı yanca bu çeklerin başka bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğinin kanıtlanamaması nedeniyle çeklerin dava konusu sözleşme gereği yapılacak iş bedeline mahsuben verildiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bunun yanında dosyada mevcut 21.03.2008 günlü belgede, 15.01.2008 tarihli sözleşme gereği yapılan elektrik projesinin bir adet dosya ve CD olarak yüklenici tarafından iş sahibine teslim edildiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Ne var ki, mahkemece gerçekleştirildiği belirtilen iş veya işlerin neler olduğu, sözleşmeye uygun olup olmadıkları, sözleşmeye uygun iseler bedelinin ne olduğu hakkında herhangi bir inceleme yaptırılmış değildir....
Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen eksik ve kusurlu işler bedeli taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınmış ise de, eksik ve kusurlu işler bedeline hükmedilebilmesi için iş bedelinin ödenmesi gerekmekte olup bedeli ödenmeyen imalât için eksik ve kusurlu işler bedeline hükmedilemeyeceğinden taraflarca kabul edildiği üzere toplam ödemeler tutarı 49.500,00 TL olmakla eksik ödenen 3.500,00 TL iş bedelinin hüküm altına alınan miktardan mahsubu gerekirken bu hususun nazara alınmaması hatalı olmuştur. Bunun yanında davalı savunmasında, sözleşme dışı olarak binada, bodrum yaptığını ileri sürerek bedelinin yapılacak hesapta dikkate alınmasını talep etmiştir. Buna karşın mahkemece anılan savunma üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan hükme varılması da yerinde görülmemiştir....
Şu hale göre, iş bedeline mahsuben yapılan ödeme tutarının tespiti konusunda taraf delilleri sorulup toplanmalı, eğer ödenmeyen iş bedeli varsa, belirlenecek tutarın mahkemece hüküm altına alınan 4.750,00 TL'den indirilmesi suretiyle karar verilmesi yerine, ödenmeyen iş bedeli olup olmadığı ve varsa tutarı tespit edilmeksizin yazılı şekilde eksik incelemeyle sonuca varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temzyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacı yüklenici tarafından hazırlanması gereken işe ilişkin projenin hangi tarihte hazırlanıp davalı iş sahibinin onayına sunulduğu ve iş sahibince onaylandığına, iş yerinde merdiven monte edilecek yerdeki kolonun kesilerek yerin yükleniciye hangi tarihte teslim edildiğine ilişkin delil sunulmadığı, yine montaj öncesi yerine getirilmesi gereken yukarıda açıklanan işlemlerin geciktirildiğine ilişkin tarafların birbirine gönderdiği ihtarname bulunmadığı, taraflarca bildirilen tanıkların da dinlenildiği ancak işin hangi tarihte fiilen başladığı ve hangi tarihte teslim edilmesi gerektiği hususunun tespit edilemediği, işin tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacı yüklenicinin işin 15/10/2015 tarihinde tamamlanıp davalı iş sahibine teslim edildiğini ileri sürmekte ise de davacı vekili tarafından işin bu tarihte teslim edildiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmadığı, diğer yandan, sözleşmenin cezai şartla ilgili 7. maddesinde yer alan işin süresi içinde...
Mahkemece, davacı yüklenici tarafından hazırlanması gereken işe ilişkin projenin hangi tarihte hazırlanıp davalı iş sahibinin onayına sunulduğu ve iş sahibince onaylandığına, iş yerinde merdiven monte edilecek yerdeki kolonun kesilerek yerin yükleniciye hangi tarihte teslim edildiğine ilişkin delil sunulmadığı, yine montaj öncesi yerine getirilmesi gereken yukarıda açıklanan işlemlerin geciktirildiğine ilişkin tarafların birbirine gönderdiği ihtarname bulunmadığı, taraflarca bildirilen tanıkların da dinlenildiği ancak işin hangi tarihte fiilen başladığı ve hangi tarihte teslim edilmesi gerektiği hususunun tespit edilemediği, işin tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacı yüklenicinin işin 15/10/2015 tarihinde tamamlanıp davalı iş sahibine teslim edildiğini ileri sürmekte ise de davacı vekili tarafından işin bu tarihte teslim edildiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmadığı, diğer yandan, sözleşmenin cezai şartla ilgili 7. maddesinde yer alan işin süresi içinde...
Hukuk Dairesinin 20/02/2018 tarihli ve 2015/24161 E. 2018/247 K. sayılı kararıyla; davacının 200 gram altın bedeline ilişkin alacak talebinin genel hükümlere dayalı olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamına girmediği, bu nedenle mahkemece bu talep tefrik edildikten sonra görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....