Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplam 18.000,00 TL ecrimisile hükmedilmiş ise de; hükümde toplama hatası yapılmış, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin olarak ayrı ayrı dönemleri de belirtilerek hesaplanan ecrimisil toplamı 18.000,00 TL değil, 15.078,12 TL yapmaktadır. Mahkemece toplam hükmedilen ecrimisile göre; 2013 dönemi için 3.333,44 TL ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde 411.56 TL ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekteyse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aşağıdaki şekilde hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK. m. 438/7)....

    -YTL. bedelli çeke dayalı olarak yapılan takipte davacının borçlu olarak gösterilmediği gerekçesiyle bu çekten dolayı açılan davanın reddine, diğer çek TTK.nun 692. maddesine göre çek vasfını taşımadığından ve taraflar arasında da ticari ilişki bulunmadığından, bu çekten dolayı açılan davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Davacı 28.02.2004 keşide tarihli çekin yetkili hamiliyken rızası hilafına elden çıktığını kanıtlayamadığından bu çeke ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2-19.02.2004 keşide tarihli çeke gelince, çekin TTK.nun 708. maddesinde öngörülen sürede bankaya ibraz edilmemiş olması hamilin çeke dayalı müracaat hakkını kaybettirse de, bu durumun çekin ... hilafına elden çıkma iddiasına dayalı olarak istirdat talebine engel teşkil etmediği gözetilip davacının iddiasına yönelik delilleri toplanarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, bayilik sözleşmesi nedeniyle verildiği iddia edilen çeklere dayalı icra takibine karşı, çeklerdeki imzanın sahteliği hukuksal nedenine dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle durumun değerlendirilmesi görevi 19. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 19. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        olan 20.000 YTL bedelli çeke dayalı olarak davalı ...’un müvekkili aleyhine takip başlattığını, çek üzerinde müvekkili ciranta olarak gösterilmiş ise de, ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını, çek üzerindeki ciro silsilesinde de kopukluk bulunduğunu, çekin keşidecisinin müvekkilinin boşandığı eski eşi olduğunu ve birlikte işyeri işletirken aynı yerde çalışan davalı ... tarafından imzalanan çeklerden birisi olabileceğini, müvekkilinin boşanma sırasında imzaladığı protokolle de eski eşine herhangi bir borcu bulunmadığını, bu takip sonucu müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise takibe konu borcun ödendiği gerekçesiyle davanın istirdat davasına dönüşmesini istemiştir. Davalı ... ve ... vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle davanın reddi gerektiğini savunmuşlar davalı ......

          olan 20.000 YTL bedelli çeke dayalı olarak davalı ...’un müvekkili aleyhine takip başlattığını, çek üzerinde müvekkili ciranta olarak gösterilmiş ise de, ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını, çek üzerindeki ciro silsilesinde de kopukluk bulunduğunu, çekin keşidecisinin müvekkilinin boşandığı eski eşi olduğunu ve birlikte işyeri işletirken aynı yerde çalışan davalı ... tarafından imzalanan çeklerden birisi olabileceğini, müvekkilinin boşanma sırasında imzaladığı protokolle de eski eşine herhangi bir borcu bulunmadığını, bu takip sonucu müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise takibe konu borcun ödendiği gerekçesiyle davanın istirdat davasına dönüşmesini istemiştir. Davalı ... ve ... vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle davanın reddi gerektiğini savunmuşlar davalı ......

            Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemine ilişkindir. ... 5. Tüketici Mahkemesince, dava her ne kadar istirdat davası ise de davanın dayanağının...Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına dayalı olarak yapıldığı iddia edilen mükerrer ödemenin iadesine yönelik olması sebebiyle Tüketici Hakem Heyeti kararlarının bağlı bulundukları tüketici mahkemeleri tarafından denetlenmesi gerektiği, bu kuralın kamu düzenine ilişkin olduğu, ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin...Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı sınırları içinde olduğu gerekçeleriyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 6. Tüketici Mahkemesince ise HSYK Genel Kurulunun 19/03/2004 tarih ve 129 nolu kararı uyarınca '......

              Öte yandan, 2010 ve 2013 yılları arasında davacının kullanımına bırakılan bölümde davalının kullandığı alana ilişkin ecrimisile hükmedilmesi de kural olarak doğrudur. Ne var ki, 2010 yılından önce D harfi ile gösterilen bölümün davacı tarafından mı, davalı tarafından mı ...’ya kiraya verildiği açıklığa kavuşturulmamıştır....

                Buna rağmen eldeki davada istek olmamasına karşın takdir edilen ecrimisile faiz yürütülmesi doğru değil ise de; davalı taraf bu hususu temyiz etmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Davalının, temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.718.47.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, el atmanın önlenmesi isteği konusuz kaldığından bu yönden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve kısmen ecrimisile karar verilmiştir. Gerçekten de, davalının davacıya ait taşınmazı yargılama sırasında boşalttığı gözetilerek el atmanın önlenmesi hakkında yazılı biçimde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davalının çekişmeli taşınmazda davacının muvafakati ile oturduğu ve bu muvafakatin davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile geri alındığı toplanan delillerle anlaşıldığına göre, ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisile karar verilmesi yerine fazla ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Hal böyle olunca mahkemece; sebepsiz zenginleşme hukuki nitelendirmesine göre inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken yanılgı değerlendirme ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi sonucunda istirdat davasının açma süresinin 15/07/2019 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, anılan yasal düzenleme dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme hukuki nitelendirmesine dayalı inceleme yapılarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu