Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu itibarla mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı idareye ait sulama kanalından taşan su nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinin tespit edilmesi halinde, el atmanın varlığının kabulü ile el atılan bölümün eski hale getirme ve yer bedeli uzman bilirkişiler marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

    Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı davalının taşınmazında yaptığı inşaat çalışmaları sırasında toprak almak, demir kazıkları ve tel çitini sökmek yoluyla 6 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarına elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, elatmanın önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine, aksi halde eski hale getirme bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmiştir. HUMK’nun 74. maddesi uyarınca mahkeme, tarafların istemleri ile bağlı olup, bu istemlerden fazlasına hükmedemez. Davacı, dava dilekçesinde veya ıslah dilekçesi ile eski hale getirme bedelinin tahsilini istememiştir. Bu nedenle, İİK’nun 30. ve HUMK’nun 74. maddelerine aykırı biçimde eski hale getirme bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekilinin maktu harç yatırmak suretiyle süresinde temyiz başvurusunda bulunması üzerine bölge adliye mahkemesince nispi temyiz harcı ve posta giderlerinin yatırılması için çıkartılan muhtıra davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiş; davalı vekili, verilen kesin süre geçtikten sonra eski hale getirme talebinde bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 98/2 maddesinde, eski hale getirme talebinin temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi halinde Yargıtay’dan talep edilebileceği düzenlendiğinden Dairemizce davalı vekilinin eski hale getirme talebinin incelenmesine geçilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 95. maddesindeki düzenlemeye istinaden, elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse eski hale getirme talebinde bulunabilir....

        Davacı vekili ilk bozma sonrası 24.06.2014 tarihli celse beyanında; eski hale getirme hususunda ıslah dilekçesinde eksi hale getirme bedeli olarak 1.622,00 TL talep edildiğini, bu bedelin Yargıtay bozma ilamı gözetilerek taraflar açısından 1/2 oranında düşünülerek buna göre karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davalının 15 nolu bağımsız bölümü mevcut haliyle satın aldığını, herhangi bir imalat yapmadığını, davacının da eski malik ... taşınmazı mevcut haliyle satın aldığını, inşaat aşamasında mimari projeye aykırı imalat olduğunun çok sonra öğrenildiğini, davalının kusuru bulunmadığından eski hale getirme masraflarının davalıya yüklenmemesini, müteahhit tarafından yapılan tecavüzlü bu kısım için bedel ödenmesine de hazır olunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı vekili ilk bozma sonrası 24.06.2014 tarihli celse beyanında; daire ile ilgili olan eski hale getirme masraflarını davacı tarafın karşılaması halinde kal’i kabul ettiklerini beyan etmiştir....

          Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli, 2015/59 sayılı ek kararının kaldırılması ve eski hale getirme taleplerinin kabulüyle birlikte temyiz itirazlarına göre kararın bozulması istemini içeren dilekçe sunduğu anlaşılmaktadır. 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu ve sanık müdafiinin eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, eski hale getirme talebinin reddine ilişkin Kastamonu 2....

            Davacı vekili yasal süreden sonra 03.01.2022 günü verdiği dilekçe ile hükmü temyiz etmiş; temyiz müddetiyle ilgili olarak; dilekçe ekinde sunduğu belgelerle Yargıtay'dan eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapmayan kimse, eski hale getirme talebinde bulunabilir. (HMK m. 95/1) Eski hale getirme talebi, temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesine dayalı olarak istendiğine göre, bu talebin Yargıtay'ca incelenip karara bağlanacağında kuşku yoktur. (HMK m. 98/2) Eski hale getirme talebine ilişkin dilekçede, talebin dayandığı sebepler ile bunların delil ve emarelerinin gösterilmesi zorunludur....

              Ancak; Mahkemece projeye aykırılıkların projesine uygun olarak eski hale getirilmesine karar verildiği halde 634 sayılı Yasanın 33. maddesi gereğince bu işlerin ne kadar süre içerisinde yapılacağının belirlenmemiş olması ve ayrıca Yargıtay uygulamalarında bağımsız bölümlerde ve bağlantılı kısımlarda projeye aykırılıkların eski hale getirilmesini gerektiren durumlarda -Kat Mülkiyeti Yasasının 23. maddesi hükmünün gerektirdiği zorunlu haller dışında- mülkiyet hakkının saygınlığı da gözetilerek davacı istemde bulunmuş olsa bile eski hale getirme yükümlülüğünün davacıya yüklenmesi ve onun bu yolda yetkilendirilmiş olması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmerdiğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (b) bendinin ikinci satırındaki "eski hale getirilmesi için davacıya izin verilmesine" sözcüklerinin metinden çıkarılmasına, yerine "davalı tarafından projesine uygun eski hale getirilmesine" gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (c) bendinden sonra gelmek...

                imzanın sanığa ait olmadığını iddia ederek eski hale getirme talebinde bulunduğu, tebligat ile eski hale getirme talebi arasındaki süre dikkate alındığında sanık müdafiinin 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 23.01.2017 havale tarihinde hükmü temyiz ettiği, her ne kadar sanık 09.05.2011 tarihli tebligattaki imzanın kendine ait olmadığını iddia etsede aradan geçen süre ve eski hale getirme talebinin yapıldığı 19.05.2016 tarihi dikkate alındığında eski hale getirme ve buna bağlı olarak temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 25.01.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atılan bölümün eski hale getirilmesi de talep edilmesine rağmen, mahkemece eski hale getirme yerine, eski hale getirme bedelinin tahsiline karar verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından birinci bendindeki (müdahale edilen yerin eski hale getirme bedeli olarak 497,50-TL bedelin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (müdahale edilen yerin eski hale getirilmesine) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarıının Hazineye irad kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan onama harcının davalıdan alınmasına,12.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Şöyle ki; Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında eski hale getirme talebi de varsa, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümün gelir metoduna göre bulunacak bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme kararı verilmesi, şayet eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yukarıdaki hususları ihtiva etmeyen rapor esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu